“Elektrik gelirse Karaovacık yayla turizminde sıçrama yapar” diye düşünüyorduk.2009’da elektrikler geldi. Lâkin beklenen sıçrama bir türlü gerçekleşmedi. Daha sonra, “şu barajda su tutulmaya başlansın bakın Karaovacık ne güzel olacak, Karaovacık kabuğunu kıracak, yayla turizmi gelişecek” dedik. O da dediğimizle kaldı. 2013’te Karaovacık Barajında su tutulmaya başlandı. Hayal edilenler altı senedir hep hayalde kaldı. HES işletmecisi açısından sıkıntı yok. İşler tıkırında. Ancak yerel halk, yani bizler baraj gölünden sadece “öz çekim” yaparak faydalanıyoruz.
Neler mi yapılabilir? Aklıma gelenleri söyleyeyim. Baraj gölünün kenarları ağaçlandırılabilir. Böylece güzel piknik alanları oluşur. Bir ara kaymakamlık ağaçlandıracak deniyordu. Kaymakam gidince proje de gitti. Devlette devamlılık esas deniyordu ama?! Aslında dernek de bunu yapabilirdi. Sahi Karaovacık derneği ne işe yarıyor? Tatlı su balıkçılığı yapılabilir.
Mesela su sporları yapılabilir. 13-14 Temmuz’da yapılacak 22. Karaovacık Otçu Göçü Şenliğinde su sporları yapılabilirdi. Görebildiğim kadarıyla programda bu yok. Hem şenliğin adında “Otçu Göçü” var ama kendisi yok.
Daha evvel defâetle belirttiğimiz gibi özellikle şenlik anlayışımız değişmeli. Şenlik sadece yerel sanatçıları davet edip türkü söyletmek ve TV’den birkaç saat canlı yayın yaptırmaktan ibaret olmamalıydı. 2009’dan beri bunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitti! Yamaç paraşütünden, en güzel buzağı yarışmasına, koşudan yağlı güreşlere ve çeşitli spor aktivitelerine kadar bir dizi etkinlikler de şenliğe dahil edilmeli. İki güne çıkarılmışken içi de doldurulmalı şenliğin.
Esasen yayla turizminin ivme kazanması için birinci şart yollarımızın ıslahıdır. Hiç vakit kaybetmeden, topu taca atmadan işin sorumluları kolları sıvamalıdır. Sakın kimse kaynak yok demesin. Komşu illere var bize gelince mi kuruyor dersiniz?
İkinci şart da mevzuat çıkarılması. Çıkacak mevzuat yaylacılığı teşvik etmeli, yaylalarımızın otantikliğine zarar vermemeli, vatandaşı da mağdur etmemeli. Buna göre çevirgelere bir sınırlama getirilmeli. Herkes kafasına göre dağı taşı çevirmemeli. Bunun yanında yaylaya ev yapacak vatandaşa da kolaylık gösterilmeli, tip proje bedava verilmeli ve buna göre betonlaşma olmadan yayla evleri inşa edilmeli.
Üçüncü şart da elektrikler tüm obalara verilmeli. Yasal engel varsa ilgili yasa veya mevzuat vatandaşın lehine değiştirilmelidir. 2009’da Karaovacık merkezi ile civardan birkaç obaya elektrik verildi. Düşünsene! Kasaba Obasında elektrik var hemen yanı başındaki Taflancık ve Dikmen obalarında yok. Gerçi sonrada bunlar da aldılar ama resmi abone olamıyor vatandaş. Bunlar da düzeltilmeli.
Karaovacık’ta iletişim sıkıntısı büyük oranda çözüldü.2018’de Kurdini/Çakıl Dağına baz istasyona kuruldu. Ancak beklenen verim yok. Hemen dibindeki Kasaba obasının yarsında bile telefon çekmiyor. Gücü yok. Kasaba Obası tâ Kazıkbeli’ndeki istasyondan bile sinyal alırken hemen yanı başındaki baz istasyonundan bir diş sinyali zor alıyor. Bazı evlerde sinyal sıfır. Turkcell’cilere duyurulur.
Elin oğlu sosyal medya üzerinden “şenliğe geleceğiz ama otel var mı, yollar nasıl?” diye soruyor. Ne cevap vereceğiz? Gönül rahatlığı ile “otelimiz var buyurunuz, yollarımız yaylaya kadar asfalt” diyebilecek miyiz?
Karaovacık’a ne ümitlerle yatılı Kur’an Kursu yapılmıştı. Ama sadece bina yapıldığı ile kaldı. Şimdi âtıl vaziyette. Boş boş duruyor. Zaten beş vakit ezanlar da kasetten okunuyor.
Gelinen bu noktada anlaşıldı ki keramet ne elektrikte ne de baraj gölündeymiş. Aslında her şey insanda bitiyor. Zihniyet değişmeden değişim ve gelişme beklemek beyhude davranıştır. Bizim Karaovacık ve civar obalarda birlik beraberlik yok bir kere. Nemelazımcılık diz boyu. 06.07.2019