Görsel ve yazılı medyada en çok izlenen, okunanların ilk sırasında magazin var.

Yaşamın her alanını magazinleştirmede alabildiğine ustayız.

Daha önceleri ikinci sayfada olan bu ucuz, sığ haberler yazılı medyanın ilk

sayfalarında yer almakta.

Gazetelerin haftanın belirli günlerinde yayımladığı magazin eklerindeki haberler ise

toplumun dokusu ile uyum sağlamamakta.

İnsanların çok özel yaşamları ön planda tutulmakta, hoyratça kullanılmakta.

Sanatçı özel bir insandır.

Hangi alanda olursa olsun sanatsal üretimiyle değerlendirilmelidir.

Sanatında gösterdiği başarısı, örnek kişiliği son sıralarda yer almakta.

Belki de, dünyada en kolay ünlü olunan yer ülkemiz olsa gerek.

Onlara göre gündemde kalmak için her şey olağan.

Ancak, neredeyse her gün gündeme getirilen adına sanatçı konulanların hangisi sanatı ile gündemde?

Toplumun değerleri ile örtüşmeyen yaşam biçimleri, konuşmaları ilk öncelik.

Birkaç dizide oynatılmış, birilerinin korumasında itelenerek ünlü olduğunu sanmakta.

“Saman alevi” örneği gelip geçici, basitçe.

Sanat adına ömürleri sonbahar yaprağı kadar sürmekte.

Göz önünde bulunan sanatçıların yaşamları bilinip öğrenilmek istenir, merak edilir.

Medya aracılığı ile topluma sunulanların hangileri bildiğimiz özellikleri taşıyabilmiş gerçek sanatçı?

Kaç isim verebilirsiniz?

Neredeyse tüm kanallarda her akşam saatlerce süren diziler.

Konusu, içeriği ve yapılan rolleri ile toplumun büyük çoğunluğuna hitap etmemekte.

Gündüz kuşağında öyle basit programlar var ki..

Aile bireylerinin evde olduğu saatlerde yayımlanan, düzeyi yerlerde sürünen evlilik programlarına ne dersiniz?

Haber ve bazı kanallardaki tartışma programlarının neredeyse tamamı yanlı.

Eleştirel düşünce, doğru ve gerçekleri söyleme, bilgilendirme, izleyicilere saygı yok.

Bir kör dövüşü sürüp gitmekte.

Karşılıklı bağrışmalar, itirazlar, körü körüne savunmalar….

Ya, magazinleştirilen spor programları?

Konuşma ve davranışlar tam bir curcuna.

Öyle bir formatla yayınlanmakta ki, nasıl izleniyor, tahammül edebiliyor anlamak zor.

Etik değerleri yok sayma ilk öncelikleri.

İzleyicilere ne demeli?

Göründüğü kadarıyla çoğunluk memnun.

Bu konularda gündemin gerisinde kalan bizim gibi azınlıkta kalanlar.

Tıpkı “kelaynak kuşları” örneği.

Tepki göstererek büyük hata yapmaktayız.

Bunlara ayırdığınız zamana yazık, hiç olmazsa onda bir dilimini kitap okumaya ayırın.

Diye söylesek ‘sen de kim oluyorsun da bana akıl veriyorsun?’ diye tepki alırız.

Kitap okumanın işkence sayıldığı toplumdan ne bekleyebiliriz ki?

Nüfusa göre dünya ülkeleri arasında gazete, kitap, dergi okumada en gerilerdeyiz kimin umurunda?

Ancak, TV izleme oranında Avrupa’da birinci, dünya sıralamasında ilk 10’dayız.

En fazla zamanımızı ekran karşısında boşuna harcamaktayız.

Etik değerlerimizi hızla kaybetmekteyiz.

En yakın komşumuzla aramız kalın bir duvar çekmişiz, toplumsal barış ve birlikte yaşama koşullarından hızla uzaklaşmaktayız.

Duygusal bağımız yok olmakta.

Toplumu ayakta tutan değer ve kavramlar yok sayılmakta.

Birilerinin acısı bir başkasının sevincine dönüşmüş.

Kimin umurunda?

Önemli olan;

Ciddiyet, bilgi edinme, eğlendirme, hoşça zaman geçirmeden tamamen uzak yılışık sabah programlarının ekranlar aracılığı ile topluma sunulması,

Ulusal değerlere uygun olmayan, etik değerleri yok sayan evlilik adı altında saatlerce yayımlanan programların seyredilmesi,

Adına sanatçı koyulan, alanında hiçbir başarısı olmayanların yaşamlarının merak edilmesi,

Tamamen yanlı olan yazılı, görsel ve sosyal medyanın esiri olmaktır.

Bize ise, yaşasın Survivor, evlenme programları, içi boş diziler, Cübbeli Ahmet Hoca ve diğerleri demek düşmekte.