Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SAVAŞTAN KAÇAN KORKAKLAR GELİP TÜRKİYEYE SIĞINIYORLAR
  • 0
  • 239
  • 13 Ağustos 2021 Cuma
  • +
  • -

Sığınır sığınmaz da;

Birdenbire ‘kabadayı’ kesiliyorlar!

Savaştan kaçtıklarını unutuyorlar;

Ve birdenbire yiğit bir delikanlı oluveriyorlar!

Tıpkı iki gün önce Ankara-Altındağ ilçesinde yaşanan olay gibi..

Yani;

IŞİD sakallı bir Suriyelinin ‘kabadayılaşarak’ 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ı bıçaklayarak öldürdüğü gibi…

Ve ‘olayın’ çıkış nedenini de kısaca değinecek olursak;

Olay iki gün önce, yani 16 Ağustos tarihinde Altındağ ilçesinin Battalgazi Mahallesinde bulunan bir parkta meydana geliyor…

Suriyeli bir gurupla mahallenin gençleri arasında ‘sokak lambasının’ kırılması üzerine bir tartışma yaşanıyor…

Tartışma kavgaya dönüşüyor…

Kavga sonucu da Suriye uyruklu Y.A. isimli sakallı, 18 yaşındaki Emirhan Şahin’i bıçaklayarak öldürüyor…

Ali Yasin Güler isimli genci de yaraladıktan sonra olay yerinden kaçıyor…

Bu özet bilgiyi verdikten sonra şimdi sohbetimizi istatistiksel ve matematiksel rakamlar üzerinden yapabiliriz diye düşünüyorum…

Efendim;

Güney komşumuz Suriye’de çıkarılan savaşın üzerinden tam 10 yıl geçti…

Ve 10 yıl önce (eli silah tuttuğu halde) ne Musa’nın yanında yer alan, ne İsa’nın yanıñda yer alan ‘savaş kaçkını’ korkaklar bir şekilde gelip Türkiye’ye sığındılar…

Yani, 10 yıl önce Türkiye’de kazandıkları çocuk 10 yaşına geldi…

10 yıl önce 10 yaşında Türkiye’ye gelen çocuklar bugün 20 yaşında koskoca delikanlı oldular…

Savaş devam ederken ‘dini bayramlarda’ ellerini-kollarını sallayarak kaçıp-geldikleri yerlere ziyarete gidip, tekrar gerisin-geri döndüler..

Savaş kısmen bitti…

Eskiden olduğu gibi yine ‘bayram ziyaretlerine’ gidip geliyorlar…

Ama her nedense bir türlü ata-dede ocaklarına geri dönmek istemiyorlar…

Hatta istek ve taleplerinin yerine getirilmesi için zaman zaman bayrak açıp miting bile yapıyorlar…

Kendi aralarında örgütleniyorlar;

Sırtlarını okşayan erklere destek verip alkışlıyorlar…

Ama Allah’ın bir günüde kalkıp;

“Türkiye’yi yöneten erklerden ülkemize dönmek için Suriyeli yöneticilerle görüşmeleri için rica ediyoruz”

“Çünkü biz artık ata-dede ocağımıza geri dönmek istiyoruz.”

“Kendi öz vatanımızın insanlarıyla barışmak istiyoruz” gibi buna benzer taleplerde bulunmuyorlar hiç…

Şimdi bu işin sırrını bilenlerde belki diyecektir ki;

“Yahu niye istesin kardeşim.”

“Bu ülkenin gençleri çalışmaya iş bulamazken onlarınki buluyor”

“Bu ülkenin esnafları sabahtan-akşama siftah yapamazken, Suriyeli sığınmacıların önde gelenleri ‘sığındığı ülkede’ en büyük alışveriş merkezleri ve devasa şirketler kuruyor.”

Örnek mi istiyorsunuz?

İşte size somut örnek;

Almanların ülkemizde kurduğu ‘şirket’ sayısı Suriyeli sığınmacıların kurduğu şirket sayısının gerisinde…

İşte rakamsal ve istatiksel veriler;

Suriyelilerin kurduğu şirket sayısı 260’la birinci sırada…

Almanların ülkemizde kurduğu şirket sayısı 232…

Komşumuz İran’ın kurduğu şirket sayısı 189 taneymiş…

Suriyelilerin kurdukları şirketlerin illere dağılımıysa şöyleymiş;

İstanbul’da 93 şirket…

Hatay’da 27

Gaziantep’te 49

Mersin’de 46

Ve Bursa’da 13 şirket kurmuşlar…

Kısacası;

Suriyeli sığınmacılar bu 10 yıllık zaman diliminde ülkemizde ağırlıklı olarak; toptan ticaret, inşaat, konfeksiyon, dokuma, ayakkabı imalatı ve emlakçılık, komisyonculuk, tekel bayii ve nakliyecilik konusunda bir hayli yol almışlar…

Şimdi ben bu arşiv ve istatiksel bilgileri sizlerle paylaştım diye bazı okuyucularımız da diyecektir ki;

“Yahu ne güzel işte, bir sürü şirket kurarak istihdam alanı yaratıp, ülke ekonomimize katkı sağlamaya başlamışlar.”

“Bizimkiler de başka ülkelerde şirket kurup, alım-satım, ticaret işleriyle uğraşmıyorlar mı? uğraşıyorlar…

“Bırakın Suriyeliler de bizim ülkemizde bu tür işlerle uğraşsınlar” diye düşünenleriniz varsa, inanın hiçbir itirazım yok…

Hatta bu gibi düşünenlere (yanlış anlaşılmasın) destekleyebilir ve ilave olarak şunları da ekleyebilirim;

“Bugün ülkemizde iş bulamayan 2 milyon dolayında üniversite mezunu genç var…

Belki Suriyelilerin kurduğu şirketler sayesinde bir işe girerler de, bir baltaya sap olurlar!”

“Belki kısa bir zaman diliminde Suriyeliler hızlı bir şekilde ürerler ve ülkemizde çocuk sayısını çoğaltırlar da, onların sayesinde yeni yeni okullar açılır da, atanamayan 500 binin üzerinde öğretmenler bir an önce atanarak sevdikleri mesleği yapmaya başlarlar!”

Vesaire, vesaire…

Aklınıza gelenleri de sizler ilave edin…

Ben şu sözlerle sohbetimizi bitirmek istiyorum…

Efendim;

Durup-dururken kafatasçılık ve ırkçılık yapmayalım…

İnsanları şu renktensin, bu renktensin diye ayrım yapmayalım…

“Elhamdülillah hepimiz din kardeşiyiz” diyerek birbirimize kucak açalım…

Üstelik, mademki ülkemiz bütün ‘kıtaları’ birbirine bağlayan köprü görevi görüyor…

Onun için “Burası yol geçen Hanı mı?” filan demeyelim…

‘Deli Dumrul’ gibi biz köprümüzden geçmek isteyenlerden almak isteğimiz ‘komisyonumuzu’ alalım…

Ve ‘çubuğumuzu yakıp’ keyfimize bakalım!…

Sizce de böylesi daha güzel olmaz mı?

Hı, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Buyurun o zaman, zaten söz sırası sizin…

Söyleyeceklerinizi içinizden geldiği gibi açık açık söyleyin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM