Birinci cemrenin 19.20 Şubat’ta havaya, ikinci Cemrenin 27 Şubat’ta suya , üçüncü Cemre’nin 6 Mart’ta (artık yıllarda 5 Mart) toprağa düştüğü varsayılır.
Halk, ‘Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır’ diyerek cemrelerin yaz için yeterli olmadığını gözleme dayalı olarak ifade eder. ‘İstersen yazı, bekle Hıdırellez’i’ atasözü veya ‘Mayıs ayı gelende dağlarda kar olur mu?’ türküsü halkın tabiata yönelik bu gözleminin bir sonucu olarak karşımıza çıkar.
Nitekim bizim ‘bahar bayramı’ olarak tanıdığımız Hıdırellez, aslında halk takviminde cemrelerin düşüşünden başlayarak kışın ve eski yılın bitişinin, yazın ve yeni yılın gelişinin kutlanmasıdır.”
“Cemre, hakkında çok fazla rivayet olan bir kelime. Öncelikle ateş, ateş parçası, kor şeklinde Arapçadan kaynaklanan bir anlamı var.
Ama onun yanında Anadolu’da ‘imre’, ‘imere’ ‘zemheri’ veya ‘cemre’ şeklinde adlandırmalar var. Bunlardan Cemre adı en yaygın olarak kullanılandır.”
“Ağustos soğuya soğuya kışı getirir, şubat ılıya ılıya yazı getirir”..
Herkes insanlık ile ilgili olarak olumsuz cümleler kurmaktan geri durmuyor.
İnsanlığın öldüğü, vicdanların ve gönüllerin karardığını söyleyenlerin sayısı da az değil.
Zaman ne kadar acımasız olursa olsun, kışlar ne kadar çetin geçerse geçsin umutlar her zaman taze kalır, yeşerecek bir ortam bulur.
Pek çok sıkıntı ile karşı karşıya olduğumuz şu günlerde temennim kararan, umarsızlaşan yüreklerimize de cemre düşmesi.
O, temiz insanların gönüllerinde gizlenmiştir”
Havaya, suya, toprağa düştükten sonra, “dördüncü cemrenin gönüllere Siyâsetin insanlığın yüreğine düşmesi dileğiyle”…
COVIT ile mücadele eden Dünyada insanlığa yeni bir baharın müjdecisi olur.
Aşk-ı zikretmek için
Söz dudağa gelmeden önce
Cemre gibi yüreğe düşmelidir.’ Mevlâna
Sevgimiz Anadolu’nun yüzü