DARBEDEN NOTLAR-2

DARBEDEN NOTLAR-2

FETÖ Örgütü olarak adlandırılan darbenin en ilginç yönü TSK -MİT ilişkileri olmuştur.16 Temmuz öğle sonrası bastırılan ve kontrol altına alınan kalkışma sonrası gelen ilk bilgilerde; bir kısım askerin darbe yapılacağının MİT tarafından fark edildiğini,saat 16.00 sıralarında bildiklerini telefon kullanarak Genel Kurmay Başkanına ilettiğini öğreniyoruz.Ardından saat 17.00 ‘de daha fazla bilgi sahibi olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan; Genel Kurmay Başkanlığına geçiyor.Orada Hava ,Kara,Genel Kurmay ikinci başkanının da hazır olduğu ortamda bir değerlendirme yapılıyor.

Basına düşen bilgiye göre Genel Kurmay Başkanının emri ile bütün birliklere uyarı niteliğinde bir yazı gönderilmesi kararlaştırılıyor.

Ancak bu emrin Genel Kurmay Başkanının emir subayı,yazı işleri ve kurmay albayının da darbeci FETO gurubuna tabi olması sebebi ile sümen altına itildiği anlaşılıyor.

Gene bizzat kendi söylemlerinden canlı olarak izlediğimiz kadar; Sayın Cumhurbaşkanı ülkede bir darbe girişiminin başladığını 15 Temmuz akşamı saat 20.30 gibi “enişte”sinden, Başbakan ise aynı saatlerde Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Ankara’ya seyahat halinde iken araç içinde duymuşlar.

Toplantı ve olayların akışının bütününe bakıldığında MİT darbe olacağını, yapılmadan önce biliyormuş.

Ancak bağlı olduğu Başbakan ve Cumhurbaşkanına bu kadar öneme haiz olayı bildirmemiş. Diyelim art niyeti yok. Kalkışmayı telefonla bildirdiği ve daha sonra bizzat Genel Kurmay Başkanlığına giderek, darbe hakkında değerlendirmeler yaptığı kuvvet komutanları bile ,aldıkları bu önemli bilgileri Cumhurbaşkanına, Başbakana,Milli Savunma Bakanına bildirmemişler.

Emniyet Genel Müdürlüğünün FETÖ örgütüne teslim edilmesi gibi, MİT, TSK, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığında çalışan üst düzey yetkililerin Fethullahçılara teslim olduğunu görmüş olduk. Yazılan ve yapılan yayınlar gerçekse, bunun başkaca izahı yok.

Mit Müsteşarı Sayın Hakan Fidan, Genel Kurmay Başkanı dahil, Hava Kuvvetleri Komutanı hariç diğer komutanların darbe olacağını bile bile tedbir almadan, yerlerinden ayrılmamışlar. Bu hareketleri şüphelidir ve izaha muhtaçtır.

Yansımalar doğru ise felaket. Vakit geçmeden bu kurumlardaki FETÖ uzantıları temizlenmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanını ise 15 dakika bir farkla ölümden kurtaranın İstanbul Birinci Ordu Komutanı olduğu bir gerçek. Komutanın Devlet Bahçeli ile yakın tanışık olduğu ortaya çıktı.Hatta Gözcü Gazetesine göre Sayın Bahçeli Cumhurbaşkanını salimen İstanbul’a inmeye ikna eden siyasidir.

Darbe başarılı olsa imiş mevcut Anayasa kaldırılacak, tüm siyasi partiler kapanacak, siyaset askıya alınacaktı,Kaymakam,vali ve bütün bürokrasi değişecek,yeni bir hükümet kurulacaktı.Kısacası Cumhuriyet dahil yeni düzende neyin ne olacağı belli değildi.

15 Temmuz FETO kalkışmasına karşı duran Sayın Bahçeli,Sayın Kılıçtaroğlu ile aynı gece sokağa dökülen ülkücüler,solcular da darbenin bastırılmasına yardımcı oldular.Herkes Milliyetçi,demokrasi aşığı,bayrak sever ve vatansever oldu.

Üzerinde çok konuşulduğu ve yazıldığı için hatırlatmakta fayda var.Ülkücülerin darbe yanlısı olması,yapılan bir darbeye destek vermesi imkansızdır.12 Eylül darbesinde solcularla birlikte çok işkence görmüş,yargılanmış,hapislerde yatmış,suçsuz yere idam edilmişlerdir.Merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş sağlığında bu gençlere :”En kötü demokrasi,en güzel darbeden daha iyidir”sözü ile darbe ve ihtilallardan uzak durmaları gerektiğini öğütlemiştir.

Siyaset yapma uğruna “Kaçak Saraya gitmem” diyen Sayın Bahçeli İle Sayın Kılıçtaroğlu darbe sonrası bu yeminlerini unutmuşlar.Cumhurbaşkanının daveti üzerine koşa koşa Kaçak Saraya çıkmışlardır.Bu davranışları yapılan darbenin bir neticesi olarak belleklere nakşetmiştir.

İsyancılara devletin sert cevabı geç kalmamıştır.149 darbeci generalin yanında toplam 1684 subay ordudan atılmıştır. Binlercesi de devlet kurumlarından temizlenmeye başlanılmıştır.

Neticede Allah bu Milleti felaketlerden, bu devleti parçalanmadan ve iç savaştan korumuştur. Devleti yönetenlerdeki yüksek kibir ve bencilliğe karşı ihtar etmiş, herkesin ayaklarının tekrar yere basmasını sağlamıştır. Fiziği ABD de olan, gözü yaşlı, hasta ve din cahili bir “gocaman”aracılığı ile güzel bir ders vermiştir.

Darbe sonrası solcusu sağcısı, her ne kimse, fethullahcı ve bölücüsü hariç, seksen milyon insan kucaklaşmış ,kaynaşmıştır.İç barışI ve iç huzuru sağlamak için fırsat doğmuştur.Kamplaştırıcı siyasi hasımlıklar sona ermiştir.Bu konuda Cumhurbaşkanı ve Hükümetin atacağı adımlar beklenmektedir.

Böylece “oy uğruna her şeyi yaparım ,gerekirse vatanı da satarım” felsefesi de iflas etmiştir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?