İki seçenekli böyle bir anket yapılsa…
Veya “bunlardan hangisini tercih edersin?” diye bir soru sorulsa..
Herhalde kimse kalkıp da;
“Hapishaneyi tercih ederim” demez diye düşünüyorum…
Hiç okuması-yazması olmasa da…
Hayatında bir kere olsun -ders kitaplarının dışında- kitap yüzü açmamış ve okumamış da olsa;
“Kütüphaneyi tercih ederim arkadaş” diyenlerin oranının daha çok olacağını tahmin ediyorum..
Ve selamsız-sabahsız böyle gelişigüzel bir ‘giriş’ yaptıktan sonra da sözü şuraya getirmek istiyorum…
Efendim;
Televizyon haberlerinden mutlaka sizlerde dinlemişsinizdir ya..
Veya da gazetelerde şöyle bir haber gözünüze ilişti mi bilmem;
“Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan Hapishanelere ayrılın 6 milyarlık bütçeyle 6 bakanlığı geride bırakıyor” haberleri vardı…
Dinlediğim haberler “gerçekten doğru mu?” diye İnternet’e girip şöyle bir dolaşıp baktım; doğruymuş…
Yani;
Hapishanelere ayrılan bütçe 6 milyar gibi bir meblağ iken;
(Küsurları yazmadan veriyorum)
Dışişleri Bakanlığının bütçesi 4 milyar
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının ki 2 milyar
Kültür ve Turizm Bakanlığının 4 milyar
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2,5 milyar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2,5 milyar
Ve Ticaret Bakanlığının ki de 5,5 milyar dolayında…
Buradan nereye mi gelmek istiyorum?
Doğrusunu söylemek gerekirse (yalnız başıma bir yere gelmekten çok) sizlerle beraber birlikte düşünmek istiyor ve ben kendi düşüncelerimi soru-yorum şekline sokarak şöyle düşünüyorum;
Milli Eğitim Bakanlığı neye bakar?
Okullara…
Okullar ne işe yarar?
Eğitim-öğretim seviyesini yükseltirken, cehalete de ortadan kaldırır…
Yani; açılan her okul, bir hapishane kapatır…
Öyleyse bu ‘bakanlığın’ bütçesi bütün ‘bakanlıklardan’ daha çok olmalı…
Peki çok mudur? şahsen ben orasını bilemiyorum…
Ancak yinede bu konuda tahminen şunu söyleyebilirim;
“Ülkemizde hala 130 bin dolayında öğretmen açığı olmasına rağmen ve de 460 bin öğretmenin atanamamış olmaları bütçe yetersizliğine bağlandığına göre, demek ki ilgili ‘bakanlığın’ bütçesi o kadar yeterli değil”
Milli Eğitim Bakanlığı yeterli bütçeye sahip değil ama;
Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi de,’8 bakanlığı’ geride bırakıp, ardından nal toplatıyor!
Düşünebiliyor musunuz arkadaş;
“Kültür Bakanlığının bütçesi Hapishanelere ayrılan bütçeden tam 2 milyar daha az.”
Bugün ülke sathında 355 hapishane varmış..
Ve bu hapishanelerde 286 bin mahkum üst-üste yatarmış..
456 bin dolayında mahkumda ‘denetimli serbestlik’ uygulaması ile serbest bırakılmış…
Ancak bütün bunlara rağmen 28 Hapishane daha yapılacakmış.
Şimdi yavaş yavaş toparlayıp özetleyecek olursak;
Suç işleme oranı günden-güne daha çok çoğalıyorsa…
Mevcut hapishaneler ağzına kadar dolmuş ve yetmiyorsa..
Kütüphane açmak yerine hala yeni hapishaneler yapılıyorsa;
Milli Eğitim Bakanlığının işlevselliği yok demektir…
Okullar hiçbir işe yaramıyor demektir…
Eğer bir ülkede ‘Kültür Bakanlığı’ varsa…
Ve bu bakanlık bir toplumun kültür seviyesini olması gereken yere çıkaramıyorsa…
Tam tersine televizyonlarda ‘şiddet içerikli, kabadayılı ve vurdulu kırdılı’ filmleri ve ‘kepaze ‘dizileri’ görmezlikten geliyorsa…
Hatta ve hatta ‘denetiminden’ vazgeçtik, bu pespaye filmleri ve dizileri -örtülü bir şekilde- destekliyorsa;
Elbette Hapishaneler dolar-taşar…
Bir ülkede ‘kitap okuma alışkanlığı’ yoksa…
Gün geçtikçe üretimden uzaklaşıp ve sürekli tüketim kültürü pompalanıyor’sa…
Kadın cinayetleri, tecavüzler her gün bir kat daha artıyorsa.;
Bunun bir nedeni olmalı…
Nereden kaynaklandığı araştırılmalı…
Sizce de öyle değil mi?
Ve son sözü sizlere bırakmadan önce sohbetimizin üst başlığını bir kez daha tekrarlayarak sormak istiyorum;
“Kütüphane mi?
Hapishane mi?”
Buyurun…
Şimdi söz sırası sizin…
Ben aradan çekiliyorum.
Düşündüklerinizi sizde söyleyin…