Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TEPEDEN TINNAĞA DEVRİMCİYDİ 68 KUŞAĞININ ÖNCÜLERİNDENDİ
  • 0
  • 262
  • 15 Ağustos 2021 Pazar
  • +
  • -

Adı: Harun Karadeniz’di…

Alucra’nın Armutlu köyündendi…

1942 yılında doğdu..

Giresunluydu…

Aile köyde geçimini zor sağlıyordu…

Geçimini zor sağladığı içindir ki;

Kışın Bulancak ilçesine iniliyor, yazın köye çıkılıyordu..

Durun en iyisi ben aradan çekileyim…

Sözü asıl sahibine vereyim…

O anlatsın kısaca bize kendisini…

Harun Karadeniz anlatıyor;

“…Bizim aile kış aylarında Bulancak’a ve yaz aylarında köye dönerek tarlalarımızdaki ürünleri toplardık.

Sonbaharda yeniden Bulancak’a dönerdik….

Ben, 1957 yılında Bulancak Ortaokulunu bitirene dek bu böyle sürdü gitti…

Ortaokulu bitirince, bu kez de Bulancak’ta lise olmadığı için ailece Samsun’a göçmeye karar verdik.” diyen, Harun Karadeniz, orta öğrenim sürecini kısaca böyle belirttikten sonra, siyasi düşüncesinin oluşumunu da şöyle anlatıyor;

“Bir gün hiç unutmam elimde bir atlas var ve ben bir siyasi haritadan Türkiye ve komşularına bakıyorum.

Türkiye bizim asalet ve kahramanlığımıza yakışmayacak kadar küçücük göründü gözüme…

Rusya ise koskocaman bir kıta gibi duruyor gözümün önünde…

İçerledim ve üniversitede okuyan ağabeyimi çağırıp;

“Biz istesek bu Rusya’yı yeneriz ve bu toprakları alırız” dedim..

Ağabeyim;

“Yok, o pek kolay olmaz ama biz kendi vatanımızı koruruz” dedi.

Sıkılmış yumruğumu ağabeyime döndürerek gücüm yetse onu dövecektim.

*** *** ***

Harun, Samsun lisesinde okurken yavaş-yavaş insanlar arasındaki farklılaşmaları ve çelişkilere görmeye başlıyor…

Babası dindar olmasına ve yaşamlarını sürdürmek için babasının sabah-akşam çalışarak, helalinden alın teriyle yaşamak istemesine rağmen bir arpa boyu yol alamadıklarını görüyor…

Siyasi düşünce olarak;

Emeği sömürenler hangi tarafta duruyor…

Sömürülen emekçileri kimler savunuyor?

Harun Karadeniz bunların bilincine varıyor ve duruşunu sol düşünceden yana alıyor…

Ve bunu da şöyle anlatıyor;

“Biz, 1960 sonrasının gençleri başlangıçta kafa yapısı olarak sağcıydık.

Yurt sorunlarıyla ilgilendik ve o sorunlar bizi aldı yoğura yoğura sosyalist yaptı.” diyor…

Hatta bazı tanıdıklarım şu soruyu sorarlardı bana zaman zaman;

“Harun sen sağcı bir gençtin, nasıl oldu ve neler oldu da sen bu noktaya geldin?” diyenlere yanıtım şöyle olmuştur;

“Bu sorunun cevabı o kadar basit ki, değil bilimsel araştırma yapmak, düşünmeden söyleyebilirim nasıl ve neden olduğunu;

Ben sadece yurt sorunlarıyla ilgilendim..

Petrollerimizi Amerika sömürmesin istedim….

