Eğitim -İş Giresun Şube Başkanı
Mustafa Gürel
1976 Keşap doğumluyum, ilk, orta ve lise eğitimimi Keşap’ta tamamladıktan sonra 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümünden 1997 yılında mezun oldum. Aynı tarihte Dereli Çok Programlı Lisesinde göreve başladım. 2002 yılından 2017 yılına kadar Keşap Türk Telekom Ortaokulunda çalıştıktan sonra 2017 yılından itibaren Mustafa Kemal Ortaokulunda görev yapmaya başladım ve aynı kurumda çalışmaya devam etmekteyim. 2023 Şubat ayından itibaren Eğitim İş Şube Başkanlığı görevini sürdürüyorum, iki çocuk babasıyım.
Şu an Giresun genelinde 743 üyemiz bulunmaktadır. Göreve başladığım günden bugüne, yönetin kurulu olarak üye sayımızı üçe katlamış durumdayız. Üniter yapının korunması laik, bilimsel ve kamudan yana, Anayasanın özellikle ilk 4 maddesi ve ATATÜRK ilke ve devrimlerinden yana sergilediğimiz duruşumuz bizi -sarı sendikaları saymazsak- Türkiye’nin en büyük sendikası haline getirmiştir.
Öncelikle proje okuluyla normal bir okulun arasındaki farka bakmak gerekiyor, nedir arasındaki fark? Daha iyi eğitim mi veriliyor, adı üzerinde daha fazla projemi üretiliyor? Bunların hiçbiri yokken neden o zaman okullar arasında bu şekilde ayrım yapılıyor, bu sadece Bakanlığın, yandaş sendikaların tayin isteyeceği ve kendine yakın kişilerin yerleştirildiği okullar olarak görünmektedir.
Proje okullarının yapısına baktığımızda tesadüfen sarı sendikaya üye olan kişilerin atamasının yapıldığı veya sendika yöneticilerinin yakınlarının, parti ile dirsek teması olanların buralara ÖĞRETMEN olarak atandığını görmekteyiz. Atamaları tamamen Bakanlığın yaptığını söyleyenler acaba proje okullarında çalışan bir öğretmenin hangi yetersizliğini görmüş olacak ki, eski çalışanlarını okulundan uzaklaştırıyor? Proje okullarına atanan öğretmenin veya idarecinin diğer öğretmen veya idareciden ne fazlası var ki atanması gerçekleşiyor? Bu açıklanamayan bir durumdur.
Eğitim – Öğretim olarak şu an için proje okulları ile normal okul arasında ne fark olduğunu kimse bilmiyor. Giresun genelinde konuşursak 15 Temmuz Ortaokulu, normal bir okul iken bir bakmışsınız sabah kalktığınızda proje okulu olmuşsunuz siz de proje okulunda çalışan öğretmensiniz ve 4 yıl tamamladıktan sonra ben sizinle çalışmıyorum deyip öğretmeni okulsuz bırakıyorsunuz ve ben bölge belirledim bu bölgeden birini seç diyorsun. Eski çalışanı başka bir okula tayine zorluyorsunuz, bunun ne anayasada ne de vicdanda yeri yoktur.
Şöyle bir gerçekte var: Okulundan aldığınız öğretmeni yetersiz gördüğünüz için aldınız, başka okula verdiğiniz de o öğretmene hangi gözle bakılır? Anayasada devlet memurlarının nasıl yer değiştireceği açıkça yazmaktadır, siz bunu yok sayıp hiçbir kritere bağlı olmadan yaparsanız çalışma barışını ortadan kaldırmış, insanların birbirine güvenini ve çalışma isteğini yok etmiş olursunuz.
Nisan ayında yapılan atamalar maalesef, Milli Eğitimin, sarı sendikanın ve siyasilerin üç maymunu oynadığı bir tiyatroya dönüşmüş vaziyettedir. Burada bile alışık oldukları mağdur edebiyatı yapacakları ilk günden itibaren görülmeye başlanmıştır. Bu okullar artık bize göre torpillilerin yarışı haline girmiş, siyasi gücü fazla olanın atamasının yapıldığı yer durumundadır.
Giresun genelinde 22 arkadaşımız okullarından uzaklaştırılmış, hiçbir arkadaşımızın da başka bir proje okuluna ataması yapılmamıştır. Milli Eğitime bu atamaların neye ve hangi kritere göre yapıldığını sorduğumuz da Bakanlık tarafından yapıldığını söylemişlerdir. Bir bakan düşünün 81 il ve 922 ilçedeki öğretmenlerin yeterliliğini veya yetersizliği bilip atamasını yapıyor. İnsanların aklıyla dalga geçmeyi bıraksınlar yıllarca ilçelerde, köylerde çalışıp puan biriktiriyorsun, yıllar sonra merkezde çalışmaya başlıyorsun sonra sen yetersizsin deyip okulsuz bırakıyorsun. O okullara atanan insanları da mağdur ediyorsun. Tek istediğimiz şeffaf bir şekilde atama kriterlerinin belli olduğu bir sistem. “Her şey kanuna uygundu, çünkü kanun yoktu.”(George Orwell) anlayışını kabul etmiyoruz.