“Sosyal medya icat oldu, gazetecilik öldü”
Meşhur halk ozanı Köroğlu şöyle der;
“Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kınında paslanmalıdır.”
Eğer bu dizeleri günümüze uyarlamak gerekirse ben de diyorum ki;
Düşman bir değil ki
Hangi birini sayayım
Çepeçevre kuşatılmış durumdayım
Şaşırdım hangisini kullanayım
Sosyal medya
Birşey icat oldu
Olanlar işte o zaman oldu
Piyasa gazeteci doldu
Facebook, İnstagram, Whatsapp
Twitter, Youtube, google
Ve diğerleri icat oldu
Mertlik bozuldu (t€k)
BASILI MEDYA TEHLİKEDE (Mİ?)
Yazılı metin ve sabit görsel materyallerin (fotoğraf, resim, çizim vb.) yer aldığı MEDYA türüne BASILI medya adı verilir. Günlük yayın yapan gazeteler ve değişik periyotlarla (haftalık, aylık, iki aylık, üç aylık, dört aylık, altı aylık) yayımlanan dergiler basılı MEDYA’nın en temel iki aracıdır. Bu ikisi genellikle BASIN adıyla anılır.
Basılı medya, daha çok BİLGİLENDİRME işlevini yerine getiren ve HABER yayımı üzerine işleyen bir medya türüdür.
Günümüzde teknoloji öyle bir hızla ilerliyor ki, hızına yetişmek mümkün değil. Adeta IŞIK hızına ulaştı dersek abartmış sayılmayız. İnternet tabanlı SOSYAL MEDYA günümüzde ortalığı kasıp-kavuruyor.
Bu baş döndürücü trafikten en çok etkilenen BASILI MEDYA oldu. Maalesef birçok gazeteler kapandı ve birçokları da okur kaybederek adeta can çekişiyor.
SOSYAL MEDYA OLMAZSA OLMAZ (MI?..)
Sosyal medyanın kısa ve net olarak tanımını yapacak olursak ilk aklımızda gelen kavram “PAYLAŞMAK” tır.
Sosyal medya; kullanan kişilerin paylaşım yapmalarına olanak sağlayan, kişisel veya kurumsal sayfalar aracılığıyla dijital içerik oluşturup, fikrinizi, olaylara bakış açınızı, düşüncelerinizi, günlük yaşamanızı, nerede olduğunuzu, fotoğraflarınızı, reklamlarınızı veya yaşadığınız önemli bir olayı çevrenizdeki insanlara ulaştırabilen ONLİNE bir ağdır.
Günümüz DİJİTAL çağında birçok insan veya kurum sosyal medyayı aktif olarak kullanmaktadır. Bu sayede bilgiye hızlı ERİŞİM kolaylaşmaktadır. Kullanıcılar içerikleri, haberleri, makaleleri, fotoğrafları haber veya blog sitelerine girmeden SOSYAL MEDYA aracılığıyla görebilmekte, görüşlerini yine sosyal medya araçları ile yansıtabilmektedirler.
Geleneksel medya’ya (basılı ve görsel) alternatif olan, hızla gelişen bir sektör halini alan sosyal medyayı, medya platformları arasındaki en aktif kullanılan ve kendini sorgulayabilen bir medya sistemi olarak da ifade edebiliriz. Oldukça hızlı bir şekilde, yani ANLIK bilgi paylaşımına olanak verir. Mesela televizyonlarda 10 veya 15 dakika sonra duyacağınız, gazetelerde ERTESİ GÜN öğreneceğiniz bir haberi anlık olarak görselleri ile SOSYAL MEDYA’da ulaşabilirsiniz.
PEKİ TERCİHİMİZ HANGİSİ OLMALDIR?
Gerçeği itiraf etmek gerekirse insanımız bugün BASILI MEDYA’nın önemini kavrayamıyor. Sosyal medya uğruna BASILI MEDYA’yı feda etti veya etmek üzere.
Elbette ki SOSYAL MEDYA’da günümüzde önemlidir ve hatta bizim için artık vazgeçilmezdir. Ancak Sosyal medya UĞRUNA basılı medyadan da VAZGEÇMEMELİYİZ!..
Şöyle bir örnek vermek gerekirse; sosyal medya’ da duyurusunu yaptığımız bir etkinlik veya olayı sayfamızda en çok 100, 200 hadi olsun 300 kişi görüyor. Beğeni veya yorum yapıyor. Daha fazlasına zaten sistem gereği ulaşamıyorsunuz. Belki de sayfanızda üç-dört bin kişi var. Ama sadece kısıtlı sayıda arkadaşınıza ulaşabiliyorsunuz.
Peki ya YAZILI BASIN öyle mi?..
“Söz uçar, yazı kalır” sözünden yola çıkarak GAZETELER’in etki ve tepkisinin daha fazla olduğunu ve olacağının altını çizebilirim.
İşte bu yüzden diyorum ki;
Sosyal medyayı da kullanalım ama YAZILI MEDYA’dan vazgeçmeyelim. Yarın-öbür gün herhangi birşey olduğunda; “nerede bu millet, nerede bu devlet?..” diye feryat ettiğimizde sesimizi sosyal medyadan daha çok yazılı medya duyuracaktır.
NEDEN YAZDIM?..
Yazılı medya’da 40’ıma doğru gidiyorum. Elbette ben de sosyal medyayı çok iyi kullanıyorum. Hatta bazı yaptığım haberlerde KAYNAĞIM sosyal medya oluyor.
Kişi; dirsek çürütmüş, bir yere gelmiş, mevki ve makam sahibi olmuş. Ve sosyal medyada bir paylaşım yapıyor. Ulaştığı kişi sayısı en fazla 200. Haber değeri taşıyor ve bunu mutlaka yazmalıyım diye düşünüyorum. Kendisiyle iletişime geçiyoruz “acaba bunu yazabilir miyiz” diye.
Aldığımız cevap HAYIR!..
Eee kardeşim sosyal medyada kendi kendini afişe ediyorsun da yazılı medyadan neden korkuyorsun? Senden haber yapmak için PARA’mı istedik?!.. El cevap HAYIR!.. Peki bu korku, bu şüphe ve bu trip kime?!.. Kendi kendini yazmakla GAZETECİ’mi oldun sanıyorsun?
Seni SEN değil başkaları yazarsa yazılan YAZI değer kazanır. Yoksa gerisi HİKAYE’dir!..