Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ÖĞRETMENLİĞİ HAFİFE ALANLAR GERİDE YÜRÜMEYE MAHKUMLAR
  • 0
  • 205
  • 05 Ekim 2021 Salı
  • +
  • -

Günaydın sevgili dostlar,

Günaydın değerli canlar,

Bugün; 5 Ekim

Bugünkü sohbetimiz;

Dünya Öğretmenler Günü üzerine olacak…

Şimdi bazılarınızda haklı olarak diyecektir ki;

“Öğretmenler günü 24 Kasımda kutlanmıyor muydu?”

Bu sorunun yanıtı;

Elbette 24 Kasım tarihinde kutlanıyordu…

Hatta bu tarihin dışında ‘Öğretmenler Günü’ kutladığımız iki tarih daha var…

Birisi; 16 Mart Öğretmen Okullarının kuruluş tarihi…

Bir diğeri de; Köy Enstitülerinden mezun olanların kutladığı 17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş tarihi…

Ancak;

Sözünü ettiğimiz bu üç ‘Öğretmenler Günü’ de bizim ülkemizde kendimize özgü kutladığımız Öğretmen Günleri…

5 Ekim tarihinde ise;

Tüm dünya ülkelerinin birlikte kutluyor Öğretmenler Gününü..

Ve 1994 tarihinde;

Birleşmiş Milletler, Eğitim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve İLO’nun tavsiye kararıyla da bugüne kadar kutlanıp geliyor…

Şimdi bu ön tespiti yaptıktan sonra, başka ülkelerin öğretmenlerini kendi hallerine bırakalım…

Bizim ülkemizdeki öğretmenlerin durumuna bir bakalım…

Öğretmenler nasıl ve hangi felsefeyle yetiştirilmek isteniyor?

Siyasal erklerin çıkarları için kendilerine nasıl payanda yapılmak isteniyor?

Özgür toplum yaratmak için, özgür eğitim yapılıyor mu?

Yoksa öğretmenler tek kalıba sokulup;

Bilimden uzak..

Hatta bilime düşman…

Din adamlarının yapması gereken görevlerde öğretmenlere yaptırılmak isteniyor?

Bugün ülkemizde görev yapan öğretmenlerin kaçta-kaçı yaşadığı çağın sorumluluğunu üstleniyor?

Öğretmenlerin kaçta-kaçı yönetsel güçlere boyun eğmeden ve biat etmeden;

“Ben, yaşadığım dünyayı daha çok güzelleştirmek için bilimin ışığında ve aklın yolunda yol almak istiyorum” diyebiliyor?

Öğretmen, öğrencilerine teorik bilgi aktarmanın ötesinde dünya ve yurt sorunlarıyla da yakından ilgileniyor mu?

Daha doğrusu ‘ilgilenmesine’ müsaade ediliyor mu?

Ve bunları yapabilmesi içinde;

Ekonomik sıkıntıya girmeden günlük gazetesini okuyabiliyor mu?

Ayda en az iki-üç dergi ve kitap alıp okuma şansı oluyor mu?

Okuduğu kitapları arkadaşlarına ve öğrencilerine de korkusuzca tavsiye edebiliyor mu?

Ayda kaç kez tiyatro, kültür ve sanat etkinliklerine gidiyor?

Yetiştirdiği öğrencileri yaşadığı çağın sorumluluklarını yüklemek isteyen öğretmen;

Ülkesinin teknolojik ilerlemede nerede olduğunu?

Sanayileşmede dünya sıralamasında hangi basamakta bulunduğunu?

Tarımda hangi ülkelere muhtaç olup-olmadığını biliyor mu?

Toplumun içinden gelip, toplumun çocuklarını okutan öğretmen;

Ülkesinin dış ülkelere borcu var mıdır, yok mudur?

Varsa; ne kadar vardır?

Eğitim-öğretim verdiği ülkede;

Sömürü ve talan var mıdır, yok mudur?

Varsa; bunları öğrencilerine anlatması gerekir mi, gerekmez mi?

Öte yandan;

Yaşadığı ülkede ‘demokrasi’ sorunu var mı, yok mu?

Sosyal adalet yerlerde sürünüyor mu, sürünmüyor mu?

Mesleki örgütlenmeler korkusuzca yapılıyor mu, yapılamıyor mu?

Yaşadığı toplumun çocuklarına bilgi aktarmakla görevli öğretmen, öğrencilerine;

Eğitimde fırsat eşitliğinin olması gerektiğini öğrencilerine anlatmalı mı, anlatmamalı mı?

Üniversiteye giden öğrencilerin;

Barınacak yurt bulamadıkları için…

Kiralayacakları evler ateş-pahası olup, kiralayamadıkları için…

Parklarda yatıp-kalktıklarını söylemeli mi, yoksa saklamalı mı?

Hani, öğretmen doğruları konuşmak ve doğruları öğretmek zorunda da onun için bu saçma-sapan anımsatmaları yapıyorum!

Ve yine;

Arı yuvasına çomak sokuyorum…

Son söz olarak da şöyle diyorum;

Yaşadığı çağın sorumluluğunu daha da ilerilere taşımak isteyen tüm dünya öğretmenlerinin ‘5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününü’ en içten dileklerimle kutluyorum…

Aramızda olmayan öğretmenleri de saygıyla anıyorum…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM