Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
AMASYA GENELGESİ
  • 0
  • 158
  • 22 Haziran 2020 Pazartesi
  • +
  • -

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Bundan tam 101 yıl önce,
Yani 22 Haziran 1919 tarihinde,
Mustafa Kemal Amasya’ya girince;
Düşündüklerini bir genelge ile açıklayıverdi.
Ve 8 maddenin en önemli 3 maddesi şöyleydi;
“Vatanın ve milletin bağımsızlığı tehlikededir”
“İstanbul hükümeti aldığı sorumluluğu yerine getirmemektedir.”
“Milletin bağımsızlığını yine milletin azım ve kararı kurtaracaktır”
Ve bu genelgeyle birlikte uyarıldı görevini yerine getirmeyen ve İşgal Kuvvetlerinin her dediğini yerine getiren İstanbul hükümeti.
Bu genelgeyle birlikte atıldı ‘özgürlük ve bağımsızlık savaşının’ ilk işaret fişeği!
Ve bu genelgeyle birlikte birlikte başladı emperyalist ittifaka karşı verdiğimiz bağımsızlık Savaşımız..
Erzurum Kongresine bu genelgenin ışığı altında reddedildi ABD Mandacılığı!
Sivas’ta bu genelgeye inananlar haykırdı en yüksek sesle;
“YA BAĞIMSIZLIK, YA ÖLÜM!” diye…
Ve bu slogan atıldıktan sonra çıkıldı emperyalistlerin karşısına;
Öldüler…
Öldürdüler..
Ve sonunda…
Ve dünya da ilk kez cephe savaşlarında..
Emperyalizme önlerinde diz çöktürdüler!
Ardına bakmadan kaçanları ise İzmir’de denize döktüler!
*** *** ***
Özgürlük ve bağımsızlık uğruna ülkemizi düşman işgalinden kurtarıp ve denize döktük de ne oldu?
Bağımsızlığımızı koruyabildik mi?
Kurtardığımız topraklarda -emperyalizm işgalinden uzak- kendi değerlerimizi kendimiz değerlendirebildik mi?
Kendi ‘yönetimlerimizi’ özgürce kendimiz belirleyebildik mi?
Cumhuriyetin kuruluşundan- Mustafa Kemal Atatürk’ün öldüğü tarih arası 15 yıllık kazanımları koruyabildik mi?
Örneğin;
Mustafa Kemal Atatürk;
“Özgürlük ve Bağımsızlık benim karakterimdir” demesine karşın; bizler toplum olarak onun bu düşüncesinin ardından gidebildik mi?”
Yine o büyük insan;
“Ekonomik bağımsızlık olmadan, tam bağımsızlık olmaz” sözünü hesaba katıp, ekonomimizi ve üretim biçimimizi ‘bağımsız’ hale getirebildik mi?
Örneğin;
Demokrasimiz rayına oturmuş bir şekilde tıkır tıkır yürüyor mu?
Örneğin;
Herkes düşündüğünü özgürce söyleyip, özgürce yazabiliyor mu?
Örneğin;
Adalet dağıtanlar, ayrım-gayrım yapmadan adalet terazisini eşit bir şekilde tutuyor mu?
Sakına-sakın ‘tutuyor’ demeyin…
Öyle derseniz, bende size o zaman şu soruyu sorarım;
“Madem adalet konusunda bir sorunumuz yok da, son yıllarda yapılan bu ‘adalet arama’ yürüyüşleri de neyin nesi oluyor?
Ve üstelik sakına-sakın bana ‘ekonomik bağımsızlığımız var’ demeyin…
Böyle derseniz bende size kalkar o zaman;
“madem ekonomik bağımsızlığımız varda, neden yıllardır tarım politikamızı IMF ve Küresel sermaye belirliyor?” derim..
“Tarım alanında üretim özgürlüğümüz varsa, neden o zaman kendi ‘Hiprit Tohumlarımızı’ toprağımıza ekemiyoruz da illada İsrail’in tohumlarını ekiyoruz?”
Hı,neden?
Bu soruların mantıklı bir yanıtı olmalı öyle değil mi?
Hemde öyle sağa-sola kıvırtmadan!
Cıvıtmadan!
Efendisine şirin görünme uğruna yalakalık yapmadan üzerinde sesli sesli düşünmek gerekir bu soruların..
Kısaca demem o ki;
En hızlı iletişim çağının içerisindeyiz..
Yani ‘gerçeklerin’ artık üzeri örtülemiyor…
Birisi saklamaya çalışsa, bir başkası ortaya çıkıp söylüyor..
Onun için kimse-kimseyi aldatmasın!
Kimse-kimseye madik atmaya kalkmasın!
Yani -amiyane tabirle- kimse kimseyi küçük çocuk sanmasın!
Ekonomide de..
Siyasette de,
Ticarette de,
Eğitimde de,
Sağlıkta da,
İktidarda da,
Muhalefette de
Vesaire, vesaire,
Kısacası dört-bir yandan tekrar sarılmış bir vaziyetteyiz!
Hiçbir konuda ‘bağımsız ve özgür’ değiliz.
“Canım o kadarda değil” diyenler olabilir..
Ve böyle düşünmekte de haklı olabilirler..
Çünkü uyanışı önleyebilmek için azda olsa, tadımlık da olsa, ağzımıza bir parmak bal çalar gibi bir özgürlüğe sahibiz!
Sonuç;
Bugün 22 Haziran 2020
Bundan 101 yıl öncenin 22 Haziran’da..
1919 yılında,
Ferhat ile Şirin’in yaşadığı Amasya’da;
Nasıl ki Ferhat sevdalısı Şirin için dağları delmiş su getirmişse..
Bu sevdanın yaşandığı kentten yola çıkmıştır Mustafa Kemal ‘Özgürlük ve Bağımsızlık’ yolculuğuna..
Dün;
Bu yolculuktan rahatsız olanlar var mıydı?
Vardı…
Bugün;
O gün başlatılan ‘bağımsızlık’ yolculuğundan rahatsız olanlar var mı?
Var…
Hemde o kadar çok var ki;
Sürüsüne bereket!
Her neyse..
Sizi bu sıcak ve tehlikeli günlerde birde ben yormayayım..
Üstelik herkes ‘özgürlüğe ve bağımsızlığa’ sevdalı olmak zorunda da değil…
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
En önemlisi de;
‘Özgürlük ve Bağımsızlık’ gevezeliği yaparak, sizlerin kafasını karıştırdıysam ne olur kusura bakmayın!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM