ANNELERİ İKİ SINIFA AYIRIYORUM GERÇEK ANNELERİ KUTLUYORUM

ANNELERİ İKİ SINIFA AYIRIYORUM GERÇEK ANNELERİ KUTLUYORUM

Şimdi bu ‘üst başlığı’ okuyanlar;
“Yahu hocam, durup dururken sınıf ayrımı mı yapıyorsun?”
“Yoksa saçmalıyor musun?” diye düşünenleriniz var mıdır, yok mudur? onu bilemem…

Benim bu düşünceme saygı duyarsınız, duymazsınız onuda bilemem ama…
Ben bu tasnifi bile bile yapıyorum…
Her çocuk doğurana da açıkçası ana veya anne demek istemiyorum…

Çünkü havada, karada, suda yaşayan her canlı yavru doğuruyor.
Ve onlarda doğurdukları yavruları seviyor…
Hatta onlarda yavruları bir tehlikeye düştü mü; savunabildikleri yere ve güçlerinin yettiği kadar savunabiliyor…

Doğanın üzerinde yaşayan bitkilerde köklerinden birer fide veya fidan yetiştirip gölgesinde yetiştirmeye çalışıyor…
Ama bu tür bitkisel canlılar, diğer canlılar gibi büyütmeye çalıştığı yavrularını bir tehlike karşısında savunamıyor…

Buda demek oluyor ki; canlılar dünyasında istesek de, istemesek de, canlılar dünyasında ‘doğurganlar’ arasında bir fark var…

Bitkiler dünyasındaki ‘anaçları’ bir tarafa bırakırsak;
Havada,karada ve suda yaşayan tüm doğurgan canlılarında kendilerine özgü bir iç dünyaları var…
Onlarında yavrularına göre bir duyguları ve yavruları tehlikeye düştü mü; bir savunma refleksleri var…
Hatta bazı canlı türleri herhangi bir tehlike karşısında birlik olup, topyekun savunmaya geçiyorlar…

Peki bu duygu insanlık dünyasında ve her çocuk doğudan anne veya ana’da var mı?
Hani duygusal anlamda erkeklere göre daha ‘anaç ve duygusal’ düşündüğü söylenir de onun için böyle bir soru soruyorum…

Örneğin her çocuk doğuran ana veya anne 25 yıldın nerede ve nasıl kaybolduğu belli olmayan çocuklarını arayan ve kendilerine “Cumartesi Anneleri” denilen annelerin duygularına ve acılarına keyfi yerinde olan anneler ortak olabiliyorlar mı?

Anaç ve annelik duygularını öne çıkarıp ve bir empati kurarak, bir gün olsun onları destekliyorlar mı?

Bizzat yanlarına giderek desteklemeseler de, egemen güçlerin talimatıyla, yıllardır çocuklarını ve yakınlarını arayan annelerin üzerine biber gazı sıkarlarken, cop sallayanlara karşı bir defa olsun; politik kimliğe sahip annelerin…

Ülkenin en büyük sermayesine sahip olan aile çocuk doğuran annelerin bir gün olsun “yapmayın, etmeyen, onlarda bir anne” dediklerini siz hiç duydunuz mu?
Ben duymadım…

Bu ülkede kırk yıldır her evden olmasa da, her mahalleden birçok şehit cenazesi kaldırıldı…

Allah’ınızı severseniz doğruyu söyleyiniz; siz bir kez olsun oğlu askere gitmeyen zengin bir hanımefendinin veya politikacı hanımının şehitler üzerinde bir taziyede bulunduğunu veya ‘Baş Sağlığı’ dilediğini gazete sayfalarında okudunuz veya televizyon kanallarında dinlediniz mi?
Sizi bilmem ama ben ne okudum, nede dinledim…

Şimdi canınızı daha fazlı sıkmadan, bundan sonrasını hızlı bir şekilde özetleyerek sonlandıracak olursak…
Her kadın çocuk doğurabilir ama -kadın duygusallığı anlamında- her kadın duygusal zeminde anne olamaz…

Eğer, her kadın tüm dünyada ‘annelik’ duygusu yaşasaydı; bir türlü tükenmeyen bu kirli savaşlar olmazdı…

Yani savaşta ölen çocukları gören silah tüccarının karısı ‘ana’ veya ‘annelik’ duygularını öne çıkararak; “!Bu savaşları bırakın artık, çocuklar ölmesin, anneler daha fazla ağlamasın” derdi…
Demediğine göre, demek ki bu tür kadınlar annelik duygusundan uzak kadınlar…

O zaman ben niye ‘anneler gününüz’ kutlu olsun diyerek bu duygusuz ve suskun kadınları katayım, tertemiz duygu taşıyan diğer annelerin içerisine…
Bu gerekçelerimle ayrık tutmak istiyorum onları tertemiz duygu ve düşüncelere sahip annelerden…

Ve bu duygulardan hareketle de;
Dil, din, ırk ayrımı yapmadan insanlığın ortak mutluluğu için emek sarf eden bütün annelerin…

İnsanları iliklerine kadar sömürüp, lüks ve palalı sofralar kuran ve karnındaki çocuğunu haram lokmalarla besleyen;
Doğurduktan sonrada memelerinde taşıdığı haram sütü doğan çocuğuna emziren;
Milletin sırtından yolsuzluk ve hırsızlık yaparak çocuklarını yat, Kotra ve gemilerde gezdiren;
Annelerin “Anneler Gününü” kutlamak istemiyordum…
Kutlayanlardan bile rahatsız oluyorum!

Ama;
Çocuğuna çiğ süt emzirmeyen…
Kimselerin hakkını yeme diye öğütleyen…
Yani toplumun ortak mutluluğu için çocuk doğurup yetiştiren…
Kirli savaşlardan yana değil, barıştan kardeşlikten yana düşünen…
Yüreğindeki sevgiyi ırk, dil, din, cins ayrımı yapmadan tüm dünya insanları için besleyip, büyütüp ve yeşerten; bütün annelerin “Anneler Gününü” yürekten kutluyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?