Bu yazımızda size şehit Ahmet’in hikâyesini anlatacağım. Vatanı uğruna kanını bu topraklara akıtan binlerce-on binlerce belki yüz binlerce vatan evladından biri olan şehit Ahmet’in şehadetini anlatacağım.
Tarih 12 Eylül 1996. Espiye Avluca Köyünde İmam-Hatiplik vazifemize başlayalı daha iki ay bile olmamıştı. Akşam üzeriydi, köye jandarma geldi. Hayırdır dedik önce. Sonra öğrendik jandarmanın köye geliş sebebini. Hasan oğlu Ahmet KESKİN Siirt’te terör örgütü PKK ile girilen çatışmada şehit olmuştu. Onu haber vermeye gelmişti jandarma. Haber köye kor olup düşmüştü. Tabi Hasan emminin yüreğine düşen çok daha büyüktü. Tek oğluydu Ahmet. Onun ve eşinin feryadı Avluca semalarında yankılanıyordu.
Ertesi gün/Cuma günü 08.30’da da salâsını okuduk şehit Ahmet’in, ardından da şehadet anonsunu. Tabi anons yaparken cümleler boğazımda düğümlenmişti o gün.
Şehidin cenazesi ertesi gün, 14 Eylül günü geldi köye. Öğle namazından sonra Yukarı mahalle camiinde kıldık namazını. Namazı ilçe müftüsü Selami EMEN kıldırdı. Ardından da ailesinin ve katılan halkın gözyaşları arasında Kur’an ve dualarla evinin önüne defnedildi ve başına da ay yıldızlı al bayrağımız asıldı. O günden sonra Hasan emmi bir mecnun gibi, göz yaşları hiç dinmeden gezip durdu. Ona çok acımıştık. Şehit Ahmet vefat ettiğinde geride bir de daha “6 aylık bir evlat” bırakmıştı.
Daha sonraları şehit Ahmet’in şehadeti türkülere de konu oldu ve yine Avluca’lı mahalli sanatçımız Ali GEDİK’in “Şehit Ahmet” adlı o muhteşem beste ve güftesinde(https://www.youtube.com/watch?v=V3hwtINQx7Q) yer aldı.
Şehit Ahmet’in şehadetinin üzerinden 25 sene geçti. Geçenlerde bir kardeşimiz internet üzerinden benimle iletişime geçti. Ahmet KESKİN’in şehadetinden sonra ailesine, anne-babasına ulaşmak istiyordu. Ben de Avluca’da görev yaptığımdan internet onu bana ulaştırmıştı. Bu vefâkar kardeşimizin şehit Ahmet’in Anne-babasının vefat ettiğinden haberi yoktu. Bizden öğrendi tabi. Ama Ahmet şehit olduğunda daha 6 aylık olan ve şimdi 25 yaşındaki olan oğluna ulaştırdık onu. Bu arada bu vefalı kardeşimiz internette araştırma yaparken Ali GEDİK’in “Şehit Ahmet” klibine rastlıyor ve çok etkileniyor, çok da duygulanıyor. Klibi izlerken birden 25 sene evveline gidiyor. Duygu seline kapılıyor klibi izlerken. Bu kardeşimiz kim mi?
İsmi Ramazan BALKUL. Balıkesir Bigadiç ilçesinden. Onu bizim için çok daha değerli kılan ise şehit Ahmet’in silah arkadaşı olması. Daha da önemlisi şehadetine şahit olması, yanında ruhunu teslim etmiş olması. Olayı anlatırken aradan 25 sene geçmesine rağmen hala ağlıyordu Ramazan kardeşimiz.
Şimdi 25 sene öncesine gidelim ve Şehit Ahmet’in şehadetini ilk ağızdan dinleyelim…
Vatani görevimi yapmak üzere komando olarak Siirt Pervari’de, Okçular Köyü Doğanca Karakolundaydım. Arazi şartları son derece kötü ve her taraf mayın döşeliydi. Komutanımız mayın tarama timi istedi. Gelen tim içinde Giresun’lu Ahmet KESKİN de vardı. Ahmet gelince biz çok rahatlamıştık. Arazide Ahmet nereye basarsa ben de oraya basıyordum. Zira onun bastığı iz en güvenli iz idi. Bir gün gözetleme yaparken bir grup teröristi tespit ettik. Hemen teröristlerin görüldüğü tarafa hareket ettik. 80 kadar asker idik. Öğle saatleriydi. İki terörist makineli ile bizim tarafı tarıyordu. Pusuya düşmüştük. Yarım saat çatışmanın içinde kaldık. O sırada iki şarjör mermi sıkmıştım hainlerin tarafına. Bir de baktım ki Ahmet vurulmuş. Yaralıydı Ahmet. Bağırdım. Yanındaki arkadaşı da el bombasıyla şehit olmuştu. Az sonra Ahmet şehit oldu. Helikopter istemiştik ama o da 2-3 saat sonra ancak gelebildi. Çatışma boyunca şehit Ahmet’in cenazesinin başında bir tim asker nöbet tuttu.
Ahmet vatansever bir delikanlıydı. En yakın arkadaşı ben idim. Onu sürekli uyarırdım dikkatli olması için. O da hep, “Ramazan abi ölürsem öleyim, benim oğlum oldu” diyordu. O gün de bana “Ramazan abi çocuğum oldu artık gözüm arkada kalmaz” demişti. Adeta şehit olacağı içine doğmuştu. Ertesi gün akşam saatlerinde 18 kişilik terörist grup İkiyaka Köyü Dereyatağı mevkiinde kıstırıldı. Yardıma gelen özel harekât birliklerinin de yardımıyla bu teröristlerin tamamı imha edildi. Ahmet’in katillerinin leşleri serildi o dağlara. Ahmet’in kanı daha 24 saat geçmeden yerde kalmadı. Ertesi günü komutanımız o çatışmadaki başarılarımız ve Ahmet’e yardıma koşan tek kişi olmamız dolayısıyla takdirname ile ödüllendirdi. Keşke Ahmet şehit olmasaydı da ben bu takdirnameyi almasaydım.
Bu cennet vatanımızın her karış toprağını kanlarıyla sulayan cümle şehitlerimize ve Şehit Ahmet’e selam olsun. Mekânları cennet olsun.14.03.2021