“Ya Rasulallah! Medine’de Kur’an’ın girmediği bir ev kalmadı.” (Mus’ab b. Umeyr)
Bu Ramazan, televizyon yayın tarihinde bir ilk yaşandı.
TRT televizyon tarihinde bir ilke imza atarak her akşam Kur’an-ı Kerim ziyafeti ikram etti: “Kur’an-ı Kerimi Güzel Okuma” yarışması…
Güzel Kur’an, güzel sesle daha da güzelleşiyor.
Gördük ki güzel ses, tilavet ilmiyle terbiye edilince, iyi bir eğitici (terbiyeci) eliyle daha da güzelleşiyor.
Yine gördük ki güzel ses; ihlâsla, takvayla bütünleşince gönüllere tesir ediyor.
***
Her hizmet faaliyetinde, niyetler ne kadar halisane olursa olsun, eksiklikler tabiî ki olacaktır. Hele ilklerde eksiklikler fazlasıyla bulunacaktır. Önemli olan başlamaktır.
TRT güzel bir başlangıç yapmıştır.
TRT bu yarışma programıyla nice gönüllere Kur’an sevgisini aşılamış, bir Kur’an meşalesi yakmıştır… Bu meşale sönmemeli.
Bu yarışma, Ramazan’dan Ramazan’a değil yıl boyu Pazar’dan Pazar’a devam etmeli.
Haftada bir olmaz ise hiç değilse ayda bir, ya da 2-3 ayda bir devam etmeli… Hadi o da olmadı dileyim, bari Recep ve Şaban ayında başlamalı.
***
Kur’an’dan ve İslamî hizmetlerden rahatsız olan kesimin art niyetli eleştirileri bir tarafa, iyi niyetli eleştiriler nazara alınmalı… Özellikle ilahiyat ve diyanet camiasından gelen eleştiriler (bazılarının hoşuna gitmemiş olsa da) değerlendirmeye alınmalıdır.
Ancak diyanet ve ilahiyat camiasında söz sahibi olanlar, taşıdıkları sıfat ve bulundukları makam itibariyle yanlış anlaşılmaya vesile olabilecek ifadelerden de kaçınmalıdır.
***
Eleştiri yapılırken, artısıyla eksisiyle, faydasıyla zararıyla birlikte yapılmalı.
Artılar ve Faydalar, eksiler ve zararlardan fazla ise; o faaliyete balta vurulmamalı.
Mesela TRT bu yarışma programını yapmamış olsaydı, bu yayın saatinde acaba bundan daha faydalı ve hayırlı bir şey mi yayınlanmış olacaktı?
Bu yarışmayı izleyenler, bu yarışma olmasaydı, o yayın saatlerinden bundan daha hayırlı ve faydalı başka bir program mı izlemiş olacaklardı?
Bu yarışma programını eksikleriyle değil de tamamen lüzumsuz ve faydasız görüp eleştirenler (özellikle ilahiyatçı ve diyanetçiler) bu sorulara öncelikle makul cevap verebilmelidirler!
Eleştiri getirenler, tavsiyelerini de beraberinde sunmalıdırlar.
Yarışmanın içinin doldurulması, eksikliklerinin tamamlanmasını istemek ayrı şey, “bu yarışma ne kadar anlamsız, Kur’an-ı Kerim böyle yarışmalara alet edilebilir mi, Kur’an sadece okumaktan mı ibarettir” gibi düşüncelerle yarışmanın yapılmamasını savunmak ve talep etmek ayrı şeydir.
***
Bu yarışma programı; fevkalade isabetli ve faydalı bir programdır.
Eksileri vardır. Lakin artıları eksilerinden fazladır.
Öyle ümit ediyoruz ki, bu yarışma; Kur’an-ı Kerim’e ilgiyi artıracaktır…
Kur’an’a ilgi; Kur’an’ı güzel okumaya, Kur’an Kurslarına ve Hafızlığa ilgiyi artıracaktır.
***
Bu yarışmada Kur’ân kârileri kadar jüri heyeti (Mehmet Ali Sarı, Osman Egin, Hafız Osman Şahin, Halil Necipoğlu) de dikkat celbetmektedir.
O ne güzel bir heyet ki; liyakat ve ehliyetin, edep ve nezaketin cem olduğu bir güzellik!
Kârilere gösterilen alaka, düşük puan alanlara bile rencide etmeden güzel tavsiyeler… Birbirleriyle konuşurken gösterdikleri saygı ve iltifat, ilmî birikimleri; örnek alınabilecek ve toplumun hasret kaldığı güzellikler!
Halil Necipoğlu Hocada bir sıra dışılık görülse de, kıyafet ve aksesuarlarıyla yarışmaya ayrı bir espri ve renk kattığı söylenebilir.
Sahne arkası sunuculuğu yapan Hacı Ali Konuk’ta İslamî bir alt yapının olduğunun görülmesi, sanatçıya olan seviyi artırmıştır.
***
Yarışmanın eksileri ve tavsiyeler!..
– “Kur’an-ı Kerim’in sese, nağmeye, makama, musikiye indirgenmemesi, onun bir hayat kitabı oluşu” müşterek kanaat.
– Finale kalanların ehil hocalar eliyle finale hazırlama uygulaması; bütün yarışmacılar için yapılabilir… Mesela ön elemede yarışmaya katılmasına karar verilenler, yarışmadan en az bir hafta önce ehil hocalar eliyle hazırlanabilir.
– Kur’an-ı Kerimi okumanın, dinlemenin bir edebi, adabı olmalıdır. Eskilerin ihmal etmediği bu adap günümüzde bir hiç uğruna kurban edilir hale geldi. Gelecek yarışmalarda tekrarlanması yeni bir adap ihdasına vesile olabilir!
– Yarışmaya katılma şartları arasında “okunacak ayetlerin mealleri (manaları) de ezberlenecektir” gibi bir şıkkın bulunması, yarışmaları daha anlamlı kılacaktır.
“Her zaman Kur’an okuyan kimseye şöyle denecektir: Oku ve yüksel, dünyada tertîl ile okuduğun gibi burada da tertil ile oku. Şüphesiz senin merteben, okuduğun ayetin son noktasındadır.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, Hadis no: 1003)
Vesselam…