DEĞİŞMEYENLER

DEĞİŞMEYENLER

Karabükspor’da Fikret Yılmaz, Adanaspor’da Cihat Arslan, Giresunspor’da Metin Diyadin, Gazişehirspor’da Yalçın Koşukavak takımlarından ayrıldılar.
Sezon başı Altınordu ve Giresunspor dışında 16 takım Teknik direktörlerini yenilemişlerdi.
Takımlarda kötü gidiş varsa ilk önce tasını tarağını toplayan hep hocalar olur. Vicdanının sesini dinleyen hocalar ya istifa ederler ya da gönderilirler. Ya da Phillip Cocu gibi “takımımın başındayım” der. Direnir. Beceremediği hocalığa devam eder.
Nedense Türkiye’de bu sektör böyle alıştırılmış. Futbolcuları ve hocaları yıllık sözleşmelidir. Her yıl takımların futbolcusunda, hocasında erozyon vardır.
Aynı hocalar ve futbolcular her yıl gezgin gibi kulüp kulüp Anadolu’yu gezerler.
Yönetim hep yerindedir. Değişmeyenlerdir. Takım kadrolarını oluşturan, transferleri hocadan habersiz yapıp, menajerler ile muhatap olanlar, kasaları boşaltanlar hep yerindedir.
Günah keçisi futbolcu ve hocalardır. Yönetim istifayı bile aklına getirmez.4 Yıl iş başında olan yönetimler, nedense 4 yıl sözleşmeli futbolcu almazlar. Hep yıllık sözleşme yaparlar. Her yıl 40-50 yeni transfer yapan futbol kulüplerimiz vardır.
Transferlere sezon başı yetmedi. Bir de sezon arası transferleri çıktı. Sezon başı alınanların çoğu sezon arası gönderilir. Yenileri gelir. Takımlar borçtan kurtulamaz haldedir.
Milli takım o kadar başarısızlığa uğradı, hep hocaları gönderildi. Yönetim hala iş başında. Harcanan ve heba edilen paraların hesabını soran bir makam yoktur…
Takımlardan ayrılan hocalar anında başka takımlarda iş bulur. Kovulan hocalara bile kucak açan takımlar vardır. Verimsiz hocanın bu işi öğrenmesine fırsat vermezler. Kendi kulüplerini de batırırlar.
Halbuki hoca; verimsiz olduğunu düşünse, hocalığı öğrenmek için eğitimine devam etse, gelecekte başarılı olmamaları için de bir sebep yoktur.
Buradan şunu anlıyoruz; Hoca başarısız olsa talibi olmaz. Hoca başarısız olduğunu anlasa bu işi yapmaz. Demek ki başarısız giden takımlarda, başarısız olan hoca değil, transferi yöneten yönetimlerdir. Aldıkları ve sattıkları tutmamıştır. Takım yönetmede zaafları vardır. Ama yıllardır yurdumuzda işin bu tarafı hiç mi hiç görünmez. Alan razı, satan razı zihniyeti ile hocalar ve futbolcular takım takım gelip giderler.
Birinci Lig’de hoca değişikliği 4 hoca ile kalmayacaktır. Her başarısız takım hocasını değiştirecektir. 7 hafta sonunda Süper Lig’i takımlarında 4 hoca da gönderildi. Gönderilmek için sırada olanlar da vardır.
ZOR GÜNLER
Şimdi Giresunspor’un her türlü sonuca açık maçları başlıyor.
Muhtemelen Giresunspor’un başında bir hocası olacak.
Takımın yeni hoca ile morali de yüksek olacak.
Futbolcular hoca değişikliğinin farkına varacak.
Diyadin’in gidişine hiçbir futbolcu üzülmeyecek.
Yeni hoca ile geleceğini düşünecek.
Hala kendini toparlamayan, aklı Giresunspor’un dışında olan futbolcular Ocak ayında gönderilecekler.
