YENİ SİSTEMİMİZİ AZ BUÇUK ANLIYORUM MECLİS NE YAPACAK ONU BİLEMİYORUM

YENİ SİSTEMİMİZİ AZ BUÇUK ANLIYORUM MECLİS NE YAPACAK ONU BİLEMİYORUM

‘Bilmiyorum’ sözcüğünü okur-okumaz; niye şaşırdınız?

Öğretmeninde bilmediği şeyler vardır…

Üstelik benim en çok sevdiğim ve benimsediğim öğretmen tarifi; “Öğrenip öğretendir”

Onun için ben yaşamımda “öğrenmeyi” hiçbir zaman kompleks yapmamışımdır…

Bilmediklerimi ya; okuyarak, yada sorup-soruşturarak araştırmış ve asla da ‘her şeyi bilen’ ayaklarına yatmamışımdır!…

Her neyse konumuz bu değil…

 

Bugünkü sohbetimizin konusu: 24 Haziran tarihinde 95 yıllık bir yolculuğu sonlandırıp yepyeni bir yolculuğa başlamış olmamız…

Yani “Yeni Sistemin” getirdiği yenilikler üzerine olacak…

 

Daha da açık bir ifadeyle söyleyecek olursam; (sizlere nazım geçtiği için) bu ‘Yeni Sistemle’ ilgili bilmediklerimi sizden öğrenip, bir türlü öteleyemediğim çelişkileri (eğer öteleyebilirsem) sizden aldığım bilgilerle öteleyeceğim…

 

Ve sözü daha uzatmadan -kafamda dolaşan karmaşayı- hemen söyleyecek olursam ve benimde az-buçuk anladığım kadarıyla;

1923 yılından bu yana ‘Cumhurbaşkanı’ olarak bildiğimiz sözcük veya ifade biçiminin ‘Cumhur’ (halk) kısmı ortadan kaldırılıyor ve onun yerine ‘başkan’ veya sadece ‘başkanlık’ kısmı kullanılacak diye biliyorum…

Öyle mi?

 

Yani bildiğim kadarıyla; bundan sonra artık ‘Başbakanlık’ diye bir kurum olmayacak…

Başımızda sadece ve sadece bir ‘başkan’ olacak…

Kabine kurulacak; oraya-buraya danışmadan ‘bakanlar’ atanacak…

 

Bakanlar atanacaksa; meclis filan pay-pas edilip, başkanın canı kimi isterse onu ‘Bakan’ yapabilecek…

 

Meclisin üye sayası ne kadar olursa-olsan; “Başkanlığı” hiçbir zaman denetleyemediği gibi aynı zamanda “gen soru” falan gibi bir araştırma önergesi filanda veremeyecek…

 

Yine “başkan” duruma göre ülke genelinde OHAL ilan edebildiği gibi ve yine kendi kararıyla OHAL’i orta yerden kaldırabilecek…

 

Ve yine bildiğim kadarıyla eskiden olduğu gibi öyle “ikili-üçlü” imzaya dayalı ‘kararnamelerle’ uğraşılmayacak ve sadece ‘Başkanın’ tek imzasıyla;

Üniversitelere Rektör atanabilecek…

Başkan isterse ve isteği kişiyi Anayasa Başkanı, Yargıtay ve Sayıştay gibi kurumların ‘başkanlarını’ istediği kişiyi getirebilecek.

Valiyi ve Kaymakamı ‘başkanlık’ tek imzayla atayabilecek…

Müsteşar ve Genel müdür gibileri söylememe zaten gerek yok!…

 

Eeeeeeee!..

Meclis çatısı altına taşınan 600 kişi ne iş yapacak?

İşte asıl burasını anlamıyorum…

Ve bunun için sizlerden ‘bilgi yardımı’ talep ediyorum…

 

Ha, birde bu ‘yeni sistemin’ asıl anlamadığım tarafı da şurası;

Diyelim ki; Başkanın ‘başkanlık’ süresi bitti…

Hem ‘başkanlığı’ ve hem de ‘parlamentonun’ yenilenmesinin artık zamanı da geldi ve yeni bir ‘seçime’ gidiliyor…

Şans veya tesadüf bu ya, diyelim ki; ve bu yapılan yeni ‘seçimde’ eski ‘başkan’ tekrar ikinci kez seçildiği gibi (halkta bir yanlışlık yaparak) Parlamento içerisinde sessi-sedasız oturan Muhalefet Partisine seçimlerde 400 Milletvekili kazandırmış olsun…

 

Eeeee?

Kabine ve Hükümet kurma yetkisi tamamen Başkanın elindeyse;

Yani oluşturulacak ‘Kabinenin’ bütün yetkileri başkanın keyfine göre ve iradesindeyse;

Diyelim ki; (olması mümkün değil de) 600 kişilik Parlamento da muhalefetin 400 kişilik bir sayı üstünlüğü olsa;

Yine de (görüntüye göre) muhalefetin hiçbir fonksiyonu ve hiçbir yaptırım gücü görünmüyor ki!…

Yoksa görünüyor da, ben mi yanlış anlıyorum?

İşte kafam burada çatallaşıyor!…

 

Zaten bunun için sizin bilgilerinize gereksinimim var…

Beni anlayacağım dilde bilgilendirirseniz çok sevinirim…

Ne diyordu bilge CONFUCİUS;

“Düşünmeden öğrenmek, zaman kaybetmektir”

Bende bu güzel sözün ışığı altında sizlere;

Hoş kalın,

Hoşça kalın,

Düşünce eyleminden uzak kalmayın diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?