Televizyonların son yıllarda fenomen olan programlarından bir tanesi de evlendirme programları,  gündüz kuşağını akşam kuşağına bağlayan be neredeyse her kanalda olan bir illettir.  Hemen her gün oynayan evlendirme programları tam olarak evlenmece programı  halini aldı.  Bir senaryo ve tiyatral gösteri olan bu programların insanların duyguları üzerinden reyting yaparak duygu  tüccarlığı yapmaktadır.

İki yıldır aynı kişiler

Bu programların hemen hepsinde 2 yıla yakın aynı  kız ve erkeklerin olduğunu görmeye başlayınca zaten daha da fazla tiyatro olduğu anlaşılır oldu. İnsanları adeta yalnızca bir meta olarak değerlendiren bireyler tamamen maddesel hazlar üzerinden konuşmakta ve günümüz gençliğine kötü örnek olmaktadır.  Birbiri ile dalga geçenler, hakaret edenler, dedikodu, gıybet, yalan, dolan bini bir para.

Geleneksel Aile yapısını bozuyor

Televizyon sektörüne artık bir düzenleme yapılması gerek. Televizyonun,  eğer önlem alınmazsa bir kimyasal silahtan daha etkili olduğunu düşünüyorum.  Televizyonların evlilik ve gençlik dizileri ile vakit geçiren bir gencin sağlıklın düşünmesini beklemek çok zor. Taze beyinleri özenle zehirlemek için hazırlanan bu programlarla yıkanan gençler maalesef evlilik ve aile yapısının asıl birleştirici ve büyüleyici manasını anlayamıyor demektir.

“Yalan hayatların hayalleri ile gerçek hayatlar yıkılıyor”

Birilerinin kağıt üzerinde yazdığı senaryoları gerçek sanan hayalperest gençler maalesef gerçek hayatta beklediğini bulamayınca yalan oluyorlar.

Derhal zihinsel bir silah olan evlenmece programlarının sonlanması ve bu ve benzer Türk aile yapısını bozucu tüm programların gözden geçirilmesi gerek.  Biz tarih boyunca geleneksel  değerlerimiz ve sağlam aile yapımızla tarihimizi bugünlere  getirdik.  Bugün bizi tankla, tüfekle yenemeyen mihraklar televizyon silahları aracılığıyla süslü püslü yakışıkla kadın ve erkeklerle gençlerimizin hayallerini yalanlarla süslüyorlar.

Zihinlere zehir saçan evlenmece programları ve gençlik dizileri sayesinde özellikle ergenlik/okul çağında olan gençlerimiz maalesef kontrolsüz ve tehlikeli hayallerin içerisine sürükleniyor. Gerçek kültür ve değerlerimizin yanı sıra gerçek hayatla hiç bir ilgisi bulunmayan dizi ve programlar, çocuklarımızın gerçek hayatlarını yıkıyor ve pişman olacakları bir serüvene doğru sürüklüyor. Radyo Televizyon Üst Kurumu (RTÜK)’ün bu konuda artık açık ve ciddi adımlar atması

Yalan hayatların hayalleri ile gerçek hayatları yıkılmayan bir gençlik dileğiyle…

Vesselam…