Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SİSTEMDEN HİÇ ŞİKAYET EDEN YOK  “SONUÇ” KONUŞULUYOR DAHA ÇOK 
  • 0
  • 202
  • 20 Haziran 2021 Pazar
  • +
  • -

Kim, nereden ne kadar çalmış?

Kim, hangi ihaleyi ucuza kapatmış?

Hangi ‘bakan’ kendi özel şirketlerine kendi bakanlığından en ucuz fiyata ürün satın almış?

Kimler, kimlerden daha fazla vurgun yapmış?

Vesaire, vesaire…

Şu sıralar bütün işi-gücü bıraktık;

Kimin, kimden daha fazla soygun ve vurgun yaptığını konuşup duruyoruz…

Yani bunu güreşçi jargonuyla söyleyecek olursak;

Birbirimize el-ense çekiyoruz!

Ve zahmet edip de;

“Bizler, oldum-olası böyle miydik?”

Böyle değildiysek;

“Böylesi bir yolculuğa nasıl ve ne zaman başladık?”

Örneğin;

Bu günlere gelebilmek için ‘böylesi bir ekonomik planlamayı’ 1923 yılında bu ülkenin kuruluşunu yaparken mi karar verdik?

Yoksa o tarihlerde ‘devletçi ve karma ekonomik’ bir sistemimiz vardı da, bunu Atatürk’ün ölümünden sonra yavaş-yavaş, çaktırmadan ve ağırdan-ağırdan alarak daha sonra mı değiştirdik?

Örneğin ‘talan ekonomisine’ dayalı bir yolculuğa başlamamızda;

Amerikan emperyalizminin bir dahli olmuş mudur?

Ülkemiz, batılıların ‘sömürü ağına’ takılmış mıdır?

Bundan 70 yıl önceki başbakanımız Adnan Menderes’in;

“Her mahallede bir milyoner yaratacağız” sözünün mayası tutmuş mudur?

Ve bu siyasi felsefenin ardılı olan başbakan Süleyman Demirel’in;

“Ülkemizi küçük bir Amerika yapacağız” sözü, bugünleri görmemize vesile olmuş mudur?

Yine ayni ‘siyasi sülalenin’ ardılı olan Turgut Özal’la, Kemal Derviş’in birlikte çıkardıkları ’24 Ocak Kararları’ denilen; liberal, serbest piyasa ekonomisine dayalı bir yolculuğun başlaması;

Ve Turgut Özal başbakan olduktan sonra da, hepimizin gözlerinin içine baka baka; “Ben zenginleri severim” diye demeç patlatması!…

Ve ondan sonrada, Atatürk’ün yaptırdığı fabrikalar için;

“Devlet, bez satmamalı”

“Ticaretle uğraşmamalı”

“Sırtımızda kamburluk yapan bu fabrikalardan kurtulmalı”

“Ve bunları bir an önce elden çıkarmalı ve özelleştirerek satmalı”

“Bir an önce ve hızlı bir şekilde özel sektör yapılandırılmalı” sözü, günümüze ışık tutmuş mudur?

Ve yine en önemlisi de; Siyasi silsilenin takipçisi olan bu yönetimde aynı siyasi felsefeyi hiç bozmadan sürdürmüyor mu?

Bana soracak olursanız;

Ben sürdürüyor derim..

Ki; bir zamanlar ‘maliye bakanımız’ olan birisi, kamuya ait fabrikalar ve taşınmazlar için ne demişti;

“Babalar gibi satarım” dedi mi; dedi…

Babalar gibi sattılar mı; sattılar…

Şimdiki yönetimin bir zamanlar ‘başbakanı’ olan ve şimdi daha üst düzeyde bize özgü bir ‘başkanlık’ koltuğunda oturan büyüğümüz;

“Ben bu ülkeyi anonim bir şirket gibi yöneteceğim” demediler mi?

Dediler…

Ve bütün bunlardan sonra, biz bu olup-bitenleri ayağa kalkarak çılgınca alkışlamadık mı?

Alkışladık…

E, şimdi bütün bunlardan sonra;

“Ben ülkeyi şirket gibi yöneteceğim” diyen bir yönetici kalkıp da bizim ‘seçtiklerimizin’ içinden birisini ‘bakanlığa’ getirecek hali yok herhalde…

Elbette ‘şirket’ sahibi olanlardan birisini getirecek…

Tıpkı;

Özel Okullar konusunda bir hayli yol almış ve ‘Maya Okullarının’ sahibini Milli Eğitim Bakanlığının başına getirip oturttuğu gibi…

Tıpkı;

Ülkenin en donanımlı hastaneleri olan ‘Medipol Hastanelerinin’ sahibini ‘Sağlık Bakanlığına’ atadığı gibi,,

Tıpkı;

Turizm sektöründe en ön sıralarda olan bir işadamını getirip Turizm Bakanlığı koltuğuna oturtulduğu gibi…

E, şimdi bütün bunlardan sonra kalkıp da;

“Şu ‘bakanlıkta’ ihale yolsuzluğu yapıldı”

“Bu ‘bakanlıkta’ şu kadar mal çalındı” demenin alemi var mı Allah aşkına?

Sistemin başına geçenler;

Bozuk sistemi düzeltmek için geçmiyorlar…

“Devlet malı deniz, yemeyen domuz” dedirtmemek için;

Onlarda daha fazla yemek için birbiriyle yarışıp duruyorlar!

Ve biz ‘züğürtler’ için geriye kala-kala bir tek şey kalıyor;

“Filanca ‘bakan’ veya ‘bakan yardımcısı’ neden üç-dört yerden maaş alıyor?”

“Falanca, neden biz açlık sınırında maaş alırken, onlar her ay 70-80 bin lira maaş alıyor?” diyerek;

Onların kazançlarının ve keselerinin hesabını-kitabını yapıyoruz…

Yani, sohbetimizin üst-başlığında da ifade ettiğim gibi;

Hiç kimsenin ‘sistemden’ bir şikayeti yok…

Yani ‘sonuç’ konuşuluyor daha çok…

Hoş kalın,

Hoşça kalalım…

Sağlık ve esenlik içinde olalım…

Ve kısmet olursa;

Bir başka sohbette tekrar buluşalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM