Bu soruya Cemil Meriç’in bir sözüyle cevap vererek başlamak en doğrusu olur sanırım.
Neden kitaplar? Çünkü “Kitap bir limandı benim için. Kitaplara sığındım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim(*)”. Satırlarca yazılacak cevapları bu tek bir cümle özetliyor aslında. Aslında bu tek bir cümleye sığıyor satırlarca cevaplar.
Biz yine de bir şeyler yazmaya çalışalım dilimiz döndüğünce, kalemimiz oynadığınca.
Neden kitaplar? Çünkü çocukların gönüllerince eğlendikleri oyun bahçeleri gibidir kitaplar. Benim için de öyledir. İçinde en masumane şekilde dolaştığım oyun bahçeleridir.
Kitaplar farklı dünyalar, farklı hikâyelerdir. Farklı dünyalara kapı aralar girmeniz için. Akar gidersiniz o dünyalara. O dünyalarda kaybolursunuz bir süre. Sizi dinlendirir o dünyalarda belki de.
Çeşit çeşit insanla tanışırsınız kitapların sizleri alıp götürdüğü o dünyalarda. O insanların daha karakterli olduklarını görürsünüz gerçek yaşamdakilerden. O insanlar daha samimi, daha dürüst gelir sizlere.
Bir sığınak olur kitaplar, gerçek ve o sıkıcı yaşamdan ara ara kaçmak için. Bir tatil gibi…
Kitaplar en iyi arkadaştır sizlere. Mesela kızmaz, darılmazlar size. Günlerce, aylarca hatta yıllarca kütüphanenizin bir köşesinde durur, hiç gocunmaz, elinize alıp tekrar okumaya başladığınızda içinde yaşattığı o dünyaya ilk günkü şevkle alırlar sizi. “Şimdi mi aklına geldim?” demezler.
Neden mi kitaplar? İşte tüm bu sebeplerden dolayı kitaplar. Tıpkı Cemil Meriç’in dediği gibi, “Kitap bir limandı benim için. Kitaplara sığındım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim”
* Cemil Meriç