UZUNALİOĞLU: BİZ GELDİĞİMİZDE CHP “YASEVİ” GİBİYDİ

UZUNALİOĞLU: BİZ GELDİĞİMİZDE CHP “YASEVİ” GİBİYDİ

Partiyi toparladıklarını anlatan Uzunalioğlu,Milletvekili aday adaylığı için il başkanlığından istifa etmeyeceğini ifade ederek”İl Başkanı olarak kalmanın daha faydalı olduğunu düşünüyorum”dedi

CHP Giresun İl Başkanı avukat Gültekin Uzunalioğlu,Milletvekilliği için istifa etmeyeceğini söyledi

Dün bir basın toplantısı düzenleyen Uzunalioğlu,yönetimi devraldıklarında partinin adeta “YAS EVİ” Görüntüsünde olduğunu ifade ederek”Biz geldik ve arkadaşlarla birlikte partide ki kardeşlik havasını yeniden inşa ettik.Birçok partilimizi ziyaret ettik.Hala ziyaret etmememiz gerek insanlar var.Bugün partide bu kalabalık varsa bu tablonun oluşmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.Ama il başkanı olarak kalmaya karar verdim.Yarın partimiz bana çaycılık görevi de verse onu yaparım.6 Parti henüz adayını açıklamadı.41 ilde ortak listeden bahsediliyor.Normalde CHP’de listeler üyelerle önseçim yapılarak belirlenir.Fakat ben Genel Merkezimizin vereceği her göreve razıyım”dedi..

İmamoğlu davasına bizzat katıldığını anlatan Uzunalioğlu” Son günlerde Türkiyenin gündemindeki olan İstanbul Anadolu Adliyesindeki duruşmasına katıldığım EKREM İMAMOĞLU DOSYASI ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum.

2022 Haziran ayında yapılan ankette Türkiye’deki adalet sistemine güveniyor musunuz?’’ sorusuna ‘’Güveniyorum’’ diyenlerin oranı yalnızca %31, ‘’Güvenmiyorum’’ diyenlerin oranı ise %69.

Yaş gruplarına baktığımız zaman ise adalete en az güvenen yaş grubu 18-32 yaş grubu olduğu görülüyor. Bu grupta adalet sistemine güvenenlerin oranı %20.

İnsanların eğitim durumlarına göre de adalete olan güvenleri değişiyor. Adalet sistemine en az güvenenler üniversite eğitimi alanlar. Bu eğitim grubunda güven %18.

Mahkeme Salonlarında gördüğümüz “Adalet mülkün temelidir” cümlesinde mülk kelimesi, devlet anlamında kullanılmaktadır.”şeklinde konuştu.

Uzunalioğlu şöyle devam etti

“Adalet olmayınca, devletin temeli çökmüştür. Önceki hafta bunları doğrulayan benim de avukat olarak hazır bulunduğum Ekrem İmamoğlu’nun ahmak davası Türkiye’de yargıya güvenilmeyeceğinin, yargının artık siyasi iktidarın sopası olduğunu tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermiştir.

Dava dosyasında ana suç isnadını Ekrem İmamoğlu’nun “Ahmak” sözcüğünü kullanması oluşturuyor.

Ekrem İmamoğlu’nun Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı bir konuşmayı eleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine 4 Kasım 2019 tarihinde “Ahmak” demesi üzerine gazeteciler aynı gün Soylu’nun kendisine “Ahmak” dediğini hatırlatıp tepkisini sormaları üzerine ;

İmamoğlu, kendisine aynı gün “Ahmak” demiş olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu  kastederek “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye…” diyerek başladığı uzun yanıtın bir yerinde “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır…” demiş, ardından “Ben onu devlet adamlığına davet ediyorum” diye konuşmuştur.

SOYLU’DAN KENDİSİNE ‘AHMAK’ NİTELEMESİNE SUÇ DUYURUSU

İmamoğlu’nun 10 Ocak 2022 tarihindeki duruşmada savunmasını yaparken “Ahmak” sözcüğü ile Soylu’yu doğrudan hedef aldığını söylemesi üzerine, Soylu’nun 1 Nisan 2022 tarihinde İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.

Soylu, “Ahmak” sözcüğünün kendisi hakkında sarf edilmesini ceza davası açılmasını gerektiren bir suç fiili olarak görmektedir.

Sayın Mahkemeye Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasına önemli katkı sağlamış olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi önceki Dekanı Prof. Adem Sözüer, önceki YÖK üyesi Prof. İzzet Özgenç ile Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği yapmış Marmara Üniversitesi’nden Prof. Ahmet Gökçen tarafından hazırlanan ortak mütalaa sunulmuştur.

