Türkiye son günlerde, son yüz yılın en büyük tarihini yazıyor. Yeni Türkiye’nin doğum sancılarının yaşandığı bugünlerde milletimiz on sekiz gecedir meydanlarda milli irade nöbeti tutmaya devam ediyor. İlk işgal teşebbüsü gecesinden itibaren meydanlarda olan birisi olarak meydanları terk etmeyen, sabahın aydınlık saatlerine kadar meydanlarda bulunan milletimiz kahramanca/asil/imani ve milli bir duruş sergilediğini ifade etmek isterim.
KARINCA MİSALİ BİR DURUŞ
Tarihte çok meşhur bir kıssa vardır,
Bir karınca, ağzında su taşıyan diğer bir karıncayı yolda görür. Karınca, su taşıyan karıncaya, “sen ne yapıyorsun” diye sorunca “Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp: “Duymadın mi” demiş. “Nemrud, İbrahim peygamber’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum. Bu sözleri duyan karınca kendini tutamayarak ulu orta kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen şu ateşe dönüp hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?” Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “HİÇ OLMAZSA HANGI TARAFTAN OLDUĞUM ANLAŞILIR” demiş…
İşte tam bu noktada millet olarak gücümüz yettiğince, dilimiz döndüğünce safımızı ilk dakikadan itibaren belirledik hamd olsun. Bir çok kişinin ilk anlarda meydanlara çıkmaktan dahi korktuğu böyle zamanlarda safını belli eden herkes kahramandır.
DOST, DÜŞMAN BÖYLE GÜNLERDE BELLİ OLUR
Gelelim meydanlarda çam sakızı, çoban armağanı ikramlarda bulunan milli esnaflara/stklara. Bulancak’ta ilk geceden itibaren vatandaşa ikram amaçlı servis yapan tüm esnaflarımızı/stklarımız alkışlıyor ve tebrik ediyorum.
Öyle değil midir? Dost, kara günde belli olur. Meydanlara hiç uğramayan, ilk gece ellerini ovuşturan ya da tehlike geçtikten günler sonra meydanlara (şov için) çıkan sözde vatanseverler var. Bunların işgal kalkışması yapanlardan hiç bir farkı yoktur. Bunları hiç unutmamak lazım. Meydanlarda olmasını umduğumuz ama umduğumuzu göremediğimiz kişiler/temsilciler milletten notunu almıştır.
ŞİMDİ SAMANLARIN AYRIŞMA ZAMANI!
Rabbim yaşanması muhtemel kara bir geceyi saatler içerisinde aydınlığa çevirdi. “Rüzgar esmeyince, buğday ve saman birbirinden ayrılmazmış” Bizde ufak bir rüzgarda, buğdayla samanı ayırdık.
Şimdi gerçek kardeşlik zamanı, safları sımsıkı tutma zamanı. 100 yıl sonra esen bir rüzgarla, 100 yıllık biriken samanlar savruldu gitti. Bizde kendi etrafımızdan ki samanları iyi ayırmalıyız. Bu samanlar, kimi zaman milli iradenin yanında durmayan esnaf, sivil toplum kuruluşu, kimi zaman arkadaş, kimi zaman dostunuz (!) olabilir. Bu mesele duruş meselesidir. En özel günü olan gelin ve damatlarımızın bile milli irade nöbetlerine iştirak etmesi duruşunun bir göstergesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle meydanlara inerek darbenin/işgalin karşısında, milli iradenin yanında olan, gücü nispetince elinden geleni yapan tüm vatandaş, esnaf ve sivil toplum kuruluşlarını en kalbi duygularla yürekten alkışlıyorum.
Vakit milli bir duruş sergileme vaktidir. Rüzgarı estiren, geceyi aydınlığa kavuşturan Alemlerin Rabbine sonsuz hamdü senalar olsun.
Web: http://www.ubeydullahgoktekin.com.tr/bugdayla-samanin-ayrisma-vakti/