DAHA ÇİÇEĞİ BURNUNDA BİR ÖĞRETMENDİ BİR DERENİN KENARINDA BULUNDU CESEDİ

DAHA ÇİÇEĞİ BURNUNDA BİR ÖĞRETMENDİ BİR DERENİN KENARINDA BULUNDU CESEDİ

 

Sizler nasıl düşünürsünüz onu bilmem ama, eğer bana soracak olursanız; şu benim ülkemde zar-zor kurulan ‘Düş Duvarları’ gün geçtikçe o kadar kolay yıkılmaya başladı ki!

Hele-hele emeğinin karşılığını toz-toprak içinde çalışarak kazanan ve çalışken de; çocuklarının mutluluğu üzerine büyük düşler kuran şu ’emekçi takımının’ düşleri yok mu; işte yıllarca üst-üste kurulan bu ‘düşler’ bir bakıyorsunuz anında ‘kağıttan yapılmış kule’ gibi bir anda yıkılıveriyor!

Bir anda tarihe kavuşuyor…

Tıpkı Gümüşhane’nin Torul İlçesi-Demirkapı Köyünde yaşayan Hamit Yılmaz’ın yıllarca ‘İnşaat İskelelerinde’ kurduğu düşlerin hiç beklenmedik bir anda yıkılıp yerle-bir olması gibi…

Ve yine aynı şeklide karısı Gülay Yılmaz’ın,nerede olursa-olsun; ister mutfakta yemek pişirirken,çamaşır yıkarken, isterse bağda-bahçede durmadan çocuklarının mutluluğu üzerine sabah-akşam kurduğu düşlerin ansızın yıkılıp gitmesi gibi…

İşte sözünü ettiğimiz Gümüşhaneli Hamit-Gülay Yılmaz’da yıllarca 4 çocuğundan biri olan; Necmettin’i dişinden-tırnağından artırarak okutmuş ve öğretmen yapmıştı…

Oğulları Necmettin (kendilerince) o kadar güzel ve o kadar küçük mütevazi düşler kuruyorlardı ki; “Eh eline ekmeğini aldı, hayırlısı ile birde evlendirirsek, darısı dostlar başına” diye düşünüyorlardı!

Bu kendilerine münhasır ‘düşleri’ kurmakta haksız da değillerdi işin doğrusu…

Yememiş-içmemişler; Necmettin’in büyük zorluklar içinde okutup (halk deyimi ile) adam edip, sırata katmışlardı!

1993 yılında Torul İlçesinin- Demirkapı Köyünde dünyaya gelen Necmettin, İlkokulu kendi köyünde,Ortaokul ve Liseyi Gümüşhane de okuduktan sonra Eğitim Fakültesini de Artvin’de okuyor…

Eğitim Fakültesini bitirdikten sonra ise fazla beklemeden (malum) sınav duvarlarını da başarıyla aştıktan sonra,Urfa’nın Siverek’e 60 Kilometre uzaklıktaki Çiftçibaşı Köyünde Müdür yetkili öğretmen olarak göreve başlıyor…

Ve daha çiçeği burnunda olan Necmettin öğretmen çok mutlu…

Okulda tek başına öğretmenlik yapmasına karşın; öğrencileriyle birlikte olma mutluluğunu hiçbir şeylere değişmek istemiyor genç Necmettin Yılmaz öğretmen…

Ve bu mutluluk içinde 16 Haziran tarihinde öğrencilerinin Karnesini verdikten sonra bu kez ‘yaz tatilini’ ailesinin yanında geçirmek için ‘kendi arabasıyla’ Tunceli-Pülümür yolu üzerinden Gümüşhane Torul İlçesi. Demirkapı köyüne gelecek…

Ancak ne var ki;”Evdeki hesap, çarşıya uymuyor” ve PKK örgütü militanla Necmettin Yılmaz Öğretmenin arabasının önünü kesip; ‘esir’ alıyor!

Arabasını yakıyor…

Kendisini de Pülümür Çay’ının kıyısına indirerek öldürüyor…

Torul-Demirkapı köyünde anası-babası ve kardeşleri Necmettin’i bekliyorlar ama ne gelen var-ne giden!

Telefonlar ses vermiyor susmuş!

Necmettin’in nerede olduğunu ne İlgili makamlar biliyor, nede en yakın arkadaşları…

Necmettin öğretmen günlerdir kayıp…

Tunceli-Pülümür yolunda bir araba yakılmış ama tanınacak halde değil…

Günler sonra Pülümür Çayının kenarında bir ‘erkek cesedi’ bulunuyor ama (çürüdüğü için) tanınacak gibi değil…

Sözü uzatmayalım; patolojik testler yapılıyor…

Ve ‘ceset’ günlerce aranan Necmettin Yılmaz olduğu anlaşılıyor.

Ve yaklaşık 30 gündür kayıp olan Necmettin Yılmaz’ın cenazesi Gümüşhane-Torul İlçesinin Demirkapı köyüne getiriliyor.

Cenazeye kimlerin katıldığını mı merak ediyorsunuz?

Eh,sizce günlere aranan ve kamuoyunun gündemini oluşturan ve böyle (reytingi yüksek) bir olay olursa cenazenin Protokol’unu kim ve kimler oluşturur dersiniz?

Aynen tahmin ettiğiniz gibi!…

Çooook-çok üst düzey ‘Bakanlık Mertebesinde’ olanlar cenazenin yine en ön saflarında yer tuttular!

Ellerini en görülecek şekilde gökyüzüne kaldırarak dua ettiler!

Duanın arkasından imamın yönlendirmesiyle hakların helal ettiler!

Eh bu zatı muhteremlerin ve büyüklerimizin bilmem ki ‘cenaze töreninde’ söyledikleri sözleri burada söylememe gerek var mı?

Hani cümle-alem artık ezbere biliyor da onun için böyle diyorum!

“Şehit”

“Kanı yerde kalmayacak”

“Şehitler ölmez, vatan bölünmez”

“Vatan sağ olsun”

“Allah hepimize böyle ölüm nasip etsin”

Evet…

Aynen bunlar tekrarlandı…

Bu kaçıncı tekrar mı?

Vallahi onu ne sen sor, ne ben söyleyeyim!

Çünkü sayısını bende unuttum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?