GİRESUN’UMUZUN DOĞAL GÜZELLİĞİ

GİRESUN’UMUZUN DOĞAL GÜZELLİĞİ

Bizi yaratan ve yaşatan güzel Allah’ım bizlere öyle bir güzel bir şehir hediye etmiş ki deniziyle, yaylasıyla müthiş bir tabiat hediye etmiş. Ne kadar Allah’ımıza şükretsek azdır.
Çocukluğumuzu denizde, okulların geniş bahçelerinde ve mahalle aralarında sonra da Giresun Atatürk Stadı’nda ve ek sahada doya doya futbol oynayarak büyüdük.
Hayat kimimizi gurbete kimimizi de Giresun’da yaşamaya mecbur bıraktı. Yaş orta yaş grubuna gelince şimdi de doğada eşi benzeri olmayan Giresun yaylalarında bir gün geçirmek istedik. Beş arkadaş Almanya’dan Mehmet (Memo) Derbeder, Ünal Şen, Demirci Metin Şenel ağabey şimdiki ismini yeni haber aldık Kromcu Metin ağabey olmuş ve bilgisayar profesörü Ali Alpay arkadaşlarımızla güzel yaylarımızda bir doğa gezisine çıktık.
İlk durağımız Elmatepe Subaşı’nda eski anılarımızı gündeme getirdik. Giresun’umuzun değerli aydını rahmetli Aziz Nesin ve rahmetli Öztürk Serengil’in mizah kültüründen torunları olarak esinlenerek birbirimize yaptığımız esprilerle inanılmaz bir stres attık.
Kromcu Metin Ağabeyimizin şarkılarından canımız sıkılmadı ama sesi Unkapanı’nda hiçbir plakçıdan teklif görmez.
İkinci durağımız ise Erimez Yaylası. Suyun başında bir kadeh rakı ile beraber yaylanın serinliği ister istemez kendimizde hissediyoruz.
Sonra çıkıyoruz Kulakkaya Yaylası’na. İniyoruz Alçakbel Yaylası’na. Çam ağaçları dallarını birbirinin omzuna atmış hür ve kardeşçe bir arada yaşıyor. İçinde kuş sesleri ile birlikte derin sessizlik insanı ruhsal ve beyinsel olarak şehirdeki sıkıntıyı, stresi, baskıyı üzerinden kaldırıp, unutturuyor. Bir anda havanın muhteşem serinliğini üşüyerek hissettiriyor bizlere.
Derken yemek molasına geçiyoruz. Ali kardeşimin hazırladığı nefis mezelerle birlikte yaylanın vazgeçilmez kuzu ızgarası ve kuyu kebabı sofraya ayrı bir damak zevki katıyor.
İşte Giresun’da doğanın dört mevsimini bir günde yaşamanın mutluluğunu yaşıyoruz dört arkadaşımla beraber.
Yaş kemale erince gerçekten insanın doğaya bakış açısı değişiyor. Yayla sevdası ve yayla aşkı ister istemez bizleri buralara getiriyor. İyi ki Giresun’da dünyaya gelmişiz. Böyle bir tabiatı, böyle bir güzelliği Allah kimseye nasip etmez. Bunu yaşayabilmek de ayrı bir erdemliktir.
Dünyanın en zengini olsak neye yarar bu güzellikleri görüp yaşayamamak. Herkese nasip olmaz böyle güzelliklerin tadına varabilmek.
Gönül ne çay ister ne çayhane, gönül muhabbet ister her şey bahane. İşte bu olayları yaşamak da ayrı bir kültürdür.
Dört arkadaşımla beraber yaylada yaşadıklarımız bizlere kalan en büyük hatıradır.
Bence bundan daha erdemlisi yoktur ARKADAŞLAR…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?