Kerasus Dinlenme Tesisi işletmecisi Melek Aydın,kendilerinin mağdur edildiğini belirterek yetkilileri göreve çağırdı.
Gazetimizi ziyaret eden Melek Aydın şunları söyledi:
“Kerasus Dinlenme Tesisini 2014 yılında Özel İdare’den on yıllığına kiraladık.Kira süresinin uzunluğuna güvenerek tesise yaklaşık 2 Milyon TL tutarında masraf yaptık ve ağır borç altına girdik.Tesise yapılan bu harcamalar tesisi çalıştırabilmek için yapılması zorunlu olan harcamazlardı. Özel İdare on yıllık sözleşmeyi hiçe sayarak kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip,işkalci duruma düştüğümüzü ileri sürerek ,tesisi tahliye etmemizi istedi.Kira sözleşmesinin hukuka aykırı ve haksız yere feshedilmesi ve kiracılık hakkımızın devam etmesi nedeniyle tesisi haklı olarak tahliye etmedik. Burada amaç şuydu: Dinlenme Tesisini birilerine peşkeş çekmek..
Nitekim tahliyemiz istendikten sonra,tesis açık artırma ile satılığa çıkarılmıştır. Aldığımız duyumlara göre tesisi almak isteyen kişiler siyaseten güçlü ve nüfuzlu kişiler olup tesisi kiracısız yani sorunsuz olarak almak istemişler,bu kişilerin önünü açmak için Özel İdare devlet gücünü kullanarak bizi taşınmazdan zorla tahliye etmiştir.
Tahliye işlemini meşru ve hukuka uygun göstermek için bize dediler ki;”kira akdiniz feshedildi, işgalci durumundasınız, dediler ve nihayet bizi polis gücü kullanarak tesisten çıkardılar. Halbuki kira sözleşmesi 2024 yılına kadar geçerlidir,ihale yasasına göre mahkeme kararı olmaksızın kiracının tahliye edilebilmesi için kira süresi dolmasına rağmen kiracının kiraladığı taşınmazı tahliye etmemesi veya idareye ait taşınmazı haksız yere işkal etmesi gerekir,yani kamu görevlileri kanunu yanlış uygulayarak görevi kötüye kullanmışlardır.Bir hukuk devletinde böyle bir haksızlık,böyle bir zorbalık olamaz,olmamalıdır.Tesisden tahliyemiz sağlandıktan sonra olay yeri mühürlenmiş, koruma altına alınmış ve eşyalarımızın önemli bir kısmı tesiste kalmıştı. Ne yazık ki bu eşyalarımız çalınmıştır,yani haksız tahliyeden sonra eşyalarımız da çalınarak çifte mağduriyet yaşamış olduk.Bu kadar keyfilik,bu kadar büyük mağduriyet bir hukuk devletinde asla kabul edilemez,yetkili ve sorumlulardan mağduriyetimizin giderilmesi için ilgi ve yardım bekliyoruz.Aksi halde,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil olmak üzere,bütün yasal yollara baş vuracağız”dedi.