Kamu yöneticilerine

Sivil İnisiyatif Örgütlerine

Açık önerili bir dilekçe

Sayın Valim,

Sayın Belediye Başkanım,

Sivil İnisiyatif olarak öne çıkan hatırı sayılır başkanlarım…

Sadece bizlerin değil, tüm dünyanın bildiği gibi;

Asrın en büyük deprem felaketi bizim ülkemizde oldu…

Ve yaşanan bu büyük felaketle de bir bölgemiz, bir yanımız tamamen yıkılıp yerle-bir oldu…

Ve yaşanan bu kıyamet gününde;

Ülkemiz insanları varıyla-yoğuyla tek vücut olup, mağdurlarının yanına koşsa da…

Tüm dünya ülkelerinden yaralarımıza derman olmak için koşanlar olsa da…

Binlerce insanımız enkaz altında kaldı…

Binlerce insanımız öte dünyaya taşındı…

Ve evini-barkını, malını-mülkünü kaybeden binlerce insanımızda, fırtınada yolunu kaybeden serçe kuşlar gibi sağa-sola savruldu…

Eğer ileri sürülen istatistikler doğruysa;

Bugünü kadar ilini ve bölgesini terk edenlerin sayısı 5 milyonu bulmuş…

Yani yön mevhumunu bir tarafa bırakıp;

Gelişigüzel bir şekilde ülkenin dört-bir yanına savrulmuş…

Ve eğer yine duyduklarımız doğruysa;

Bizim ilimize de her günü onar, yirmişer ve otuzar guruplar halinde deprem felaketzedeleri geliyormuş…

Ve bizlere sığınmaya çalışan bu çaresizlerimiz;

Öğretmen Evlerine…

Uygulamalı Turizm Oteline… Öğrenci Yurtlarına yerleştiriliyormuş…

Bu düşünce ilk tedbir olarak çok güzel ve yerinde bir uygulama…

Ancak, güzel bir uygulama uygulamasına da;

Kapımızı tıklatıp, bizim bir köşemize sığınma isteğinde bulunan bu mağdurlarımız, depremzedelerimiz birkaç günlüğüne ve birkaç aylığına bize konuk gelmediler ki….

Üstelik;

Yıkılan evlerinin yerine yenisinin ne zaman yapılacağını?

Yaralarının tamamen ne zaman sarılacağını, şimdiden tahmin edip, sağlıklı bir şekilde kestiremiyoruz ki…

Örneğin;

Öğretmen Evine yerleştirenler buruda kaç hafta, kaç ay ve kaç yıl kalacak?

Öğrenci Yurtlarına yerleştirenler, üniversiteler açılınca ne olacak?

Uygulama oteline yerleştirenler, burada ne kadar ağırlanacak?

Vesaire, vesaire…

Yani demem o ki;

Bu ön önlemler geçici olarak çok güzel bir uygulama…

Ancak bu uzun erimli bir uygulama değil…

Savaş bitimine kadar ülkemize sığınanları bir düşünelim;

Kısa bir süreğine -geçici olarak- ülkemize gelenler 12 yıldır bu ülkede yaşıyor ve daha geri dönemediler…

Şimdi birde malını-mülkünü tamamen kaybettikten sonra bizim ilimize sığınan kendi vatandaşlarımızın durumunu bir düşünelim ve diyelim ki;

“Bizim il merkezimizde en az 150 kişiyi istihdam edecek ‘Mevsimlik Fındık İşçileri’ konutlarımız var…

Yerleşin içine istediğiniz kadar kalın…

Kendi evinizin rahatlığı içerisinde yaşayın…” denilebilir…

Eğer buranın kapasitesi yetmez ise de;

(Benim bildiğim) ilimizde -ev rahatlığında-uzun süre konaklanacak iki tane ‘İzci Evi’ var…

Birisi Piraziz İlçemizin merkez mahallesinde..

Birisi de ilimizin merkez Barça köyünde…

Eğer buralarda yetmezse;

İl merkezimiz başta olmak üzere, merkeze yakın tüm ilçelerimizde Cemaat Yurtları var, oralara da yerleştirilebilir…

(Verilmek istenen din eğitimi okullarda olduğu gibi istenildikten sonra camilerde de verilebilir)

Ve yine bir başka öneri;

Merkeze yakın köylerimizde ve ilçelerimizde uzun yıllardır Eğitim Öğretim yapmayan bir sürü boş İlkokul binaları ve lojmanları var…

Onarımı bir şekilde yapılıp, kapımıza gelen depremzedelere tahsis edilsin…

Ve yine bir başka alternatif;

İlimiz-Gemiler Çekeği Mevkiinde bulunan ‘Botanik Bahçedeki’ mekanlar -durulacak ev şekline getirilip- en az elli kişi daha istihdam edilebilir…

Belki biraz abartılı bunulacaktır ama ben yine de abuk-sabuk bir öneri daha yapmak istiyorum…

O da şu; ‘Millet Bahçesi’ olarak düşünülen Atatürk Stadyumunun alanı henüz bomboş duruyor…

Bu büyük alana;

Hayırsever işadamlarımızın bağışlayacağı ‘Prefabrik Ev’ olarak en az 50 ev yerleştirilir…

Ve ilimize gelen depremzedeler burada da rahat ettirilebilir…

Bak ‘hayırsever işadamları’ dedim de aklıma geldi;

Şeref ÇINAR isimli yakın bir arkadaşım, Dereli ilçesinde kendine ait iki katlı evini -istedikleri kadar durmak isteyen- depremzedelere ücretsiz olarak tahsis edeceğini söylüyor…

Üstelik evin önünde en az iki-üç aileye yetecek kadarda büyük bir sebze bahçesi var…

Özetlersek;

Bizim sıcaklığımıza sığınmak isteyen depremzedelerimizi geçici bir anlayışla değil, istedikleri kadar kalabileceği şekilde düşünmeliyiz…

Sayın yöneticilerimiz…

Sayın büyüklerimiz….

Sayın sivil inisiyatif öncülerimiz…

Bu önerileri ne kadar dikkate alır bilmiyorum…

Ama belki işe yarar diye ben yine de öneriyorum..

Ve birde bu önerileri mantıklı bulanların;

Destekleyici yorumlarını bekliyorum…