İyi giden Giresunspor’un birden renk değiştirmesi, inişli-çıkışlı seyretmesinde sorun para olsaydı basına yansırdı.
Bakın Trabzonspor’a, futbolcuları TFF’ye, UAFE’ye gitti, paralarını aldılar. Takım şaha kalktı. Giresunspor’da böyle bir sorun gözükmüyor. Basına da yansımıyor.
Öyleyse yeşil beyazlı formayı giyenler, kıçına nişadır sürülmüş gibi sahada koşacaklar, mücadele edecekler, rakibi abandone edecekler. Ama nerdeeee!. Takım sahada uyuyor. Geziyor. Puan için gelen rakip puanları alıp gidiyor. Giresunspor’un tek beceremediği rakibi ile savaşamadığı. Rakip ayırması. Rakip küçümsemesi. Geri ve yan paslarla zaman öldürmesi.Rakibe etki edememesi. Pres yönünün zayıf olması. Etkisiz ve ağır çekim orta saha oyuncularına güvenilmesi. “Nasıl olsa yeneriz” havası içinde puan dağıtması.
Etkisiz ve keyifsiz oynayabilir takım. Ama maç sonu asıl olan kazanılan puandır. Ligde zayıf takım yok. Her takım her takımı yeniyor. Baştaki ile dipteki fark etmiyor. İsteyen çıkıp maçı koparıyor. Rakibini iyi tanıyan, rakibini iyi analiz eden, rakibe göre sahaya futbolcu süren kazanıyor.
Giresunspor’un önünde 4 maçlık periyotta 3 deplasmanı var. Lider ve lig ikincisi bu dört maçlık periyotun içinde.
Giresunspor bu dört maçtan ya puanlar alaca ya da play off sınırından uzaklaşacak. Dipteki takımları da yanına çekecek. Bu da hiç iyi olmayacak.
Kaybedilen maçların Giresunspor’a ders verdiği kanısındayım. Olası beklenmeyen mağlubiyetler Giresunspor’a zor günler yaşatacaktır.
11’DE YERLİLER ÖNDE
Geride kalan 7 haftada yeşil beyazlılar 12 puan topladı, 5.sırada. Liderin 9 puan gerisinde.
Bu 7 hafta müsabakalarında yerli futbolcular fazla süre buldu. Yabancılar beklenen süre sahada kalamadılar.
Kaleci Anıl, Aykut ve Uğur Kuru 630’ar dakika ile başı aldılar.
Hüsamettin 617, Landel 612, Adama Ba 523 dakika sahada kaldı.
İlk dört sırayı yerliler aldı. Yabancılardan Landel en uzun süre sahada kaldı.
Diğer yabancılardan Dauda 343, Sangare 339, Hüsmani 270, İdazza 146 ve Sery 94 dakika süre buldu.
Yine öteki yerlilerden; Kürşat 378, M.Reis 336, E.Keleş 283, Kağan 229, Ferhat 180, Abdülkadir 135, Ozan 127, Emre 124 , M.İldiz 119 dakika sahada kaldı.
Geçen 7 haftada en az süreyi F.Atik (30) ve Bahadır ( 13 dakika.) aldı.
Yine 7 hafta içinde;
7 Müsabakada forma giyenler; Anıl, Aykut, Hüsamettin Uğur ve Landel.
6 Müsabakada forma giyenler; Muhammed Reis, Adama Ba ve Ergin Keleş.
5 Müsabakada forma giyenler; Kürşat ve Dauda.
4 Müsabakada forma giyenler; Abdülkadir, Ozan, Sangare.
3 Müsabakada forma gyenler; İdazza, Kağan, Hüsmani ve F.Atik.
2 Müsabakada forma giyenler; Savaş, Emrei Sery, M. İldiz ve Ferhat.
1 Müsabakada forma giyenler; Bahadır.
Forma şansı bulamayanlar; Kayacan, Çağlar, Volkan, Yasin, Alperen, Saruhan, Ahmet Yusuf, Atakan ve kaleci Erkan Anapa.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?