İSTANBUL SEÇİMLERİ

İSTANBUL SEÇİMLERİ

Artık İstanbul seçimleri sadece İstanbul’u ilgilendirmiyor. Bayram günü İstanbul’da olması,İstanbullu seçmenlerle buluşup,onlarla bayramlaşması gereken adaylar soluğu Anadolu’ da aldı.
AKP nin ve Cumhur İttifakının adayı Binali Yıldırım hem memleketi Erzincan’ın Refahiye ilçesinde, akraba ve dostlarını ziyaret etti,hem de “beni unutmayın,unutturmayın” dedi. Sivas’ta yaptığı konuşma ile doğu ve iç Anadolu’ya “evladınıza destek olun”demek istedi.
CHP nin ve Millet ittifakının adayı Ekrem İmamoğlu memleketi Trabzon’dan açtığı seçim bayrağını sırası ile Giresun,Ordu illeri ile bu illerin sahilde boyunca sıralı ilçelerinde tek tek dalgalandırdı.
Biri Mustafa Kemal Atatürk gibi doğacak demokrasi güneşini Karadeniz üzerinden başlatmayı denedi. Diğeri gene Mustafa Kemal Atatürk gibi otağını Sivas’a kurdu.
7 Mayıs 2019 günü iptal edilen İstanbul Büyük Şehir Belediyesi seçimlerinin bu derece kabarıp fırtınaya dönüşeceği,31 Mart akşamından belli olmuştu.Bir günlüğüne terk edilen barış silahlar,1 Nisan sabahı tekrar kuşanılmıştı.
Yaşı 65 e dayanan, her haliyle yorgun ve isteksiz davranan,bir röportajında” seçimi kazandığım gün,uzanıp en az yarım gün uyuyacağım,torunlarımla ilgileneceğim” diyen Binali Yıldırım ile aynı soruya”İstanbul’da işi gücü olmayan milyonlarca genç insan var. Kolları sıvazlayıp hemen çalışmaya başlayacağım”diyen 40’lı yaşlarındaki delikanlı Ekrem İmamoğlu’nun yarışması bu kadar olur.
Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul’da AKP, CHP’nin 4-5 puan önünde iken,genel müdürlük,bakanlık,başbakanlık,İzmir’de belediye başkanlığı adaylığı,nihayetinde TBMM Başkanlığı yapmış olan ve her haliyle çalışmak ve koşturmaktan yorulmuş olan bir kişiyi aday göstermesi çok yanlıştı.İmamoğlu belli olduğunda,Binali Beyi geri çekerek, denk bir aday gösterebilirdi.
Seçimler için yapılan konuşma ve tavırlarda Sayın İmamoğlu’nun Rum veya Pontos olduğu ithamı çok yanlış oldu.Buna başta Trabzon olmak üzere tüm Karadenizli alındı. Tıpkı Merhum Demirel’in Rizeli Mesut Yılmaz için:”Hamsi Kavağa çıkamaz” sözünü hatırlattı.O vakit Karadeniz kabarmış,ANAP Giresun’da 4-0 yapmıştı. Diğer illerde çoğunluğu almıştı.
Pontos ve Rum yakıştırmasına kimse itibar etmedi.
Şu anki Londra Belediye Başkanı Sadık Han bir Müslümandır.
Ayrıca YSK tarafından eline mazbatası taktim edilen,her türlü sayım ve döküm neticesinde 13.700 oyla İstanbul seçimlerinden galip çıkan,bu arada iki hafta İBB ye başkanlık yapan İmamoğlu’nun; yine aynı YSK tarafından 7-4 gibi gülünç bir oylama neticesinde mazbatasının geri alınması, Sayın İmamoğlu’nun mağdur konuma düşürülmesi düşündürücüdür. YSK’nın yaptığı doğru ve yanlış tüm uygulamaların tek galibi Sayın İmamoğlu olmuştur.
Gözler bu seçimden,ayak oyunlarından,dalaverelerden bunalan halkın beklentisi,yaşına,başına,olgunluğuna ve efendiliğine güvenilen Sayın Binali Yıldırımın adaylıktan çekileceği,tekrar meydan meyden, ev eve gezemeyeceği yönündeydi.O da kaprislerine ve baskılara yenik düşmüş,tekrar aday olarak şahsına karşı olmayan olumsuz tepkilerin tümünü üzerine almıştır.Böylece muhalif halkanın genişleyerek büyümesini sağlamıştır.
Sayın İmamoğlu sanıldığı gibi köken olarak sol kökenden gelmemiştir. Aksine babası ve amcaları gibi Ülkücü,milliyetçili,vatansever bir ailede yetişmiştir. Kendisini PKK, HDP veya Demirtaş sempatisi gibi göstermeye çalışmakta yanlıştır. Bu hoyrat devirde “kimse milliyetçilere kötüdür” diyememeli. Kendileri dinsiz veya ateiste değildir.Aksine Arapçadan Kuran okuyan, Müslüman biridir.Sizler daha evvel nasıl ki,Kuran okuyup bir şeyleri ima ediyorsanız, o da aynısını size karşı “öyle olmaz,böyle olur”diyerek karşılık vermek zorunda kalmıştır..
AKP üç dönem mağdur edebiyatına sarılarak iktidar oldu. Aynı taktiği İmamoğlu’nun uygulaması doğaldır.Ne de olsa bu yol ona “usta siyasetçilerden” kalma bir mirastır.
Sayın İmamoğlu’nun Karadeniz gezilerinde ortaya çıkan istek,Türkiyeyi yöneten iktidar ve muhalefet liderlerinin yaşlı ve istikbal vaat edemeyen görüntülerinin sona ermeye başlayacağıdır. Genç ve dinamik,donanımlı liderlere, ayrıca polis barikatları,üst baş aramaları, yasaklardan bıkılmış, gerçek hayata,hür bir ortama, kısaca adil ve eşit bir demokrasiye ihtiyaç duyulmasıdır.
Sayın İmamoğlu 23 Haziran seçimlerini alsa da,kaybetse de bu demokrasi ve yenilik hareketleri bitmeyecek,aksine alevlenecektir.
Tek adam rejimi nihayet bulacak,tekrar demokrasi arayış çabaları sürecektir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?