Şu anda yürürlükte bulunan 4721 sayılı Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden önce eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli idi,yani her eşin malı ayrı ve kendine aitti.
Ancak,Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sistem değişti,artık evlilik süresi içinde eşlerden birinin çalışarak veya karşılığını vererek kazandığı mallara diğer eş ortaktır.
Örneğin,kocanın çalışarak satın aldığı ev veya araba için eşi hiç bir katkıda bulunmasa da bu değerlere ortaktır.
Bunun nedeni;kadın her ne kadar edinilen malların alınmasına katkıda bulunmuyor gibi gözükse de,aslında bulunmaktadır,evdeki işlerin yapılmasından hemen hemen tamamen kadın sorumludur,yani erkek dışarıda çalışırken kadın da evde çalışmaktadır,dolayısıyla malların kazanılmasına kadın da dolaylı yoldan katkı sunmaktadır.
Aksi halde bilhassa kadın eşe karşı haksızlık yapılmış olur,birde kadının ekonomik özgürlüğü yoksa kadın daha da mağdur duruma düşecektir.
Eşlerin şahsi miras yolu ile gelen malları,elbise ve ziynet eşyası gibi kişisel malları bu kuralın dışındadır,boşanma halinde eşler kişisel mallarını kendileri alır ve evlilik esnasında edinilen mallar ortak olduğu için eşit şekilde paylaşılır.
Evlilik devam ederken veya boşanma halinde kadınların ziynet eşyasının kime ait olduğu konusunda sorunlar yaşanabilmektedir,ziynet eşyası kişisel mal kabul edildiği için ihtilaf halinde bu değerler kadına aittir.
Boşanma halinde mallar paylaşılırken,eşlerin evli bulundukları süre içinde borçları varsa,bu borç mal varlığından düşülür ve kalan kısım eşit şekilde paylaşılır.