Bu mütalaada, üç ceza hukuku profesörü, ortak görüşlerinde konuyu iki açıdan değerlendiriyorlar. Birincisi, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde İmamoğlu bakımından“Adil yargılanma hakkı”nın ihlal edilmiştir.  İkincisi “Ahmak” şeklindeki nitelemenin burada hakaret dolmayıp ,eleştiri hakkı kapsamında kalmaktadır.

MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLDİ’

AİHM içtihadından da yola çıkarak, bakan ve diğer devlet gücü kullanan yetkililerinin soruşturma/kovuşturma süreçlerinde kişiyi suçlu gösteren açıklamalarının “masumiyet karinesi” ile bağdaşamadığını vurguluyorlar.

‘HÂKİMİN DEĞİŞTİRİLMESİ SORUNLU’

Ceza hukuku profesörlerinin gördükleri bir diğer sorunlu konu davadaki duruşma sürecinde hâkimin beşinci celse de dahil olmak üzere değiştirilmiş olmasıdır. Hâkim Hüseyin Zengin alınarak yerine Mehdi Komşul getirilmiştir.

‘SAVUNMA HAKKI KISITLANDI’

YSK’YA DEĞİL, BAKANA SÖYLEDİ

‘BU İFADENİN ELEŞTİRİ OLARAK KABUL EDİLMESİ GEREKİR’

Yine sanığın bir siyasi kişi tarafından kendisine açıkça ahmak denilmesinin karşılığında, buna bir tepki olarak aynı sözlerle karşılık vermesi de somut olgu temeline dayanan eleştiri olarak kabul edilmek gerekir.”

“Ahmak ” kelimesine hukukla uzaktan yakından ilgisi olmayacak şekilde 2 Yıl 7 ay 15 gün ceza veriliyor. Bununla da yetinmeyip siyasi yasak kararı veriyor.

Bu tam bir hukuk rezaletidir.

Daha da ilginç bir şey oluyor. Savcı ise traji komik şekilde bu ceza az, daha fazla olmalıydı diye kararı istinaf ediyor ve ayrıca abesle iştigal şekilde yıllık izne çıkacağını gerekçe göstererek hakimden 7 gün içinde gerekçeli karar yazmasını talep ediyor. Bu nasıl bir usul? Ne bu acelecilik?

Bu ahmak kelimesini ben size veya siz bana söylesiniz sokaktaki alelade bir vatandaşa bunun cezasını sorsanız alacağınız cevap buna ancak para cezası verilir şeklinde olacaktır.

Amaç, 2 kez yenildikleri İstanbul seçimlerindeki halk iradesini yok sayarak kayyumla İBB yi idare edip  kesilen rantı genel seçimler öncesi tekrar kendilerine bağlamaktır.

Ekrem Başkanın yanındayız, kendisine yapılan hukuksuzluğa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Asla teslim olmayacağız. Seçimler yaklaştıkça hukuksuzlukları daha da artıracaklarını biliyoruz. Ama korkmuyoruz. Diyeti neyse ödeyeceğiz ama bu ülkeye adaleti ya getireceğiz ya getireceğiz !

Sayın Basın mensupları;

Ülke ekonomik bakımdan can çekişmektedir. Siyasi iktidar, şimdi de Katar’dan gelecek paraya bel bağlamış durumdadır. Geçen aya göre %25 geçen yıla göre ortalama %200 artan fiyatlarla enflasyon azmış durumdadır. Ülkenin büyük orandaki vatandaş temel gıda maddelerini almakta zorlanmakta, pazar tezgahları altında çöpe gidecek sebze ve meyveleri toplayan, çocuğuna et ve süt alamayan insanlarımız vardır.

Bu kötü ortamda seçim kazanmak için iktidar kavga, korku ve kaostan ortamı yaratmaya çalışmaktadır. Artık kavgacı siyasetten, gerilimden ve kötü söylemlerden bıkan milletimiz, bunların hiçbirisine prim vermeyecektir. İlk genel seçimde AKP’yi iktidardan gönderecektir.

Her karanlık gecenin bir sabahı vardır.

Her kışın baharı vardır.

Bu karanlığı aydınlığa çevireceğiz.

2023 yılında CHP iktidarında barış, özgürlük, huzur, refah içinde insanlarının mutlu olduğu Türkiye’de yaşayacağız. Çare CHP dir. Umut CHP dir.”Haber:Mustafa Cici

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?