“Yaşamın ve ölümün hükümdarı sensin.
Sen ne isen, yaptıkların da odur.” Lao Tzu
Yıllar önce Lap Tzu ne güzel söylemiş. Bugün olanlara aktarırsak; tüm olanların sorumlusu 23 yıldır bizi yöneten siyasi otoritedir. Duymasak, görmesek de, ileride mutlaka bu karanlıklar aydınlanacaktır. Buna yürekten inanıyorum…
Geçenlerde konuştuğumuz Bolu’daki otel yangını ve kaybettiğimiz canların maalesef sorumluları bulunmayacak ve/veya suç birilerine atılıp, olay tarihin karanlıklarında unutulacak gibi duruyor. Umarım bu söylemimde yanılırım…
Sizlerinde artık net olarak bildiğiniz gibi tüm karanlık olaylarda olduğu gibi bu olay da siyasi olup, çözümü nün de siyasi olduğunu görebiliriz…
Sorumlu veya sorumlularını bu siyasi yapıda değil, ancak halkın gerçek iktidarında hakettikleri cezayı çekeceklerini düşünüyorum…
Gelelim ülkemizdeki trafik kazalarına, daha doğrusu trafik cinayetlerine. Siz kaza sözcüğü yerine önlenebilir her ölümün cinayet olduğu yaklaşımıyla, bunlar cinayet olarak kabul edilirse daha doğru olur…
Geçenlerde Emniyet Genel Müdürlüğü(EGM)Türkiye’nin bir yıllık trafik kazası istatistiklerini kamuoyu ile paylaştı. Gündem çok acı olaylar ile dolu olduğu İçin bu konuyu paylaşamamıştım…
EGM’e göre, bir yılda yurdun tamamında 356 bin 368’i maddi hasarlı, 266 bin 780’i de ölümlü veya yaralanmalı olmak üzere toplamda “623 bin 148 Trafik Kazası” meydana gelmiş…
Bu kazalarda 2 bin 713 kişi yaşamını yitirirken, 388 bin 644 kişi de yaralanmış…
Bir yılda toplam 2 bin 713 kişinin öldüğü belirtilmiş…
EGM’nin yayınladığı bu verilere göre; Türkiye’de 2024 yılı boyunca 2 bin 289 adet ölümlü, 264 bin 491 adet de yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiş…
Bu kazalarda 2 bin 713 kişi yaşamını yitirirken, 388 bin 644 kişi de yaralanmış…
Yerleşim yeri içinde yaşanan 537 bin 128 kazada 1.179 kişi ölürken, 312 bin 367 kişinin de yine yaralandığı açıklanmış…
EGM’den alınan verilere göre, yerleşim yeri dışında ise 2024 yılının tamamında 86 bin 20 kaza meydana gelmiş. 1.534 kişi ölmüş. 76 bin 277 kişi de yaralanmış…
Türkiye’de bir yıl boyunca 356 bin 368 adet maddi hasarlı kaza meydana geldiğini öğreniyoruz…
Yine 266 Bini aşkın aracın kaza yaptığı açıklanmış…
Türkiye’de bir yıl boyunca en fazla kazalar sırasıyla; yandan çarpma 90 bin 780, yayaya çarpma 39 bin 124, devrilme/savrulama/takla atma 36 bin 665…
2024 yılında toplam 266 bin 780 araç kazaya karışırken, en fazla kazayı ise 206 bin 188 ile otomobiller, 94 bin 95 ile motosikletler, 57 bin 970’le de kamyonetler oluşturmuş…
“En fazla aşırı sürat nedeniyle kaza olmuş…”
Türkiye’de ölümlü veya yaralanmalı kazalar; en çok aşırı sürat nedeniyle meydana gelmiş…
105 bin 783 kaza aşırı hızdan kaynaklanırken, ikinci sırada ise 45 bin 45’le geçiş önceliğine uymamak hatasının yer aldığını anlıyoruz…
“Bu süre içinde 31 milyon ceza kesilmiş…”
EGM trafik kazalarının yanı sıra kesilen cezalara ilişkin de verilerini açıklamış. Buna göre bir yılda toplam 31 milyon 448 bin 975 adet ceza kesilmiş…
Bir yılda kesilen cezalar 26 milyon 670 bin 668’le araçlara, 4 milyon 709 bin 290’la sürücülere, 65 bin 800’le yolculara ve 3 bin 217’yle de yayalara kesilmiş…
“Türkiye’de bir yılda araç sürücülerine en fazla alkollü araç sürmekten dolayı ceza kesildiği vurgulanmış..”
258 bin 594 sürücünün alkollü araç sürmekten dolayı hakkında işlem yapılırken, 12 bin 711 sürücüye de ceza puanını doldurmaktan, 556 sürücüye 5 kez hız limitini aşmaktan, 36 bin 274 sürücüye de farklı işlemlerden olmak üzere toplam 308 bin 135 sürücüye işlem yapıldığı belirtilmiş…
Türkiye’de geride kalan bir yıllık süreçte ise 1 milyon 810 bin 68 adet araç trafikten men edilerek, bağlanmış…
Yukarıda EGM’nin verilerini ibretle okudunuz. Bu ülkede önlenebilir ruhsal, sosyal, siyasi ve fiziksel sorunlara bağlı ölümlerin hepsini kaza değil cinayet olarak kabul edersek konu daha net anlaşılır…
Trafik kazaları önlenebilir bir sorundur. KORUYUCU HEKİMLİK İlkeleri doğrultusunda trafik kurallarına uyulsa, çarpık kapitalizm’in oluşturduğu sorunlar kamucu bir anlayışla çözülse, trafik kazalarının çoğu önlenebilir…
Daha nesini söyleyeyim canım efendim…
Gelin sizi fazla sayılara boğmadan, sözümüzü Sivas Şarkışla’dan Aşık Serdari ile bitirelim. Bu Ezgi’yi Ruhi Su adeta bizim neslin beynine kazımıştı. Bunu da unutmayalım…
Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim…
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse bilmiyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim…
Serdari halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet dağılır elimiz bizim…
Sevgilerimle…
