Cumhurbaşkanı Erdoğan 23. kez ABD ziyareti yapıyor. Yarın Başkan Trump ile görüşecek. Gündem oldukça yoğun görülüyor. Belki de en kritik ziyaretini yapıyor.
Trump ile Erdoğan arasında masada hangi konular olacak?
Fetullah Gülen konusu olacak. Reza Zarrap konusu olacak ve Ortadoğu konusu ile ABD’nin YPG’ye silah satışı konusu da olacak.
Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesinde önemli gelişmeler yaşandı. Bu yaşananlar ziyareti daha da önemli hale getirdi.
Yaşanan gelişmelerden teki; ABD’nin YPG’ye silah satışını onaylaması ve teslimata başlaması idi. Diğer önemli gelişme ise; Adalet Bakanı Bozdağ’ın özel uçakla yaptığı 45 dakikalık Washington ziyareti idi.
Bakan Bozdağ, özel uçakla ABD’ye gitti. 45 dakikalık bir görüşme yaptı ve Ankara’ya döndü.
ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions ile 45 dakikada ne görüşüldü?
Yapılan açıklamada Fetullah Gülen’in iadesinin konuşulduğu bildirildi. Bakan Bozdağ daha önce de iade için ABD’ye gitti ama sonuç alınamadı.
Şimdi hangi yeni gelişme oldu da 45 dakikalık görüşme için gidip geldi!..
Jeff Sessions ile sadece iade konusu mu görüşüldü?
Zarrap konusu da gündeme geldi mi?
Yapılan açıklamada gelmemiş olsa da, mutlaka gelmiştir…
Çünkü Zarrap konusu da en az Fetullah Gülen konusu kadar önemlidir iktidar için.
Bakan Bozdağ’ın 45 dakikalık Washington ziyareti konusunda dikkat çekici bir durum daha var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin ön çalışmaları için, üç önemli isim ABD’de bulunuyor. Bu isimler; Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın…
15 Temmuz konusunda gerek Orgeneral Akar’ın, gerekse MİT Müsteşarının önemli bilgileri olduğu bir gerçektir.
O halde neden Bakan Bozdağ ABD’ye geldiğinde ona eşlik ederek, ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions ile yapılan 45 dakikalık görüşmeye katılmadılar?
Sadece iade konusu görüşülecek olsa sanırım katılırlardı.
Özellikle Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı ABD’de gözaltına alındıktan sonra; Zarrap konusu iki ülke arasında önem kazandı!
Başkan Trump’ın yakın arkadaşı olan Zarrap’ın avukatı Giuliani, bir süre önce ülkemize gelerek Cumhurbaşkanı ile görüştüğü biliniyor.
Hatta Giuliani , “Sarraf davasına Amerika’nın güvenlik çıkarları doğrultusunda, Türkiye ile ABD arasında bir anlaşma sağlamaya çalışıyor” açıklamasında da bulundu.
Yoksa Bakan Bozdağ, bahsedilen o anlaşma için mi gitti?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masada elini rahatlatmak için!.. Çok önemli bir konu olmasa idi özel uçakla Ankara’dan Washington’a uçmak ve ABD Adalet Bakanı Sessions ile 45 dakika görüşerek Ankara’ya dönmek durumunda kalmazdı…
*** ***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün başlayan ABD ziyareti son derece önemlidir. Trump ile yarın yapılacak olan görüşmede, masadaki üç konuda birbirinden önemlidir.
Hele de ziyaret öncesi Trump’ un YPG’ye silah verilmesini onaylaması ve silahların teslimine başlanması, Suriye ve YPG konusunu öne çıkaracağa benziyor.
Artık sağır sultan dahi duydu. ABD, PYD-YPG ile işbirliği içindedir. Açık olarak “PYD benim kara gücüm” diyebiliyor.
Ve yine herkes biliyor ki, ABD’nin attığı tüm adımlar BOP içindir.
Hatta bu konuda ABD ile Rusya arasında da bir anlaşma olduğuna dair kanıtlar vardır. Fırat’ın doğusunda Münbiç’te PYD ile ABD kol koladır.
Fırat’ın batısında Afrin’de ise PYD ile Rusya kol koladır.
Münbiç’te ABD ve PYD bayrağı yan yana asılıdır. Afrin’de ise Rusya ile PYD Bayrağı yan yana asılıdır.
Bize bir müddet daha El Bab’ta ‘kapı bekçiliği’ yaptıracaklar ve daha sonra TSK oradan çekilmek zorunda kalacak. Böylece amaçlanan ‘koridor’ tamamlanmış olacaktır.
Yakın gelecekte Hatay ilimiz de risk altındadır…
Bir gerçeğin daha altını çizmek gerekiyor.
Güvenlik güçlerimiz Güneydoğu’da terörle mücadele ediyor. Hem de 1984 yılından bugüne..
Ancak terörle mücadelede başarı sadece teröristler ile mücadele etmekle olmaz.
Sadece terörle mücadele edersen, silah ve cephane elde edersin. Terör örgütü militanlarını ‘etkisiz hale getirirsin…’
Terör örgütü de kayıplarını bir süre sonra telafi eder. Sen yine örgütle mücadeleye, şehitler vermeye devam edersin.
1984-2017 arasında yaptığımız budur.
Oysa yapılması gereken örgüte destek veren ülkelere karşı da, mali kaynaklarına karşı da mücadele edebilmektir.
Bunu yapabiliyor muyuz?
Ne yazık ki hayır!.
Çünkü karşımıza ABD çıkıyor. İsrail çıkıyor… BOP çıkıyor.
Bize de eşbaşkanlık veriyorlar! Biz de “BOP’un eş başkanıyım” diye övünüyoruz. “Diyarbakır’ı BOP ’un yıldız kenti yapacağız” diye açıklamalar yapabiliyoruz!
Yani emperyal plan yapanların ekmeğine yağ sürüyoruz.
Sonra da ABD, Tel Afer operasyonumuzu tepki verince kızıyoruz. YPG’ye silah verince kızıyoruz.
Oysa atılan adımın bizi getireceği nokta baştan belli idi. Bugünlere bile bile gelindi…
Şimdi kuyuya atılan taş çıkarılmaya çalışılıyor.
O nedenle yarın ABD’de yapılacak Trump-Erdoğan görüşmesinde elde edeceğimiz bir kazanım olmayacaktır.
Biz itirazlarımızı dile getireceğiz. Onlar da bize ‘güvenceler’ verecekler.
Dönüp iç politikada o ‘güvenceleri’ başarı olarak kamuoyuna anlatacağız.
Ne zaman kadar?
BOP atına binen ABD, Üsküdar’ı geçene kadar!.
Hep bizimki Üsküdar’ı geçecek değil ya…