Madenlerimiz sömürülmesin, montaj sanayiden kurtulalım, ülkemizi ağır sanayi kurulsun, bağımsız ve onurlu bir ulus olarak insanca yaşayalım, her şey yurdun ve halkın çıkarlarına göre düzenlensin istedim o kadar.” diye özetliyor “neden solcu oldun” diyenlere…

Ve Harun Karadeniz’in de belirttiği gibi;

O dönemin gençleri ülke sorunlarıyla yakından ilgileniyordu…

Gece-gündüz demeden emperyalizmin ağa babaları ve onların yerli işbirlikçileriyle mücadele etmeye çalışıyordu…

Kimi ‘kiralık beyinler’ emperyalizmin silahlı gücü NATO’ya ve 6. Filoya alkış tutup, abdest alıp namaz kılarken;

Harun Karadeniz gibi önderlerin öncülüğünde bunların hepsine karşı çıkılıyor ve denize dökülmek isteniyordu…

Ve yurdun öz değerlerini savunmaya kalkan bu devrimci gençleri ise, siyasi erkler başta olmak üzere burjuva bilim adamlarını ise şöyle tanımlıyordu ‘ülkesinin bağımsızlığı’ için mücadele veren bu gençliği;

“Gençlik bunalım içinde”

“Gençler bunalım geçiriyor”

“Sebep sosyolojiktir”

“Hayır psikolojiktir”

“Cinsel bunalımdır ve biyolojiktir”

“Gençler ne istediğini bilmiyor”

“Bu kadarı da fazla, iyice azıttı gençler” gibi buna benzer yüzeysel suçlamalar getiriliyordu gençler için…

Halbuki egemen güçlerin suçladıkları o gençler;

Ülkelerinin ekonomik ve siyası olarak bağımsız olmasını istiyorlardı.

Böyle istedikleri içinde:;

Her türlü sömürü biçimine karşı çıkıyorlardı…

Sömürü düzeni olan Kapitalizme ve onun ağa babası olan;

Emperyalist ittifakları ülkelerinde istemiyorlardı…

Daha kısaca ifade edecek olursak;

Sömürüyü alışkanlık haline getirmiş patronun yanında değil…

Sömürülen işçinin yanında duruyorlardı…

Köylünün ürününü savunmak için gece-gündüz köylüyle birlik olup ve onlarla birlikte yatıp-kalkıyorlardı…

Ve böyle davrandıkları içinde;

Ya bir köşede sıkıştırılıp öldürülüyorlar…

Ya tutuklanıp hücrelere tıkılıyorlar…

Ya da bir punduna getirip -provoke uygulamalarla- gençleri birbirine düşürüp kırdırıyorlardı…

Harun Karadeniz, hücrelerde yata-yata kansere yakalanmıştı..

Hastalığının dış ülkelerde tedavisi vardı…

Ama siyasi suçlu olduğu için pasaport verilip, dışarıya çıkmasına izin verilmedi…

Ve en sonunda sol kolu omuzundan kesiliverdi…

Durun…

En iyisi burada da sözü Uğur Mumcu’ya bırakalım…

Harun Karadeniz’i, o nasıl anlatmış birde ona bakalım;

“Kanserdik;

Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.

Uydurma davalarla kapattılar hücrelere

Hastaydık;

Yurt dışına gitseydik kurtulurduk belki.

Bir buçuk yaşındaki kızımızı öksüz bırakmazdık.

Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine..

Sonra da otuz üç yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım unutma bizi…

Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.

Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük.

Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük.

İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük.

Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler. sizin için öldük…

Vurulduk, azıldık, öldürüldük ey halkım unutma bizi…”

*** **** ***

Yıl; 1975

Aylardan; 15 Ağustos…

Harun KARADENİZ aramızdan ayrılıyor…

Kendisinden önce giden devrimci dostlarının yanına gidiyor…

Bugün; 15 Ağustos…

Yıl; 2021

Demek ki, Harun Karadeniz aramızdan ayrılalı tam 46 yıl olmuş…

Aradan kaç yıl geçerse geçsin;

Unutulmadın karayağız delikanlım, unutulmadın…

Unutulmayacaksın…

Bu toplum için yaptığın o güzel çalışmalarınla;

Hep hafızalarda kalacaksın…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM