Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
HİÇ KİBİRLİ DEĞİLDİ İÇİMİZDEN BİRİSİYDİ
  • 0
  • 175
  • 14 Eylül 2020 Pazartesi
  • +
  • -

Kaymakam karısıydı…
Sadece çocuklarının değil;
Mahallede bizlerinde anasıydı…
Karıncayı incitmeyen,
Kibir nedir bilmeyen,
Statü farkı gözetmeden,
Yüzünden tebessümü eksilmeyen,
İnsan merkezli düşünen,
Sevdiği insanları geçici sevmeyen;
Yaşamını insan sevgisiyle sürdüren biriydi Seher teyze…
Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Şu sıralar hiç beklenmedik bir zamanda;
Sevdiklerimizi ebedi yolculuğuna uğurluyoruz…
Kimileri en gencecik yaşında ‘kalp krizi’ geçirerek ‘veda’ ediyor bu dünyaya..
Kimi yakalandığı ve kurtulamadığı kanser hastalığından…
Kimi sevdiklerimiz ‘korona’ virüsünden…
Kimileri de yaşlılık nedeniyle direnemiyor bu dünyanın çilesine.
Ama bu dünyadan ‘ayrılış’ nedenleri başka-başka da olsa;
“Her ölüm genç ölümdür” sözünü doğruluyor…
Yani;
İnsan sevdiği ve saygı duyduğu kişilerin ölümünü duyunca yinede üzülüyor…
Örneğin;
13 Ağustos Pazar günü bende çok sevgi ve saygı duyduğum bir büyüğümüzü uğurladık bu dünyadan…
Sevgili sayfa arkadaşlarım;
Sabrınıza ve hoşgörünüze sığınarak…
Ve bundan 55 küsur yıl önceye kısa bir yolculuk yaparak;
Kapı komşumuz, Kaymakam karısı Seher teyzeden söz etmek istiyorum sizlere…
Daha doğrusu, Seher teyzeyi neden bu kadar çok sevdiğimi ve bende iz bıraktığını etsem-etsem şöyle izah edebilirim…
Bundan 50-60 yıl önce küçük bir kasaba düşünün ki;
Ortaokulu zar-zor bitiren birisi daireye bir katip veya müdür oluyor ve sizin verdiğiniz selamı almıyor..
Yani çalımından yanına varılmıyor…
Hele-hele bir karısı var ki; burnundan kıl aldırmıyor!
Vesaire, vesaire..
Buna benzer örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz…
Ve şimdi de bunun tam tersine o ilçeyi yöneten bir ‘kaymakam karısı’da düşünün ki;
Mahallenin eğitimsiz ve yoksul kadınlarıyla her Allah’ın günü onlarla birlikte oturup kalksın…
Selam verdiğinizde, yüzünden tebessüm şelaleli aksın!
İşte böyle birisiydi sözünü etmeye çalıştığım Seher teyze..
Beşikdüzü-Zemberek köyündendiler…
1963 yılından 1968 yılına kadar Dereli ilçesinde ‘kaymakamlık’ yapan Osman Turan Erçin’in hanımıydı..
Dereli ilçesinde ‘Kemer Köprünün’ karışsında…
Aşağı Sütlüce mahallesinde yaklaşık beş yıl evlerimiz birbirine çok yakın bir biçimde, kapı komşuluğu yaptık kaymakam karısı Seher teyzeyle..
Seher teyze anamın dert ortağıydı..
Yöre tabiriyle ifade edecek olursak; ‘bacılık’ idiler…
Ne zaman güneşli bir gün yakalasalar, Kaymakam evinin önünde akşam serinliğine kadar dertleşir’diler…
Yavaş yavaş özetleyerek sonlandıracak olursak bu kişisel ve özel sohbeti..
Bundan 4 yıl önce..
Yöne 2016 tarihinde.
Seher teyze;
Oğlu Burhan’ın özel arabasıyla Beşikdüzü-Ankara’ya seyahat ederken;
“Burhan,Giresun’dan geçerken Şaban’da uğrayalım” diyor..
Yağmurlu bir Pazar günüydü…
Burhan beni cep telefonumdan arayarak;
“Ağabeyi şu an Keşap’a doğru geliyoruz. Müsaitsen annem seni görmek istiyor.” dedi..
Hem sevindim ve hemde utandım…
Sevindim;
Çünkü yarım asır sonra anamın arkadaşını ve benimde çok saygı duyduğum Seher teyzeyi tekrar görecektim..
Utandım;
Çünkü, bir adım ötemizde olan Beşikdüzü’ne gidip, onu binim ziyaret etmem gerekirken; o yaşlı çınar beni ziyaret edip görmek istiyordu….
Uzatmayalım;
Ben Gemilerçekeği-Viyadük altında onları karşıladım..
Daha arabanın camını indirir-indirmez bana;
“Anan duruyor mu Şaban?” dedi..
Bende; “Sizlere ömür” deyince, birden bire hüzünlenerek;
“Vah Fadime vah!…Demek öldü ha!?” dedikten sonra öğretmen evine geldik..
Kamelya’ya oturup çaylarımızı yudumlarken, yine arkadaşlık yaptığı Hasan Bektaş’ın karısını sorarak;
“Asiye sağ mı?”
“Sağ” dedikten sonra mahallenin bakkalından ve aklına gelen diğer komşuların isimlerini birer-birer söyleyerek yaşayıp yaşamadıklarını sormuştu bana Seher teyze..
Kısacası yılların biriken özlemini gidermiştik..
Ve daha sonra da ‘vedalaşarak’ ayrılmıştık..
Demek ki bundan dört yıl önceki yüz-yüze görüşmemiz son görüşme imiş..
Demek ki, o görüşmeden sonra ‘görüşmek’ bir daha kısmet olmayacak ve onu sonsuza uğurladığımız sessiz yolculuğunda uğurlamak kısmet olacakmış..
Böyle durumlarda ne söylenebilir ki!…
Söylense-söylense yine o klasik temenniler söylenebilir;
Güle güle git Seher teyze..
En azından çok sevdiğin eşinle buluştun…
Aradan yıllar geçse de yine yan-yanasın sevgili eşinle..
Işıklar içinde uyu..
Mekanın cennet olsun…
NOT: Fotoğraf, Seher teyzenin beni 4 yıl önce Giresun’da ziyaret ettiği günün anısıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM