Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
DEMOKRASİ DEYİNCE NE ANLARIZ  DAHA DOĞRUSU NE ANLAMALIYIZ 
  • 0
  • 210
  • 27 Mayıs 2021 Perşembe
  • +
  • -

Nutuk atmak mı?

Sadece ‘oy’ kullanmak mı?

Yönetsel erklere;

Düşünsel katkı sağlamak mı?

Yoksa;

Şiddet ve tehdit kullanmak mı?

Vesaire, vesaire…

Hani demokrasi denilen şeyinde bir sürü türevi vardır da, onun için böyle abuk sabuk sorular geliyor aklıma..

Yani, aklımıza gelenleri şöyle alt-alta sıralayacak olursak;

Sandık demokrasisi vardır…

Meydanlarda yüksek sisle dile getiren ‘nutuk demokrasisi’ vardır…

Meclis çatısı altında kavgalı-dövüşlü, küfür kültürüyle süslenmiş demokrasiler vardır…

Tehdit ve şiddet yöntemiyle kabul ettirilmek istenen demokrasiler vardır…

Kimilerinin bizatihi aslını yaşadığı…

Kimilerinin ise çölde yürürken gördüğü ‘serap’ görüntülü ‘sanal’ demokrasi türü vardır…

Mafya usulü demokrasi vardır…

Daha da olmadı;

“Nush ile uslanmayanın hakkı tektir.

Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir” sözünü yaşamın pratiğe taşımak için; silahla tehdit gölgesi altında yaşanan demokrasi türü vardır…

Vesaire, vesaire…

Vardır-oğlu vardır!…

Sizlerde duydunuz mu bilmem….

Bende televizyon haberlerinin yalancısıyım!

Eğer söylenenler ve duyduklarım doğruysa;

Muğla’nın Fethiye ilçesinde Yunus Taşkıran isimli bir Din Kültürü Öğretmeni, eline -dürbünlü pompalı- tüfeğini alıyor.

Ve (resmine her kime çektirdiyse) resmini çektiriyor…

(İçişleri Bakanını desteklediğini cümle-aleme ilan etmek için)

Tivit denilen aygıttan paylaşarak şöyle bir tehdit savuruyor;

“Bizde senin emrindeyiz aga…

600 metreden nokta atışı

800 metreden kola-bacağa

Yani 800 metreden fazla yaklaşma” diye tehdit savuruyor Din Kültürü öğretmeni unvanı kullanan zatı muhterem!…

Sizlerde belki şimdi haklı olarak soracaksınızdır;

“Yahu kardeşim, biz öğretmenlerin silahının kalem olduğunu bilirdik.”

“Ne zaman kalemle-silah yer değiştirir oldu?”

“Hele-hele de bir Din Kültürü öğretmeninin eline-diline hiç silah yakışır mı?” gibi sorular geliyorsa aklınıza…

Ve aklınıza gelen soruları bana sormak istiyorsanız;

Sakına-sakın bana sormayın…

Vallahi bu soruların ‘yanıtı’ bende yok…

Yani -amiyane tabirle- bu konuda sıfır kilometre cahilim!

Ama şu kadarını tahmin edebilir ve öngörümü söyleyebilirim ki;

“Bu son günlerde, Televizyonlarda seri halde yayınlanan Mafya liderinin bilmediklerimizi ortaya dökmesi sonucu ve tepki olarak öne çıkan ve silahıyla ortaya çıkan sadece bir kişi.”

Arkada daha kaç kişi vardır?

Daha doğrusu, bundan sonra tek-tek ortaya çıkacaklar mıdır?

Şimdilik orasını bilemiyoruz…

Arka plan bize karanlık yani!

Ama şunu çok iyi biliyoruz ki;

‘Sesli düşünceye’ dayalı demokrasi anlayışımız (zaten oldum-olası tehlikedeydi de) gün geçtikçe daha da tehdit ve şiddet sarmalına girmeye başladı…

Halbuki siyaset bilimi şöyle yapıyordu demokrasinin tarifini;

“Demokrasi halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimidir.”

“Halkın kendi kendisini yönetmesidir.”

Demokrasi aynı zamanda;

“Özgürlüktür.

Eşitliktir.

Adalettir.

Hak ve laikliktir. ” gibi terimleri içinde barındırıyordu öyle değil mi?

Peki bu terimleri bizim tarif ettiğimiz demokrasinin içinde de var ‘var’ olmasına da;

Bu terimler yaşamın pratiğinde var mı?

En kısa ve en kestirme yoldan soracak olursak;

Adına ‘çoğulcu demokrasi’ dediğimiz bu demokrasiden toplumun çoğunluğu yararlanabiliyor mu?

Siz ne düşünürsünüz orasını bilemem ama;

Ben çoğunluğun yararlandığını sanmıyorum…

Yani;

Demokrasi bir yaşam biçimi olarak doya-doya yaşadığını değil…

Demokrasi denilen şeyi; sadece siyasi erbabının ‘nutuklarından’ duyduğunu tahmin ediyorum…

Ve bu konuda sözü daha fazla uzatmıyorum…

Mutlaka sizin de söyleyecekleriniz var diye düşünüyorum..

Sözü size bırakıyorum…

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM