Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KADIN-ERKEK BİRLİKTE SAVAŞANLAR CUMHURİYETİN HARCINI KARANLAR
  • 0
  • 225
  • 28 Ekim 2021 Perşembe
  • +
  • -

Yıl; 1919

Pembe hayaller kuran komşumuz Yunanistan’ın;

15 Mayıs tarihinde Ege’yi işgal etmek için İzmir’i çıktığını biliniyor…

Yıl; 1919

Kafasının içerisinde bağımsızlık sevdası dolaşan bir liderin;

Samsun’a ayak bastığı duyuluyor…

Ve hiç vakit kaybetmeden yola giriliyor;

Amasya’ya varılıyor…

Hızlı bir toplantı yapılarak;

“Vatanın bütünlüğü, milletin istikbali tehlikededir”

“İstanbul hükümeti üstüne aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir”

“Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” deniliyor…

Yıl; 1919

Aylardan Temmuzun 23. Günü…

Erzurum kongresi toplanıyor…

Toplantıya katılan bazı üyeler;

Amerikan mandası altına girilmesini teklif ediyor…

Ancak;

Bağımsızlığa sevdalı olanlar…

Zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyi olmayanlar;

Amerikan boyunduruğu altına girmeyi kabul etmiyorlar…

Ardından Sivas kongresi yapılıyor;

“Mandacılık” konusu tekrar ortaya atılıyor..

Fakat Sivas’ta mandacılığı kabul etmiyor;

“Ya İstiklal, Ya Ölüm” denilerek, yola çıkılıyor…

Yıl; 1920

Anadolu’nun bozkırında yeni bir TBMM kuruluyor..

Ardından da çok zaman geçmeden ülkenin bağımsızlığa kavuşması için ülkenin dört-bir yanında cepheler açılıyor;

Ve ‘Kurtuluş Savaşı’ yolculuğu başlıyor…

Yani;

Eğer ‘kurtuluş’ sağlanır da, o günü görmek nasip olursa…

İleride kurulacak olan ‘cumhuriyetin’ harcı karılmaya başlanıyor…

Ancak zannedilmesin ki;

‘Harç yoğurma’ işi sadece erkeklere özgü bir şeydir…

Hayır…

Anadolu’da böyle değildir…

Başka yerlerde ve başka kültürlerde farklı olsa da;

Anadolu kültüründe en ağır işlerde bile karınla-erkek dayanışma ve işbirliği içindedir…

Üstelik tanış ve akraba olmaları da gerekmez…

Çünkü onların felsefesi Hacı Bektaş Veli’nin öğüdü olan;

“Eline, beline, diline sahip ol” kültürüne sahip olmak yeterlidir…

Ve bu felsefeye sahip olunduğu içindir ki;

Emperyalist ittifaka karşı omuz-omuza mücadele veriliyor ve emperyalistleri dünyada ilk kez ‘cephe savaşlarında’ Mustafa Kemal’in öncülüğünde önlerinde diz çöktürülüyor…

Ve bu kutsal yolculukta;

19 yaşındayken eşiyle birlikte Kuvayı Milliye güçlerine katılan ve Yunan kuvvetleriyle çatışma sırasında arkadaşlarına cesaret vermek için öne fırlayan ve 22 yaşındayken Akşehir de şehit düşen Gördesli Makbule’de vardır…

Taşıdığı cephanelerin ıslanmaması için çocuğunun üzerine serdiği battaniyeyi alıp, cephanenin üzerine seren Şerife Bacıda vardır bu kutsal yolculuğun içerisinde…

Erkek kılığına girerek saçını kazıtan, rol icabı tıraş olan ve kadın olduğunu saklayan ve askerlerin mühimmatını taşıyan Halime Çavuş (Kocabıyık) da vardır bu harcın yoğrulmasında…

Küpelerini bozdurup ve kendisine bir tüfek aldıktan sonra, ülkesini işgal eden düşmanla savaşmak için ‘Yörük Ali Efe’nin Çetesine’ katılan ‘Çete Emir Ayşe’de vardır…

1919 Kongre günlerinde Mustafa Kemal ile görüşmek için Sivas’a gelen Erzurumlu Kara Fatma’da vardır Milis Müfreze Komutanı olarak savaşıp, ileride kurulacak olan ‘cumhuriyet harcını’ karanların içerisinde…

1919 yılında İstanbul halkını işgal karşısında duyarsız kalmaması için miting düzenleyen ve Anadolu’ya geçerek, bizzat Kuvayı Milliye hareketinin içinde yer alan Halide Onbaşı (Edip Adıvar’ın) da unutulmaz emekleri vardır bu bağımsızlık hareketinin içerisinde…

Polatlı sırtlarında acıkan askere çantasındaki ekmeği veren, su içiren ve yaralandığında Milis Kuvvetlerinin yarasını sarıp ve iğnesini vuran Giresunlu İğneli Pembe Kadının harcı da vardır ileride kurulacak olan Cumhuriyetin temelinde…

Adanalı Tayyar Rahime’nin de…

Kastamonulu Hafız Selman’ın da…

Kurtuluş Savaşının yiğit savaşçısı ‘Kara Fatma’nın’ da’ büyük emeği ve ön çalışmaları vardır –kendileri görmeseler de o günü- cumhuriyetin kuruluşunda…

Özetlersek;

Bugün, 2021 yılının 28 Ekim’i…

Bundan tam 98 yıl önce…

1923 yılının 28 Ekim tarihinde…

Mustafa Kemal, evine yemeğe davet ettiği kurmaylarına şöyle diyordu;

“Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”

Herkes şaşkın!…

Herkes suskun!…

Herkes birbirinin yüzüne bakıyor…

Kimse ne diyeceğini bilemiyor…

Bilinen tek şey var;

Mustafa Kemal denilen bu adam kafasına koyduğu her şeyi yapıyor…

Kimsenin o günlere kadar adını bile duymadığı şeylerin altına imza atıyor!…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM