Rüşvet ve iltimas

Rüşvet ve iltimas

Osmanlı Devletinde 1839 yılında Tanzimat Fermanı yayınlanır.  Bu ferman için, yakın tarihimizde AB istekleri ile atılan ‘demokratikleşme’ adımlarına benziyor diyebiliriz.

Tanzimat Fermanı’ da İngiltere’nin isteği ile çıkarılmış, Osmanlı döneminde ‘demokratikleşme’ konusunda atılan ilk somut adımdır.

Bu fermanda dikkat çeken bir madde vardır.

“Rüşvet ve iltimasa son verilecek, halkın devlete ve yöneticilere güven duyması için çaba harcanacak.”

Demek ki o zamanlarda da rüşvet ve iltimas varmış!

Olmasa idi böyle bir madde fermana konur muydu?

Fermana böyle bir madde konulmuş ama rüşvetin ve iltimasın ortadan kaldırılması başarılabilmiş mi?

Elbette hayır…

Ne dün ne de bugün rüşvet ve iltimas ortadan kaldırılamamıştır. Halkın devlete ve yöneticilere güven duyması başarılamamıştır.

Boşuna mı “gemisini yüzdürene kaptan denir” atasözümüz vardır…

***

Rüşvet ve iltimas günümüzde de devam etmektedir.

Bunun son örneklerini geçtiğimiz hafta yaşadık. AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar, katıldığı bir televizyon programında önemli bir iddiada bulundu.

Daha sonra sözlerinden de çark etmedi. ‘Yanlış anlaşıldım’ gibi sözler de etmedi.

Ne dedi AKP’li vekil?

“Gaziantep’te çok ciddi FETÖ borsası var. Milyon dolarlar dönüyor. Ben bunu söylüyorum. Evet. İtirafçı adı altında iş adamlarını serbest bırakıyorlar. Türkiye’nin birçok yerinde var bu…”

Burada bahsedilen ‘milyon dolarlar’ rüşvet değil mi?

Ve bu paraları ödeyen işadamlarının ‘itirafçı’ gösterilerek serbest bırakılması da ‘iltimas’ yani kayırma değil mi?

Demek ki parayı veren düdüğü çalıyor.

Veremeyen garibanlar ise hapiste yatıyor…

Adında ‘adalet’ olan iktidar partisine bu adalet anlayışı yakışıyor mu?

***

FETÖ soruşturmaları nedeniyle pek çok hâkim ve savcı görevlerinden alındı. Çok sayıda hâkim ve savcı açığı ortaya çıktı.

İktidar bu boşluğu nasıl doldurdu?

Çok sayıda yeni hâkim ve savcı alımı gerçekleştirdi. Burada da iltimas devreye girdi.

CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın belgeleri ile ortaya koyduğu bir gerçek var. Avukatlık kadrolarından hâkim ve savcılığa geçenlerin içinde çok sayıda AKP’li siyasetçi var!

Avukatlık yaparken AKP’nin il ve ilçe teşkilatlarında görev almış olanlar şimdi çeşitli yerlerde hâkim ve savcı olarak görev yapıyorlar.

Demek ki 16 Nisan referandumunun 1. Maddesinde yer alan “bağımsız ve tarafsız yargı” bu olsa gerek…

Bilgi ve birikim yerine, ‘partili’ olmaları tercih nedeni olmuş.

Yazılı sınavlarında düşük puan alsalar da mülakat sınavında yüksek puanlar verilmiş.

Şimdi bunlar “bağımsız ve tarafsız yargı” mensubu olarak adalet dağıtacaklar öyle mi?

Külliyedeki kura törenindeki tavırları ile ne kadar ‘tarafsız’ olduklarını göstermişlerdir…

Ve ne kadar ‘bağımsız’ kalabileceklerini de…

Ya Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu için yapılan ‘iltimas’ için ne demeli?

Gonca hanım kura ile Elazığ Hâkimliğine atanıyor. Atama tarihi 19 Mart 2018.

Ertesi gün HSYK, hâkimler ve savcılar için atama kararnamesi düzenliyor. Pek çok hâkim ve savcının görev yeri değiştiriliyor.

Elazığ’a atanan Gonca Hanım, daha atandığı ilde göreve dahi başlamadan hoooop Yargıtay Tetkik Hâkimliğine atanıyor!

Bundan âlâ ‘iltimas’ olur mu?

HSYK Başkan vekilinin ise özrü kabahatinden büyük. Diyor ki Başkanvekili Yılmaz , “Danıştay Başkanı’nın kızına özel bir uygulama yok, aynı durumda olan 27 kişi daha var.”

Bu 27 kişi ‘mazeret kararnamesi ’ ile yeni görev yerlerine atanmışlar!

Kitaba ( hukuka) değil kitabına uydurmadır yapılan iş…

Yargıtay’da tetkik hâkimi olabilmek için 5 yıl görev yapmış olmak koşulunu kaldıran da AKP iktidarı idi… Yani ehliyeti ve liyakati 2011 yılında, o günlerde ‘beraber yürüdükleri’ FETÖ ile birlikte ortadan kaldırmışlardı…

Dün bu düzenlemeden FETÖ mensupları yararlanmıştı, bugün ise kendi yandaşları yararlanıyor!

Demek ki 1839 yılında Tanzimat Fermanında bahsedilen ‘rüşvet ve iltimasa son verilecek” sözü o günden bugüne gerçekleştirilememiş…

Ve iktidarda adında ‘adalet’ olan parti var…

***

İktidar partisini adında ‘kalkınma’ var da ne oluyor? Kalkınıyor muyuz? Cari açık sürekli büyüyor. Dış borç sürekli artıyor.

Dolar 4 tl’ye, Euro 6 tl’ye dayanmış…

Benzine 15 kuruş, motorine 17 kuruş zam gelmiş.

Esnaf siftah yapmadan dükkânını kapatıyor.

Tarlalar boş, meralar boş… Her gıda ürününü çeşitli ülkelerden ithal ediyoruz. Dünyanın dört bir tarafından et ithal ediyoruz.

İşsizlik ciddi boyutlarda…

Kart mağdurları, banka borçları sürekli artıyor. İcra dosyalarını raflar almıyor.

Ve iktidarda adında ‘kalkınma’ olan bir parti var…

Adalette kendilerine, kalkınma da…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?