N’OLUR MAAŞLARIMIZA ZAM YAPMAYIN GÜNAHTIR BİZ EMEKLİLERİ ALDATMAYIN |
Sizlerin tabiriyle;
Aynı geminin yolcusu olsak da…
Sizler lüks kameralarınızda yolculuk yaparken;
Bizler, güverte de sağanak yağmur altında yolculuk yapıyoruz…
Ve sizlerin ‘emekliliği’ bizim emekliliğimize hiç-mi hiç benzemiyor…
Yani demem o ki;
Aynı gemide yolculuk yapıyoruz yapmasına da…
Sizler 25 yaşında ‘milletvekili’ seçilebiliyor ve
24 ay da ‘emekli’ olabiliyorsunuz…
Ve ‘emekliliği’ hak ettikten sonra (bugünkü rakamla;)
Her ay aldığınız 17 bin küsur lirayı yeterli bulmayıp;
20 bin liraya çıkarmayı düşünebiliyorsunuz…
Diğer taraftan;
Ve aynı geminin içinde olan bir kaymakam 40 yıl hizmet veriyor…
Emekli olunca, ayda 8 bin 900 lira gibi bir aylık alabiliyor..
Bir genel müdür emekli oluyor;
Ayda 13 bin 500 lira maaş alıyor…
Sizler, Parlamento çatısı altında 24 ay içerisinde emekli olduktan sonra;
Her ay cüzdanlarınıza 20 adet mor binlikler yerleştirirken, ömrünü bilimsel ve akademik çalışmalarla geçiren bir profesör ‘emekli’ olunca 12 bin lira dolayında ‘emekli aylığı’ zar-zor alabiliyor…
Bir-şekilde, bir-yolunu bulup; 25 yaşında genç bir milletvekili 24 ay üzerinden emekli olurken;
Devletin parası çarçur olmasın diye ömrünü ‘maliye denetçisi’ olarak geçirip ve 50-60 yaşında emekli olunca sadece ve sadece 9 bin lira dolayında emekli aylığı aldığı söyleniyor…
Peki, ya bir emekli öğretmen ne kadar alıyor?
Hiç çekince koymadan, göğsümüzü gere-gere onu da söyleyelim;
4 bin dolayında olan emekli öğretmen maaşına bin lira artırarak 5 bin dolayına çıkardılar…
Keşke çıkarmasalardı…
Keşke çıkarmasalardı da;
Biz emeklileri kandırmasalardı!
Keşke hiçbir artış yapmasalardı da;
Kaşıkla verdiklerini, kepçeyle geri almasalardı…
Keşke maaşlarımız eskiden olduğu gibi 4 bin lira civarında kalsaydı da;
Allah’ın her günü mazota-benzine zam yapılmasaydı…
Elektrik ve doğalgaz faturaları eskisi gibi olsaydı!
Keşke maaşlarımıza zam yapılmasaydı da;
Eskiden olduğu gibi ayda-bir kerede olsa ‘1 kilo kıyma’ alabilseydik…
Pazara çıkınca gönlümüzce ‘Pazar filemizi’ doldurabilseydik…
Keşke eskiden olduğu gibi arabamızın deposunu 300 liraya fulleyebilseydik…
Keşke maaşlara zam yapmasalardı da;
100 lira dolayında ödediğimiz elektrik faturasını 350 ile 800 lira arasında değişen fiyatlar üzerinden ödememiş olsaydık…
Keşke maaşlarımız aynı kalsaydı da;
200-300 dolaylarında gelen doğalgaz faturalarını her ay 7-8 yüz dolaylarında gelen fahiş faturalar üzerinden ödemeseydik…
Keşke asgari ücreti 3 bin dolayından 4 bin dolayına çıkarmasalardı da;
120 TL’ye alınan mutfak tüplerinin fiyatı 260 TL’lere çıkmamış olsaydı…
“Acaba” diyorum…
Zam mağdurları bir araya gelip;
‘Zamlara Karşı Çıkanlar ve Huylananlar Derneği’ gibi bir dernek mi kursak…
Ve tek maddeden oluşan amacını da şöyle açıklasak;
“Bu derneğin bir tek amacı var; içinde ‘ZAM’ geçen bilumum zamlara karşıdır”
Bu ‘zamlı-zumlu’ sohbetimizi bir-iki örnek vererek özetleyecek olursak;
2021 yılının Mart ayında 7. 36 TL olan benzin 2022 yılının Mart ayında 16.90 TL…
2021 yılının Mart ayında 6.80 TL olan Mazot 2022 yılının Mart ayında 17.10 TL..
2021 yılının Mart ayında 4.02 TL olan LPG 2022 yalının Mart ayında 10.62 TL…
Bu ‘zam’ ve ‘zamanlama’ konusunda siz ne düşünürsünüz onu bilemem ama…
Benim fikrimi soracak olursanız;
“Arkadaş, ben maaşlara yapılan zamlara karşıyım”
Karşı olmamın nedeniyse;
Hangi dönem olursa-olsun…
Yönetsel erk olarak;
Başımızda kim bulunursa bulunsun…
Ne zaman maaşlara zam yapıyorlar…
Aradan iki ay geçmeden;
İkiye katlayarak geri alıyorlar…
Yanılıyor muyum bilmem…
Yanılıyorsam;
Buyurun, doğrusunu siz söyleyin…