Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Televizyon kanallarının birisinde dün akşam şöyle bir haber dinledim;

“2020 yılında bitirilecek dedikleri TİRE-BELEVİ yolu bitirilemedi.”

“21 kilometrelik yol, tam üç yıl gecikti.”

“Yol yapımının başladığı günden-bugüne kadar tam 3 bakan ve 2 başbakan değişti” diyor;

Muhalefet partisinin İzmir milletvekili Atilla Sertel…

Sayın milletvekili bu konuyu televizyon ekranında coşkulu-coşkulu anlatırken, ne yalan söyleyeyim; bu sitemli konuşmaya şaşırmadım dersem yalan olur…

Hatta -bıyık altından- birazcık da kıkır-kıkır güldükten sonra kendi kendime şöyle dedim;

“Üç yıl gecikmenin de hesabı mı yapılır be kardeşim.”

“Sen daha gecikmemiş ve ne zaman bitirileceği belli olmayan yol görmemişsin.”

Sayın vekilimiz diyor ki;

“21 kilometrelik TİRE-BELEVİ yolu üç yıldır bitirilemedi.”

Sayın vekilim bilmiyor ki;

GİRESUN-DERELİ yolu da aradan 13 yıl geçmesine rağmen bir türlü bitirilemedi…

Sayın vekilimiz diyor ki;

“Bitirilmeyen yolun başlamasından-bu güne kadar tam 2 başbakan, 3 bakan değişti.”

Sayın Atilla Sertel vekilimiz bilmez ki;

Giresun-Dereli yolunun başladığı günden bu yana da tam 5 Çevre bakanı ve 4 başbakan gelip geçti…

Bir başka matematiksel hesaba göre de;

4 Yerel yönetim seçimi…

5 Genel seçim gelip-geçiverdi…

Yani;

Bundan 10 küsur yıl önce ‘başbakan’ olan sayın R.Tayyip Erdoğan tekrar koltuğuna dönüverdi..

Sayın İzmir milletvekili Giresun-Dereli yolu gerçeğini bilmemiş olacak ki; üç yıllık gecikmeyi ‘gecikme’ sayıyor…

Ve;

“73 milyon 500 bin liraya ihale olan 21 kilometrelik yol, neden bir türlü bitirilemiyor” diye hem sitem ve hem de ‘muhalefet’ görevini yerine getiriyor…

Sayın milletvekili eğer bu ‘yazıyı’ okursa “bizden daha beteri de varmış” der…

Ve rahatlar diye düşünüyorum…

Sayın vekilim;

Giresun sahil kavşağından Dereli ilçesine kadar yapılacak olan yolun uzunluğu da 28 kilometre olup ve 2008 yılında ihalesi tamamlanıp ve daha sonra inşaatına başlanan yol, aradan çeyrek asır geçmesine rağmen bitirilemedi…

Bu gidişle ‘bitecek’ gibi de görünmüyor…

28 kilometrelik yolun -o günün maliyet hesaplarına gere-80 milyon lira olan ve bu yol üzerinde -yapılacak- tünelin müteahhidi ayrı…

Köprülerin müteahhitleri ayrı…

Yapılacak viyadüklerdin müteahhitleri ayrı-ayrı olmasına rağmen…

Yani ‘fındık imecesi’ gibi saf durmalarına karşın bir türlü Giresun Dereli yolu bitirilemedi…

Şunları örnek göstermem ne kadar doğru olur onu bilemem ama;

Giresun-Dereli yolunun başlama ‘kurdelesi’ kesildiğinde;

Daha Yavuz Sultan Selim Köprüsünün ihalesi yapılmamıştı…

İstanbul Hava-Alanının daha hayalleri bile kurulmamıştı…

Ve daha niceleri…

Hepsi de Giresun-Dereli yolundan sonra inşaatına başlandı ve çoktaaan hizmete açıldı….

Hatta daha somut bir örnek vereyim;

22 Ağustos tarihinde Dereli ilçesinde bir sel felaketi meydana geldi.

Ve bu sel felaketinin ardından “7 ay içerisinde yenisini yapacağız” diyerek, bütün binalar yıkılıp, yerle-bir edildi…

Ve şu anda da hızlı bir şekilde ‘inşaat faaliyetleri’ sürüp gidiyor…

Tamam da…

Şimdi insanın aklına ister-istemez şöyle mukayeseli sorular geliyor;

“13 yıl önce başladığınız ve maliyeti 80 milyon dolayında olan yolu bitiremediniz de, yıktığınız koskoca bir ilçeyi 7 ay içerisinde nasıl kuracaksınız?”

Eğer yine rakamlar üzerinden yorum yapacak olursak;

Dereli ilçe merkezinde yıkılan binaların karşılığı olarak 73,5 milyon lira ödeyerek sadece kamulaştırdınız…

Yani, bundan sonra 170 dolayında yapacağınız konutlara ne kadar para harcanacak onu da bilmiyoruz…

Kuracağınız ilçenin ‘çevre tanzimi’ için daha kaç milyon harcanacak onu da tahmin etme imkanımız yok vesaire, vesaire..

Hani kısaca demem o ki;

“Yıktığınız koskoca Dereli ilçesini 7 ayda yapıp bitireceğiniz ilan ediyorsunuz da, neden 28 kilometrelik yolu çeyrek asırdır bir türlü bitiremediniz?

Ki; eğer bitirmiş olsaydınız…

Yani, Giresun-Dereli ve Şebinkarahisar istikametindeki yolları bitirip hizmete açsaydınız;

O yol güzergahında ‘dolmuşçuluk’ yapanlar, iki yılda-bir yeni araba almak zorunda olmayacaktı…

Tamirci kapılarında yatıp kalkmayacaktı…

Alucra’dan, Çamoluk’tan, Şebinkarahisar’dan ve Dereli’den Giresun’a gidip-gelmek zorunda kalanlar; “Aman Allah’ın yine mi o yoldan geçeceğiz” diye kaygılanıp usanmayacaktı…

Bundan 13 yıl önce ihalesi yapılıp başlanan;

Toplam 1100 metre uzunluğunda alan 4 Tünel eğer bitirilmiş olsaydı…

Toplamda 1126 metre uzunluğunda olan 15 adet köprü eğer çoktan bitirilseydi…

Eğer 4-5 viyadük tamamlanabilseydi…

Eğer ‘Eğribel Tüneli’ bu zamana kadar çoktan açılıp hizmete girmiş olsaydı;

Giresun-Aksu vadisinden İç Anadolu’ya ve İç Anadolu’dan Giresun sahiline ‘büyük trafik kapısı’ çoktan açılmış olacaktı…

Yalan mı?

Şimdi bütün bunlardan sonra TİRE-BELEVİ yolu sorununu dile getirmeye çalışan sayın milletvekili Atilla Sertel’e şunu sormak isterim;

“Nasıl; beterinde beteri var olduğunu öğrenince birazcık olsun rahatladınız mı?”

Tamam…

“Rahatladım” dediğinizi duyar gibiyim…

Duyar gibiyim de…

Bu kez de ben tedirgin olmaya başladım…

Niye mi?

Niye olacak;

Durup-dururken…

Uyuyan yılan uyurken;

Giresun-Dereli yolunu bir daha gündeme getirdim diye bana ne kadar çok kızan…

Dişlerini gıcırdatarak diş bileyen!

Sesli-sessiz küfreden, ne kadar ‘yalaka’ takımı vardır hiç düşünebiliyor musunuz?

Kimler mi?

Kimler olacak;

Sorunlarını dile getirmeye çalıştığım benim bölgemin insanları…

Yani; kuru bir aferin için yaşayan iktidar yalakaları ve yağdanlıkları.

Her neyse…

Bu konuda benim kafam bulanık…

Birde sizinkini bulandırmayayım…

Hoş kalın,

Hoşça kalalım.

Ama ne olur;

Bu konunun üzerinde birde siz düşünün…

Yani bu konuda beni yalnız bırakmayın…

Tekrar görüşmek üzere…

NOT:

Birinci görsel; Giresun-Dereli yolu..

İkinci görsel; Tire-Belevi yolu..

(Üstelik ne kadarda uyaklı değil mi?)