“Senin iyiliğini isteyen kimse, “yolunda şöyle bir diken var“ diyendir.
Yolunu kaybedene iyi gidiyorsun demek şiddetli bir zulümdür.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
Siyasette alışılmışın dışında hareketler sergileniyor.
MHP’de genel başkan tartışmaları ve kongre krizi; siyasî dengeleri alt üst etti.
Devlet Bahçeli kıssasından çıkartılacak çok dersler, alınacak nice ibretler olmalı.
Muhalefet partilerinde Genel Başkanlık tartışmaları yaşanırken Ak Parti’de ise görünürde hiçbir ciddi sebep yok iken Genel Başkan ve Başbakan değişikliğine gidilmesi tam bir muamma!
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru sayılan siyasî partilerdeki bu tartışmalar, netice itibariyle acaba demokrasiyi tartışılır hale getirir mi?
Yoksa birileri demokrasiyi tartışılır hale getirmek için mi partilerde kazan kaynatıyorlar?
Öyle ki, demokrasinin prensipleri diye konulan, kendilerinin de çoğu defa deklare ettikleri kurallara siyasî parti yetkilileri riayet etmiyorlar!
Haklı olarak sorulur ve sorgulanır hale gelmiş olan bu kurallar kimin için geçerlidir?
Demokrasi de nihaî karar milletin ise, millet ne derse o olacaksa; milletin, “demokrasi bu ise, varsın yıkılsın böyle demokrasi” demesi mi bekleniyor?
***
Ak Parti’de genel başkanın kimin olması gerektiğiyle alakalı temayül yoklamaları yapılıyor… Sanki adayın kimin olacağı belli değilmiş gibi!
Her ne kadar, il ve ilçe başkanlarıyla milletvekili ve belediye başkanı aday tespiti öncelerinde bugüne kadar yapılan temayül yoklamalarında, temayüle katılanların reylerine pek itibar edilmemiş olunsa da, yine de temayüle büyük önem veriliyor.
***
Zor soru!..
Vatandaş soruyor:
Gösterilmez!
Peki, o zaman temayül ne anlama gelir?.. Bugüne kadar ne anlama gelmiş ise, yine o anlama gelir!
Dostlar istişarede görünsünler!
Psikologlar bu soruya daha güzel cevap verir!.. Ancak tecrübeli, uzman siyasetçilerin bu mevzuyu göz ardı ettiği düşünülemez.
***
Lidere itaatsizlik!..
Lidere itaat başka, liderin hareketlerini sorgulamak başka…
Liderin hareketlerini münasip şekilde sorgulamak; lidere itaatsizlik değildir!
Aksine liderin her hareketini körü körüne kabullenmek; ona yapılacak en büyük kötülüktür!
Mes’ele; lider mes’elesi değil, Türkiye’nin istikrarı ve milletin huzuru mes’elesidir…
Fikrimizi ve düşüncelerimizi açıkça söyleriz… Gelişmeleri sabırla takip ederiz. Bu olanların ardından hâsıl olan neticeyi de metanetle sineye çekeriz!
Biliriz ve inanırız ki;
Kim ne ve nasıl yaparsa yapsın, herkesin bir hesabı olduğu gibi Allah’ın da bir hesabı vardır.
Şer zannettiğimiz şeylerde hayır, hayır zannettiğimiz şeylerde şer olabilir!
“ İkiyüzlü çıkarcı insanlardan uzak durmak çok zordur. Onlar yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü saklarlar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar. Sen bir şeyler verdikçe, mutlu olurlar. Verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.” (Hz. Ali)
Vesselam…