RECEP ŞAHAN
RECEP ŞAHAN
rsahan@giresungundem.com
BABAMI KAYBETTİM AMA VATANIMI  KAYBETMEDİM
  • 0
  • 1125
  • 14 Temmuz 2023 Cuma
  • +
  • -

“Babamı kaybettim ama vatanımı kaybetmedim”. Bu cümle bir 15 Temmuz şehidinin oğluna ait. “Bacağımı kaybettim ama vatanımı kaybetmedim” Bu cümle de bir bacağını kaybetmiş bir 15Temmuz gazisine ait. İşte milli ruh budur. Biz 15 Temmuz’da destanı böyle yazdık milletçe.

Bundan tam yedi sene evvel FETÖ’cü hainlerce gerçekleştirilen hain darbe girişimi işte bu ruh ile engellendi de hainler başaramadılar.

Fetö kökü dışarıda bir örgüt. Bir zamanlar “cemaat” ya da “hizmet” diye anılırdı. Halk öyle bilirdi. Görünen yüzleri buydu zira. Dini görünümlüydüler. Referanslarının  dini ve milli değerler olduğunu söylerler, ona göre  yaşamaya çalışırlardı. Ancak ta o zamanlar dahi bir gizemlilik, bir gizlilik söz konusuydu. Asıl hedeflerini ancak üst tabaka bilebilirdi.  “Takiyye”(gerçek inancı/kimliği gizlemek) adeta iman esaslarındandı. Enteresandır, en çok karşı oldukları İran’ın mezhebi olan Şia’da da takiyye önemli bir yere sahip. Hedefe ulaşmak için her yol mübah idi.  Gerekirse içki de içebilirsin, gerekirse eşinin başını da açabilirsin. Öyle de oldu çoğu kez.

15 Temmuz’a kadar kimse bu yapının böyle bir kalkışmasını kestiremezdi. 15 Temmuz’dan önce; devletin askerinin tankı  vatandaşın üzerine süreceğini, uçaklarla TBMM’nin yine kendi uçaklarımızla bombalanacağını söyleselerdi ne derdiniz? “Yürü git işine!” derdiniz.

Nasıl yani? Devletin askeri milletin meclisini bombalayacak öyle mi? denilirdi.  Nasıl yani? Şimdi devletin uçakları devletin polis merkezini bombalayacak, polislerin üzerine bombalar yağdıracaklar öyle mi? Yok daha neler, bunlar komplo teorisi, bunlar cemaati yıpratmak için uydurulan yalanlar filan denilirdi kuvvetle muhtemel.

Ancak 15 Temmuz gecesi bütün bunlar yaşandı. 251 şehid ve 2196 gazi ile bedel ödedik. Babaları, evlatları kaybettik ama vatanımızı kaybetmedik. Elhamdülillah. İki bine yakın gazimiz gözünü, kolunu, bacağını kaybetti ama vatanını kaybetmedi.

Örgüt başarısız darbe girişiminden sonra yapılan operasyonlarla büyük darbe alsa da asla vazgeçmedi. Yurt dışına kaçanlar faaliyetlerini oradan doğru devam ettiriyorlar. Kaçamayanlar da gizli gizli devam ediyorlar. Bir gün döneceklerine inanıyorlar. Yine bir takım sözde rüyalarla avunup duruyorlar. Son umutları olan seçimler de hayal ettikleri gibi neticelenmedi. Umutlar bir başka bahara kaldı.

Devlet millet olarak   Allah’ın yardımı ile büyük bir badire atlattık. Ancak bu örgüt asla pes etmedi etmeyecek de. Alt tabaka hala dini bir cemaat olduklarına, darbeyle kendilerinin bir alakası olmadığına, hocaefendinin(!) böyle birisi olmadığına  inanıyor. Davalarının hak dava, yollarının hak yol olduğuna inanan örgüt müntesipleri ve sempatizanları kılık değiştirerek, renk değiştirerek birçok STK, siyasi parti, devlet kurumuna sızarak yeniden filizlenme çabasındalar. Sızma işi zaten onların işi. Hani hatırlayın “Sızıntı” adlı bir dergileri vardı.

15 Temmuz’dan millet olarak gereken dersleri çıkarmamız lazım. Yedi senedir bunu söylüyoruz. Kibritin çöpünü gözünüze yaklaştırırsanız arkasındaki koca ormanı göremezsiniz. Din ile aldatanlar, din istismarı yapanlar   sadece Fetö’cüler mi? Fetö elebaşı Allah – Peygamber ile konuştuğunu söyleyince sapkın da beriki üstat hazretleri! aynısını söyleyince mübarek zat mı oluyor?

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM