DAHA ÖNCE ÇÜRÜĞE AYIRIYORLAR 48 YAŞINDA ASKERE ÇAĞRIYORLAR |
Daha açık bir ifadeyle;
Haksız bir suçlamayla yıllarca cezaevinde yatan Nazım Hikmet, verilen haksız cezayı çekip, günü dolup dışarıya çıksa da yakasını bırakmıyorlar…
Şairi tedirgin bir dünyanın içinde yaşatmak için;
Karanlık köşelere adamlarını koyup, yakın takibe alıyorlar..
Ölümle tehdit ediyorlar…
Suikast planları hazırlıyorlar…
Bunlar ‘yetmez’ dercesine;
Şair askeri okullarda okurken sağlık nedenlerinden dolayı ‘çürüğe’ ayrılmasına rağmen…
Hatta ve hatta 48 yaşında cezaevinden tahliye olan Nazım Hikmet’i, yasalarda böyle bir hükümlülük olmasa da…
Askerliğini yapması için ‘askere’ çağırıyorlar…
Daha açık ve amiyane bir tabirle söyleyecek olursak;
Koskoca bir şairi gırgıra alıp, dalga geçmek istiyorlar…
Dalga geçmekle yetinseler iyi…
Şairi bir köşede sıkıştırıp, öldürme dedikoduları dolaşmaya başlıyor.
Yani suikast palanları yapılıyor…
Bu tuzaklara ‘yem olmamayı’ düşünen şairde kararını veriyor…
Ve 1920’li yılların başında Kuvvayi-Milliyecilerin görevli olarak gönderdiği Rusya’ya bu kez ‘kaçak’ olarak gitmek zoruna kalıyor…
Yıl; 1951
Aylardan; 17 Haziran…
Şair, Karadeniz’den bir gemiyle önce Bulgaristan’a kaçıyor…
Ve daha sonra da -bir yolunu bulup- Moskova’ya geçiyor…
Yıl; 1951
Aylardan; 25 Temmuz
Yani, aradan bir ay geçiyor-geçmiyor;
Şair Nazım Hikmet, hızlı bir şekilde ‘vatandaşlıktan’ çıkarılıyor…
Yetmedi;
Üstüne-üstlük birde ‘VATAN HAİNİ’ ilan ediliyor…
Ve gazetelerde Nazım Hikmet’in kaçışını anlatmak için en ön sayfalara ve en büyük puntolarla şöyle bir başlık atılıyor;
‘NAZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR.”
Ve Nazım Hikmet’te bu suçlamalara şairane bir dille şöyle yanıt veriyor;
“Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.”
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar,
üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla…
Bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson’un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında Amerikan amirali
Amerika bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
“Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.”
Evet, vatan hainiyim
Siz vatanseversiniz,
Siz yurtseversiniz
Ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
Kasalarınız ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan.
Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızdaal kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
Vatan, mızraklı ilmühalse,
vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa…
Vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan,
ben vatan hainiyim…
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla;
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.”
————
Sen ‘vatan hainliğine’ devam etmeyi ediyorsun da eey koca şair!
Sanki bizim ‘Amerikan hayranlığımız ve sevdamız’ devam etmiyor mu?
Bizde Amerkan sevdamızı sürdürüyoruz…
Ki; senin tarif ettiğin günlerden daha beter, daha sevdalı bir şekilde devam ediyoruz…
Hem de öylesine bir tutkuyla devam ediyoruz ki, onlar ulu-orta yüzümüze karşı;
“Artık düşün yakamızdan” dese de…
Başımıza çuval geçirse de…
Ve bütün dünyanın duyacağı şekilde;
“Sizler düpedüz soykırımcısınız” deseler de…
Bizler ‘hamdolsun’ dostluğumuzu kusursuz sürdürüyoruz!…
Ve son söz olarak şunu demek isterim ki;
Senin gibi bir ‘vatan hainini’ (!) her ne kadar Anadolu’nun bir köy mezarlığında…
Ve bir çınarın altında ziyaret edemesek de…
Sen bizim gönlümüzde hala dipdiri, dimdik ayakta yaşıyorsun…