BELEDİYE SEÇİMLERİ VE CHP

BELEDİYE SEÇİMLERİ VE CHP

Yerel seçimlere dört ay kalmasına karşın gündemin ilk sıralarında yer almakta.
Partilerin birbirlerine hangi koşullarda, nasıl destek vereceği konuşulmakta.
Ülke insanlarının mutlu olduğu, sorunların anında çözüldüğü, geçim standartlarının üst düzeyde bulunduğu, demokrasi ve hukuk kurallarının sonuna kadar işletildiği bir yerde, dört ay sonra yapılacak seçimlerin gündemde olması gayet normal olsa gerek.
Seçimlere odaklanan CHP lideri her konuşmasında Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin..belediye seçimlerini kazanacaklarını dile getirmekte.
Alabildiğine iddialı ve bir bildiği var ki, kesinlikle alacağız diyebilmekte.
Elinde ne tür veriler bulunduğuna dair bilgi vermemekte.
İktidar olduğundan bu yana tek başına ülke gündemini belirleyen, dümen suyuna aldığı CHP’ni, değirmenine su taşıyan duruma getiren AKP yine başrollerde.
24 Haziran seçimlerinin kazananı olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu küskün, umutsuz ve güvensiz seçmenine moral verme çabasında büyük sözler söylemekte.
Önümüzdeki süreçte ne değişir bilinmez ancak, sandığa gitmeyecek olanlar epey var.
Partisinden vazgeçmeyenlerin, ‘yeter artık, sizinle olmuyor’ protestosu.
O seçmenler nasıl ikna edilecek ve sandığa yönlendirilecek?
‘Tıpış, tıpış gideceksiniz, kullanılmayan her oy AKP’ne verilmiş sayılır’ yeterli mi?
Yıllardır seçim kaybedenlerin inandırıcılığı kalmadı.
‘Kazanacağız’ diyebilmek çok önemli ancak, nasıl olacak?
Partinin ideolojisi, ilke ve felsefesini bilmeyen, halka dokunamayan yöneticilerle mi?
Kaybedildiğinde her zaman olduğu gibi bahane hazır.
‘Biz kazanacağız dedik, seçmenimiz sandığa gitmedi.’
Toplum yaşamının her alanında yığınla biriken sorunlar insanları zorlamakta.
Mutfaktaki enflasyon yüzde 40’larda, işsizlik had safhada.
Bu durum günlük söylemlerle geçiştirmekte, devamlılığı bulunmamakta.
Milletvekilliğini meslek haline getirmiş olanlar aday olma sevdasında.
‘Sen niye milletvekili oldun, oralara gelebilmek için ne taklalar’ atmıştın diyen yok.
Seçimlerin üzerinden kaç ay geçti ki? Niçin belediye başkanlığına adaysın?
Hep sen misin, başka kimse yok mu?
Bunları sorabilen seçmenler iyice usandı ve sandığa gitmemeyi düşünmekte.
Yönetime güvenmemekte ve oyunu baskı aracı olarak kullanmak istemekte.
Biliniz ki, CHP seçmenin çoğunluğu kendisini dolgu malzemesi olarak kullandırmaz.
Mevcut görüntü ile oy oranları epey düşecek gibi.
Umarız biz yanılırız ancak, kaybedilecek seçimin tek kusuru seçmende bulunacak.
Biz elimizden geleni yaptık ama seçmen sandığa gitmedi, bahanesine sarılacaklar.
Yıllardır asıl sıkıntı seçmen profilinin tanınmamış olması.
Her yıl seçmen özelliği taşıyan kaç genci saflarınıza çekebiliyorsunuz?
Diğer partileri anladık da, siz niye ön seçim yapmıyorsunuz?
Onlarla aynı şerit ve saflarda yer almaktasınız.
Bir kez ön seçim yaptığınızda kendinizi en demokrat parti ilan etmiştiniz.
İşinize gelmediği için yanından bile geçmiyorsunuz.
CHP’nin ideolojisi, felsefe ve ilkelerinden sınav yapıldığında, yüzde 80’i yetersiz puan alacak kişilerden oluşan yönetim yaklaşımı ile başarılı olmak olası değil.
Sizleri bir kenara koyalım ülkemize yazık olmakta.
Biliyoruz ki, CHP Türkiye demektir.
Ülkenin çıkmazdan kurtulması bu partinin başarısına bağlıdır.
Bir de siz anlayıp, anlatabilseniz.
Kılıçdaroğlu’nun söylemleri, ‘mezarlıktan geçerken ıslık çalma’ gibi olmasın?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?