Aşıya götürürsünüz tüm kontrollerini yaptırırsınız, her gün mamasını suyunu kontrol edersiniz yenilersiniz, kumunu temizlersiniz, her sabah çapaklarını temizler tüylerini tararsınız, haftada bir tırnaklarını keser kuru şampuanla ayda bir yıkarsınız en önemlisi sever çok seversiniz.
Bıyığını, kaşını düzeltirsiniz masum masum baktığında içinizin yağları erir uykudan kalkmış haline bayılırsınız içinizden hırpalayarak sevmek gelir. Jelibon kıvamındaki pati altlarını öpersiniz. kırdığı döktüğü her şeye o an sinirlenir ‘Bir daha seni sevmeyeceğim’ tehditleriyle bir süre yüzüne bakmazsınız. Sonra hiç sanki kıran döken benmişim gibi hafif de suçlu pozisyonunda göz kontağı kurmadan gelip dizime yada ayak bileğime kuyruğunu sürter yüz bulursa yerleşir bulmazsa köşeye siner bunalıma girmiş gibi takılır nasılsa gelip beni alacak ehehe sinsiliğinde pusar oraya anne yüreği ‘Gel len buraya çitoz depresyon havaları yer miyim bunları ben’ konuşmaları ile bir süre sonra mılç mılç öpüşmelerle eskisine dönersiniz..
Birileri bebeğinden bahsedince ‘Ay Allah seni inandırsın benim de kedim aynısını yapıyor. çekmeceleri açıyor. içine oturuyor. sürekli merak ediyor’ vs vs muhabbetlere giriyorsunuz. İnsanların garip garip bakıp gülmesi pek umurunuzda olmuyor siz anlatmayı seviyorsunuz çünkü onlar size anne diyemese de siz onu çocuğunuz olarak görüyorsunuz.
Bu arada tam anlamıyla Anne diyemese de çok ilginçtir ki benim oğlum miyavlamıyorda Anne demeye çalışıyor ve anno annoo diyor. Çok hisliler ,sahibi olduğumu hatta eminim ki Annesi olduğumu düşünüyor.
Gayet normal böyle olması elimde dünyaya geldi ve o gün bugündür ki hiç ayrılmadık birlikteyiz. Şuan 3 yaşında can oğlum,pamuk tarlam,mavişim,boncuğum, her şeyim temennim nice güzel birlikte yıllar geçirmek.
O benim Leo oğlum bende onun ANNESİ olmaktan çok mutluyum o bizim her şeyimiz.
Unutmayın….
Hayatın sıkıntısından üç şeyle uzaklaşabilirsiniz: Müzik, kitap ve kediler…