Karanlığa karşı;

Önlüğümüzün Beyazına…

Özlük Haklarımıza…

Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz…

Emik Bizim Söz Bizim.” diyerek, istek ve taleplerini yüksek sesle getirmeye karar verdi doktorlarımız…

Yani;

Severek yapmak istediği mesleğini bin-bir türlü hakaretlere maruz kalarak sürdüren Tabiplerimiz…

Yani;

Zaman zaman -gönü beş para etmeyen- hasta yakınları tarafından şiddete uğrayan Hekimlerimiz diyor ki;

“Artık yeter!”

“Bu kadarı da fazla”

“Sonuçta bizde insanız”

Hipokrat yemini yaptık diye;

Bunu fırsata dönüştürüp, bundan yararlanamazsınız…

Arkanızdaki siyasi güçlere güvenip, sürekli bize manevi baskılar kuramazsınız…

Tamam…

Dil, din, cins, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan herkese aynı eşit mesafede durup, görev yapmak için Hipokrat yemini edenleriz bizler…

Horlanmak isteyen doktorlar değiliz…

Aşağılanmayı yeğleyen tabipler değiliz…

Hakaret ve şiddete boyun eğecek hekimler hiç değiliz…

Durun…

Boyunlarına hemen ‘bölücü’ yaftası takmayalım…

Onların yakasında neyin asılı olup-olmadığını cümle alem biliyor!

Üstelik o boyunlarına takmak istedikleri ‘aletin’ düşlerini onlar taa küçücük öğrenciyken kurmaya başladılar…

Ve gecelerini-gündüzlerine katarak ‘doktor’ unvanına kavuştular…

Doktor oldular olmasına da…

‘Yaralara Tabip’ olmak için bir hastaneye ‘Hekim’ olarak atandılar atanmasına da;

Günde kaç saat çalışacaklarını unuttular…

Günde 24 saatin ne kadarı çalışılacak?

Mesai; 8 saat mı olacak, 24 saat mı?

Yoksa aralıksız 2 veya 3 gün mü?

Günde kaç hastaya bakacak?

Hastaya bakma işi bitince nöbeti kime bırakacak?

Uykusu geldiğinde nereye uzanıp uyuklayacak?

Ve en önemlisi de;

Bu yorgunlukların karşısında -emeğinin karşılığı olarak-kaç lira maaş alacak?

Bir maaş mı?

İki veya üç maaş mı?

Hani bu ülkede üç yerden, beş yerden ve hatta on yerden maaş alanların olduğu söyleniyor da, onun için bu saçma-sapan akıl dışı soruyu soruyorum!…

Her neyse..

Geçelim..

Bilenler biliyor da…

Nedendir bilinmez..

Türk Tabipler Birliğinin söylediğine göre son 18 ayda tam 8 bin doktor istifa etmiş…

Ve yine TTB verilerine göre;

Son iki yılda 3 binden fazla doktor Almanya’ya göç edip gitmiş…

Onlarca, yüzlerce doktor da yurt-dışına gitmek için sıraya girmiş..

Ve üzerinde uzun-uzun düşünülmesi gereken bir başka konu da;

Geçtiğimiz yıl içerisinde 12 bin dolayında doktora, hastalar ve hasta yakınları tarafından şiddet uygulanmış…

Doktorların basına yansıyan sorunlarını özetleyerek alt-alta sıralayacak olursak;

-Emeğinin karşılığına alamama…

-Gece-gündüz çalışmaya zorlama..

-Siyasiler tarafından zaman zaman baskı kurma…

-Haddini bilmeyenler tarafından şiddete maruz kalma..

-Çıkarılan yasalarla özlük haklarında budama yapıldığı için TTB Merkez Konseyi olarak İstanbul Aile Hekimliği Platformu;

7 Ekim 2021 tarihinde yapacağı eylem ve etkinlikleri desteklememizi bekliyor…

Ve başta Oda Yönetimleri, Sağlık Örgütleri olmak üzere, yapacakları bu eylemde herkesin kendilerini desteklemelerini istiyor…

Ve ben bu çağrıyı önemsiyorum;

Hipokrat yeminine bağlı kalan tüm -sağlık emekçisi- doktorlarımızı yapacakları ‘haklı eylemlerinde’ yürekten destekliyorum..

Buyurun…

Söz sırası şimdi sizin…

Bu haklı davalarında doktorlarımızı (fiziki olarak yanlarında olamasak da) destekleyip-desteklemediğinizi sizlerde söyleyin…