Anadolu’nun her toprağının ayrı ayrı kendine hayran bırakan güzellikleri, bir çok millete ev sahipliği yaparak zengin bir kültür oluşturması ve en önemlisi de dünyanın takip ettiği bu güzel ülkede yaşamak havasını solumak her kula nasip olmaz azizim .
Bugün Batının güneşi, boyozun anavatanı, kar tanelerinin arada bir süslediği İzmir’deydik . Adını sıkça duyduğumuz ve artık merakımıza yenik düşüp gittiğimiz Homeros Vadisi huzurun maddesel haline bürünmüş versiyonu diyebiliriz.
Homeros Vadisi, Dünyaya nam salmış kendine hayran bırakmış azizim.
Yeşilliğiyle, gölleriyle ve mağaralarıyla görsel bir şölen. Bir çok edebiyatçı ve tarihçilerin uğrak mekanı olan Homeros mağralarına ulaşmak sanıldığı kadar kolay değil.
Onlarca basamakları aşıp ciğerlerinizin hala yerinde olduğundan emin olmanız gerekiyor. Sırf bu güzelliği resmedebilmek için 1848’de Marquis de Laborde ( arkeolog )bornovoya gelmiştir.
Tabi doğal güzelliği de bir yanda heral de insan elinin dokunupta doğayı tahrip etmeden daha da güzelleştirmesi vadiyi ön plana çıkarıyor.
İzmirlilerin yeni piknik alanı olan, vadi boyunca uzanan golleriyle ruhu doyuran eğlence yerleriyle de büyük küçük her yaşa hitap ediyor . Sorvivor için adaya gitmeye gerek kalmadı azizim .Artık Homeros Vadisi’nde de hayatta kalabilirsiniz 🙂