KARANLIĞIN İÇİNDE EKMEK ARAYANLAR EKMEĞİNİ ARAYANLARA AĞIT YAKANLAR

KARANLIĞIN İÇİNDE EKMEK ARAYANLAR EKMEĞİNİ ARAYANLARA AĞIT YAKANLAR

Sahi kim bunlar?
Karanlığın içinde ekmeğini arayanlar kimler?
Kimler giriyor ekmeğini aramak için karanlığın dehlizlerine?
Toprağın derinliklerine girdikten sonra, bir daha yeryüzüne çıkma ihtimali olmayanlar kimler?
Hemen söyleyelim: MADENCİLER…
Peki, teknolojinin zirve yaptığı bu çağda, maden emekçilerinin ‘ekmeğini aramak için’ toprağın karanlıklarına girip de bir daha yeryüzüne çıkamaması kaderi mi?
Alın yazısı mı?
Takdiri ilahi mi?
Sizlerde mutlaka duymuşsunuzdur ya…
Zonguldak-Kilimli ilçesinde -i.A-ya ait ruhsatsız çalışan bir maden ocağında metan gazı patlaması sonucu 2 kişi ağır yaralanmış ve 3 kişide hayatını kaybetmiş…
Demek ki vadeleri bu kadarmış!
Elden ne gelir?
Bu dünyada yolculukları buraya kadarmış!
Allah taksiratlarını affetsin!
Amin…
Böyle düşünüp, böyle dua edip, böyle kabul edeceğiz öyle mi?
Sonra mı ne olmuş?
Maden Ocağını ruhsatsız çalıştıran İ.A. Cumhuriyet Savcılığınca tutuklanıp Ceza-Evine konulmuş…
Pardon duyamadım, ne dedeniz?
“Niye öyle: “İ.A…İ.A” diye anırıyorsun da, madencilerin ölümüne neden olan herifçioğlunun ismini doğru-dürüst, açık-açık söylemiyorsun” dediğinizi duyar gibiyim ama; kusura bakmayın, bu şahsın ismini böyle kodlamayı ben yapmadım…
Muktedirlerimiz ve yetkililerimiz nasıl -rumuz olarak- saklamışsa bende kamuoyuyla nasıl paylaşılması istemişse;
bende sizlerle öyle paylaşıyorum…
Hatta biraz sıkıcı olacak ama sizlerle son ’30 yılın’ maden altında kalan emekçilerimizin sayısal dökümü de vermek istiyorum…
Buyurun birlikte okuyalım;
Yıl: 1983
Zonguldak-Armutçuk Beldesindeki taş kömür ocağında meydana gelen grizu patlaması ve 103 kişi yaşamını yitiriyor…
Yıl: 1990
Amasya- Yeni Çeltik İşletmesine ait maden ocağında gelen grizu patlamasında 3 işçi yanarak ve 65 kişi göçük altında kalarak yaşamını yitirdi…
Yıl: 3 Mart 1992
Zonguldak-Kozlu ilçesindeki taş ocağında zincirleme patlama sonucu 263 madenci yaşamını yitirdi…
Yıl: 1995
Yozgat-Sorgun ilçesinde Matsan Madencilik Şirketine ait kömür ocağında grizu patlaması sonucu 38 kişi göçük altında kalarak yaşamını yitirdi…
Yıl: 2003
Karaman’ın Ermenek ilçesinde özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması sonucu 10 işçi yaşamını yitirdi…
Yıl: 2004
Kastamonu’nun Küre ilçesi bakır ocağının alev alması sonucu meydana gelen yangın ve karbondioksit gazı zehirlenmesinden 19 maden emekçisi yaşamını yitirdi…
Yıl:2009
Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesi madeni ocağında grizu patlaması sonucu 19 maden emekçisi yaşamını yitirdi…
Yıl: 2010
Balıkesir Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de grizu patlaması sonucu 17 kişi yaşamını yitirdi ve 30 kişide ağır yaralandı…
Yıl: 2010
Zonguldak Karadon Taşkömürü İşletmesi Kömür madeninde grizu patlaması sonucu 30 maden emekçisi yaşamını yitirdi…
Yıl: 2010
Edirne’nin Keşan ilçesinde Küçükdoğanca köyündeki maden ocağında meydana gelen göçük nedeniyle 3 işçi yaşamını yitirdi.
Yıl: 2013
Zonguldak Kozlu ilçesi Taşkömürü Kurumuna ait kömür ocağında metan gazının açtığı göçük nedeniyle 8 maden emekçisi öldü…
Yıl: 2014
Manisa’nın Soma ilçesinde ‘Soma Holding’ tarafından işletilen kömür ocağında meydana gelen patlama sonucu ve çıkan yangın sonucu tam 301 maden emekçisi yaşamını kaybetti…
Yıl: 2014
Karaman’ın Ermenek ilçesinde ‘Has Madenciliğe’ ait kömür işletmesinde su baskını sonucu 18 madenci yaşamını yitirdi..
(hatta bu yaşanan faciada bir ananın söylediği şu söz hala hafızalarımızda kazılıdır diye düşünüyorum;)
Neydi o acılı ananın söylediği söz;
“Benim oğlum yüzme bilmez ki!”
Aaaaaahhh, aahh!..
Ne deyip de ağlayalım bilmem ki!
İçimizi kimlere döküp, derdimizi kimlere anlatalım?
Bu ölümler ve zulümler hep neden ezilenden, emekçiden yana?
Bu ‘kara kader’ denilen yazı; hep niye alnında kömür karası taşıyan ‘maden emekçilerinin’ alnına yazılıyor?
Tövbe, tövbe!…
Her neyse…
Daha fazla Allah’ın işine karışıp, günaha girmeden en iyisi sözü ünlü şairimiz Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Yaşlanmaya Ananın- Yaşlanmayan Mektubu” veya (diğer adıyla) “Mustafa Kemal’i Sevenlere” isimli şiirinde (maden işçileriyle ilgili kısmı alarak) sizlerle paylaşmak istiyor ve sohbetimizi de şiirsel bir anlatımla bitirmek istiyorum;
……………
“Karadeniz derler bir kara derya
Abanmış üstüne Kozlu’da çocukların
Kömür müdür, yürek midir ocaklarda ki,
Ağıt mıdır, figan mıdır bacalarda ki
Zonguldak Zonguldak vurur yüreğim
Zonguldar dertlerim günde beş öğün
katarlanır albayraklı cenazelerim
Kimi ağlar ekmek ekmek, ne bilem
Kimi ağlar okul okul ne bilsin
Ne bilsin grizuyu, grevi sendikayı Kemal’im
Ne bilsin yoksul yetim
Sen hep Samsun’a mı çıkarsın Kemal’im
Hele birde kömürlere
Çık hele bir
Çık hele bir
Kemal’im…
*** **** ***
Son söz;
Bir dilim ekmek aramak için toprağın derin karanlıklarına inerek yeryüzünü -aydınlatmak isterken- yaşamını yitiren tüm maden emekçilerinin önünde saygıyla eğiliyorum…
Ve -Patronun çok kazanması- için iş güvenliği sağlanmayarak emeği sömürülerek bizatihi göz göre-göre ölüme gönderilip; bu ölüm şekillerinin de ‘kader’ olduğuna asla ve asla inanmıyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?