“AL MENDİLİ SİL YAŞLARI”

“AL MENDİLİ SİL YAŞLARI”

Dün yolda giderken ister istemez dikkatimi çekti. Birde Millet olarak genlerimizde var. “Nerede yüksek ses, nerede bir kavga bizler oradayız. Ya ayırma yoluna gideriz ya da seyretme. Her halükarda bir katkıda bulunuruz.”

Kadın o kadar çok yüksek sesle bağırıyordu ki!

İster istemez merak ettim. Acaba sokak ortasında onu bu denli kızdıran neydi?

Son sözü “BEYİNSİZ” oldu ve telefonu kapattı.

Dayanamadım. “Hanımefendi her kim sizi bu kadar öfkelendirmiş olsa da boş verin, değer mi?

Sokak ortasında uluorta  bağırmaya..”

Aslında bunları söylerken içimden kendime kızıyordum. Ya şimdi sana da bir şey derse.

Sonra son sözünüz “beyinsiz’ oldu. Madem konuştuğun kişinin beyni yoktu niye kendinizi bu kadar harap ettiniz” dedim.

Kadın, öyle şaşırmıştı ki cevap dahi veremiyordu.

Benimde nutuk çekesim tuttu. Sanki memleket meselesi.

“Kusura bakmayın karşımda konuştuğum kişi boşanmış olduğum oğlumun babası” dedi.

Gözlerinden yaşlar süzülünce, “içimden ulan senin neyine gerekti” dedim. Sanki hiç derdin yok. Al mendili sil şimdi yaşları.

Kıyamam ben size, mahsuru yoksa buyurun sakin bir yerde çay içelim.

Dünden razı. Kadın, mahkeme arşivlerinde bekleyen dosyalar gibi dolu, nemli, küflü neye sayarsan say.

Evlilikleri kurtarmak için okumuş olmak ya da çalışıyor olmak da yetmiyor.

Severek evlenmişler, iyi ki diyor tek çocuğum var. Ya üç olsaydı?

Sahi üç olsaydı ne yapardı?

“Elde yok avuçta yok. Aldığım maaşın çoğu ev kirasına gidiyor. Elektrik, su, okul masrafları derken ay sonunu dahi zor getiriyoruz.”

Bunlar onun sözleri.

Aşırı kıskançlık, şiddet derken mahkeme…

İlk şiddet ile tanışması 8 aylık hamile iken oluyor. Sonra eve geç gelmeler, ardından başka bir kadın ile ilişkisi olduğunu söyleyince tek celsede boşanma.

Adam da okumuş ve varlıklı. Sırf kadın çalışıyor ve tek çocuğu var diye dayatma yolu ile verdiği nafakanın kesilmesi için mahkemeye dava açmış.

Yuh artık.  Bütün bu çirkinlikler sadece ayda nafaka  diye ödediği 200 tl için mi .?

Adam haklıydı belki de.

Neden mi?

Gelir tespiti diye bir şey var. G 1, G2 ,G3

Düşünün ayda 1500 tl alıyor ve tek çocuğunuz ile yaşıyorsanız bu ikiye bölünüyor ve geliriniz yüksek çıkıyor. Önemli olan eline geçen para.

Bu gelir tespitini hangi şartlara göre düzenlediler onu da anlamış değilim. Eh nasılsa hali vakti pek yerinde olanları çok etkilemiyor. Ne yapsın gariban kadın. Tek suçu çalışıyor olmak.

Ev kirası vermiş kimin umurunda.

Ödediği faturalar kimin umurunda.

Çocuğun okul masrafları kimin umurumda.

Devletimiz tespiti koymuş. Gözü kör olasıca kocada bunu fırsat bilmiş.

Kimin umurunda.

Olan zavallı biçare kadına olmuş. Bir başına verdiği mücadele sahi kimin umurunda.

İçtiğimiz çay ilaç gibi geldi kadına.

‘Boş ver’ dedim. Bunca zaman mücadele vermişsin. Oğlunda büyümüş ha 200 tl olmuş ha olmamış .

Yok, say gitsin. Hem öyle vicdansız bir babadan gelecek paradan oğluna da bir fayda gelmez dedim.

Gözleri ışıl ışıl parladı.

Ayrılırken “ihtiyacım olursa sizi arayıp dertleşebilirliyim” dedi.

İçimde “sen istedin hayır diyemezsin” dedim. Sanki hiç derdim yokmuş gibi.

“Neden olmasın” dedim ve ayrıldık.

Bilirim ki bir kapıyı kapatan Rabbim bin kapı açar.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?