Bu soruya cevap verebilmek için önce peygamberimizi (a.s) çağımıza taşımak gerekir. Çağa taşıyamadığımız bir peygamberi anlamamız da mümkün değildir.
Peygamberimizin zamanında ulaşım araçları develer ve atlar idi. Peygamberimiz o çağda yaşadığı için ve ulaşım vasıtaları da develer ve atlar olduğu için bunları kullanıyordu.
Peygamberimiz bugün yaşasaydı nasıl bir hayat sürerdi?
Buna düşünerek cevap verebilirsek peygamberimizi de çağımıza taşımış olur, onun örnekliğinin yüzyıllar yıllar geçse de devam etmesini sağlamış oluruz.
Eğer peygamberimiz bugün yaşasaydı, bugünün şartlarındaki ulaşım vasıtalarını kullanacaktı. Bizim bindiğimiz arabalara binecek; otobüsle, uçakla, trenle vs. seyahat edecekti. Bunları kullanırken de asla tedbiri elden bırakmayacaktı.
Peygamberimiz önce tedbiri alıp sonra Allah’tan yardım beklemek gerektiğini çok iyi biliyordu. Zira uymakla sorumlu olduğu vahiy ona ve bizlere tedbir almayı zorunlu kılıyor (Al-i İmran, 3/200; Nisa, 4/71-102).
Peygamberimiz de sadece vahye uyduğundan (Ahkaf, 46/9) tedbirsiz bir hayat yaşamamıştır ve bugün çağımızda yaşasaydı yine tedbirsiz bir hayat yaşamayacaktı.
Nitekim devesini salıvererek Allah’a tevekkül ettiğini söyleyen bir bedeviye, peygamberimiz, “Onu bağla da öyle tevekkül et.” diye söylemiştir. (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 60)
Dolayısıyla peygamberimiz bugün yaşasaydı, kullandığı araçta emniyet kemerini takacak, kırmızı ışıkta geçmeyecek, zorunlu haller dışında emniyet şeridini kullanmayacaktı.
Bunun içindir ki emniyet kemeri takmak da, kırmızı ışıkta durmak da, uyanıklık yapıp emniyet şeridini kullanmamak da sünnettir.
Peygamberimizin sünnetini 1.400 yıl öncesine hapsetmek; onun sünnetini ve insanlara örnekliğini hiç anlamamak anlamına gelir.