Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
EVDEN DIŞARIYA ÇIKMIYORUM VE BOL-BOL KİTAP OKUYORUM
  • 0
  • 165
  • 24 Mart 2020 Salı
  • +
  • -

Hatta ne yalan söyleyeyim..
Ve içimden geçenleri sizden niye saklayayım!
Ama yinede -aramızda kalsın- içimden geçenleri şöyle haykırasım geliyor;

“Ulan corona virüsü iyi ki ortaya çıktın!”
“Çıktın da biz ileri yaşta olanları evin içine tıktın!”
“Ve iyi ki bizi kahve köşelerinden mahrum bıraktın!”
“Yoksa evde oturacağımız yoktu”
“Hele hele oturup da kitap okuyacağımız hiç yoktu!
Vesaire, vesaire..
Buna benzer şeyler haykırmak geçiyor içimden…

Hani niye böyle düşünüyorum?
Ülkemizde ‘kitap okuma alışkanlığımız’ yerlerde sürünüyor da, birazda onun için böyle düşünüyorum…

Yani, belki diyorum;
Belki evde otura-otura, üstümüze çöken can sıkıntısından kurtulmak için okumadığımız kitapları okur, veya okurken yarım bıraktığımız kitapları yeniden okumaya başlarız da, belki toplum olarak ‘kitap okuma alışkanlığı’ atağa kalkar diye düşünüyorum.

Örneğin;
Şahsen ben böyle yapıyorum…
Ve zorunlu olarak evde kaldığım için bol-bol kitap okuyorum..

Yarım bıraktığım kitapları okuyup bitirdiğim gibi, hiç sayfasını açmadığım kitapları da okumaya başladım…
Her neyse..
Konuyu şuraya getirmek istiyorum..

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Sizlerinde çok iyi bildiği gibi ‘corona virüsü’ korkusundan dışarı çıkamıyoruz..

Yani kurallara uyan ve evden dışarıya çıkamayan sizler gibi bende dışarıya çıkamıyorum…

Ve bunu bir fırsata dönüştürüp bol-bol kitap okuyorum..
Uzun süre el sürmediğim ve neredeyse unuttuğum arşivdeki notlarımı tekrar gözden geçiriyorum..

Ve edindiğim bilgiler salt benim ‘tekelimde’ kalmasın diye de siz değerli dostlarım ve sayfa arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum…

Üstelik evde ne kadar tutuklu ve hapis kalacağımızı da açıkçası pek bilemiyorum..
Ama direniyorum..

Ne kadar tutuklu kalırsak kalalım üstelik hiçte önemli değil..
Ben şu sıra Giresun’un geçmişiyle ilgili ne kadar bilgi edinirsem siz değerli dostlarımla -seri sohbet biçiminde- edindiğim bilgileri paylaşmak istiyorum…
(Ve daha fazla vakit kaybetmeden sohbet başlığımızı veriyorum)

GİRESUN’DA GÜREŞ
Cumhuriyet öncesi ve sonrası yıllarda güreş sporu, birçok yerde olduğu gibi Giresun’da da çok sevilen bir spor dalı olmuş…

Yani Panayırlar’da…
Otçu göçleri yaylalara çıkınca; yayla çayırlarında..
Köy düğünlerinde…
Dini bayram ve milli bayram günlerinde…
Hıdırellez ve Mayıs Yedisi etkinliklerinde mutlaka ve mutlaka güreş tutarlarmış…
Yani yapılan bu etkinliklerde gençler güreşe tutuşmazlar’sa, o etkinlikler pek fazla beğenilmez ve etkinlikten sayılmazmış…

Hatta ve hatta ‘Güreş Yarışması Etkinliklerine’ katılabilmek için bazı köy gençleri kendi aralarında güreş idmanı bile yaparlarmış.

Ve köyler arası düzenlenen gayri-nizami, doğaçlama yapılan organizasyonların yapıldığı, öne çıkan yöreler ise şunlarmış;

Hıdırellez Günü Aksu Derisi ağzındaki düzlük…
Keşap Balıklısu Çayırı..
Yenicesar Köyü başındaki çayır.
Unaca ve Bayrambey köyünün ortasında kalan Gürlen Çayırı.
Dereli-Kuskun tepesinde Hıdırellez yapılan Çayır..
Karagöl yaylalarında Kırklar Tepesi…
Ve daha birçok yayla yerleşkelerinde ve Sahil köyleri merkezi yerlerde zaman zaman gençler güreş tutarlarmış..

Eskiden Giresun’da gücü-kuvveti yerinde ve güreş sporuna yatkın olan öylesine kuvvetli gençler varmış ki…
Her güreşen genç tepeden-tırnağa sapasağlam ve vücudunun her yeri sımsıkı kasmış!

Ancak yerelde Güreş Sporu ile ilgili bir ‘birim’ veya bir Kulüp olmadığı için, ülke çapında yapılan organizasyonlarda katılma şansları olmazmış..
‘katılacak’ olanlarda kendi olanaklarıyla ferdi olarak katılırmış.

Örneğin 1934 öncesi (yani soyadı kanun çıkmadan önceki) iyi güreş tutan gençlerden bazılarının ismini sizinle paylaşayım;

Hacıhüseyin Mahallesinden; Mehmet Ali Kaptan-zade Ahmet Ağa..
Hacı Ömer Oğlu Hasan Reis..
Cafer oğlu Abdullah Reis..
Manavcı Mustafa Ağa..
Hacısiyam Mahallesinden; Keleş Oğlu Hamit Çavuş..
Çandır Köyünden; Veli Koca Oğlu Tahir..
Hisargeriş Köyünden; Naldemirci Oğlu Hacı Keleş ve Hacı Salih.
Hacımikdat Mahallesinden; Topçuoğlu Hasan Pehlivan..
Keçeci Hamid Pehlivan…
Hacıhüseyin Mahallesinden; Topçuoğlu Hasan pehlivan ve oğlu İsmail pehlivan, o tarihlerde öne çıkan güreşçiler veya pehlivanlardır…

Ki;
‘Pehlivan’ olarak adlandırılan bu gençlerin içinde en öne çıkan genç ise Topçuoğlu Hasan’ın oğlu İsmail pehlivandır..
Ve kariyerinde elde ettiği başarılar ise şunlardır;

İsmail Pehlivan, güreş eğitimini Terme’de Hasan Tosunoğlu Ali pehlivandan ders alıyor..
Ve ondan sonra büyük organizasyonlarda güreşmeye başlıyor.

Ve yaptığı güreşleri özetleyip ve aldığı başarıları şöyle sıralayacak olursak;
Ünye’de yapılan bir güreş organizasyonunda Sivaslı Bekir Pehlivanla eşleşiyor..
Ve rakibinin sırtına yere getirerek yeniyor..

Daha sonra İstanbul Ok Meydanında yapılan bir organizasyona katılıyor ve orada -güreşte bir hayli nam salmış- Ağsaklı Mısdık (Mustafa)pehlivanla eşleşiyor ve onuda yeniyor…

Trabzon’da yapılan bir güreş müsabakasına İstanbul’un Bulgurlu köyünden katılan Ahmet Pehlivanı da yeniyor ve ortaya koyulan para ödülünü kazanıyor…

Daha sonra Amerika’ya giden İsmail Pehlivan, Boston şehrinde yapılan bir güreş organizasyonunda ‘Vinkın’ isimli bir Fransız güreşçiyle eşleşiyor ve bu güreşçiyi yenemeyerek ‘berabere’ kalıyor… (kaynak; Ş.Turgul)

Umarım fazla sıkıcı olmamıştır sohbetimiz…
Üstelik küçük bir ‘kırıntı’ kadar da olsa mevcut bilgilerinize katkı sağladım’sa kendimi ‘hala işe yarayan’ birisi sayar ve açıkçası çok mutlu olurum..
Bu duygularla;
Yarın Giresun’la ilgili başka bir konuyu paylaşacağımı bildirir ve şimdilik hoşça kalın;
Hoş kalın,
Sağlıkla kalın,
Sevgiyle kalın dileklerimi iletirim..

Yarın tekrar görüşmek üzere..

NOT; Görselde kullandığım fotoğraf, türkülere konu olan Batlama deresi üzerine yapılan Dal Köprüdür…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM