Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
OLİMPİYAT HALKASI KARDEŞLİKTİR  KARDEŞLİK HAFTASI NEYİN NESİDİR 
  • 0
  • 197
  • 28 Nisan 2021 Çarşamba
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Sizin de üst başlıktan anlayacağınız üzere;

Bugün sohbetimiz ‘kardeşlik’ üzerine olacak…

Diyeceksiniz ki;

“Durup dururken bu da nereden aklına geldi? diye sorarsanız yanıtım şöyle olur;

“Hayır aklıma gelmedi”

Acaba bu hafta hangi ‘ne haftası’ kutuluyoruz? diye ‘kutlanan günler’ takvimine baktım da orada gördüm..

Meğer; 28 Nisan ile 4 Mayıs arası ‘Kardeşlik Haftasıymış’…

İnanın bana;

Böyle bir ‘hafta’ olduğunu vallahi bilmiyordum…

Yeni öğrendim…

Hatta ‘neyin nesidir’ diye şöyle tarihçesine bir bakayım dedim…

Tarihçe filan yazmıyor…

Herhalde bu ‘kardeşlik haftası’ sadece bize özgü bir hafta olmalı ki;

2012 yılından bu yana kutlandığını yazıyor..

Her neyse…

Demek ki; Kardeşlik Haftası diye bir haftaya gereksinim duymuşlar ki; icat etmişler..

Halbuki bizler 5 Kıtanın farklı renklerini bir araya getiren ‘Olimpiyat Oyunlarının’ simgesi olan 5 halkayı kardeşlik halkası olarak bilirdik…

Şimdi sizde diyeceksiniz ki;

“Yahu herkes ‘kardeşlik’ gösterisi yapmak için dört yıl bekleyecek hali yok ya… Varsın birde ‘kardeşlik haftamız olsun kime ne zararı var!?” diye de düşünebilirsiniz…

Sizler öyle düşünürken, bende bu ‘kardeşlik’ konusu üzerinde şöyle düşünüyorum;

Ve ‘kardeşlik’ konusunu sıralayarak şöyle tasnif ediyorum;

-Aynı anadan-babadan doğan öz kardeş…

-Ana bir, baba ayrı veya bunun tersi olan ‘üvey’ kardeşler..

-Annenin sütü olmadığı için başka bir kadının emzirdiği çocuklarıyla ‘süt kardeşi’ olanlar…

-Birbirini çok seven iki kişinin -karşılıklı- kollarını küçük bir çizikle keserek kanını emdikten sonra ‘kan kardeşiyiz’ diyenler…

-Gerek dinsel inançlarıyla güven sağlamak ve gerekse inandığı dini pekiştirmek istercesine; “Din Kardeşiyiz” ibaresini öne çıkaranlar…

Birde arkadaşını çok sevdiğini ifade etmek için öne sürülen manevi kardeşliği ifade eden sözler vardır;

“Filanca benim manevi kardeşim”

“Falanca kişi benim askerde aynı karyolayı paylaştığım kardeşim”

Vesaire, vesaire…

Daha buna benzer bir sürü ‘kardeşlik’ türleri vardır…

Ancak bütün bunların dışında üzerinde durulması, düşünülmesi ve olması gereken bir ‘kardeşlik’ türü daha vardır ki; bunun üzerinde oldum-olası hiç düşünülmesi istenmez…

Örneğin;

İşçi sınıfı birbirileriyle kenetlenip ‘bizler kardeşiz’ derse…

Ezilenler, sömürülenler ‘bizlerde birbirimizle kardeşiz’ diye güç birliği yapıp kenetlenirse…

İşte bu tür ‘kardeşlikler’ kardeşlikten sayılmıyor pek!…

Ayıplanıyor…

“İnsanlar arasında sınıf ayrımcılığı yapmayın” deniliyor…

Halbuki hepimizin ortak duygularla sevdiği Namık Kemal;

“Tembellik, ölümün küçük kardeşi…

Sefalet, hayatın büyük düşmanıdır.”

Ve daha sonra başka bir şairimiz Orhan Veli, şöyle tamamlıyordu Namık Kemal’in sözlerini;

“Yaşamak kolay değil ya kardeşler, ölmekte değil…

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.”

Gördüğünüz gibi söz konusu ‘kardeşlik’ olunca, bir sürü şeyler aklımıza geliyor…

Örneğin;

Şu ifadeler ve özdeyişleri çok-çok arkalarda ve gerilerde kaldı diye düşünüyorum;

“Ben filanca arkadaşımla, falanca okulda okurken ekmeğimizi kardeş payı yapıp öyle yerdik”

“Aynı yatağı paylaşır ve kardeş-kardeş yatar uyurduk” vesaire..vs…

Bütün bunların yanında uyum içinde götürülmeyen ‘kardeşlikler’ için söylenen sözlerde vardır…

Örneğin;

Küçükken birbirlerini sevseler de, büyüyünce, yani işin içine çıkarlar girince, bozulan ‘kardeşlikler’ için söylenen sözlerde vardır;

“Kardeşin varsa; düşmana ne gerek var.”

“Ulan sana kardeş dedik demesine de; yarı yolda bırak demedik”

Birde havanda su dövmek istercesine, palavra sıkanlar için söylenen ifadeler vardır;

“Atma Recep, din kardeşiyiz.”

Şimdi bu ‘kardeşlik’ konusu daha fazla uzatmadan sonlandıracak olursak kardeşler;

Yeryüzünün neresinde olursa olsun…

İster varsıl olsun, ister yoksul…

Dili, dini, rengi ve cinsiyeti nasıl olursa olsun;

Masumiyet dünyasından çıkana kadar hep birbirine benzer..

Yani;

Gülüşleri hep aynıdır…

Gözyaşlarının rengi birbirine benzer…

Birbirlerini tanımasalar da…

Birbirlerinin yüzlerini hiç görmeseler de…

Ve tesadüfen bir araya geldiklerinde;

Aynı anadan-babadan doğmuş ‘kardeş’ gibi davranırlar birbirlerine!

Ve o çocukluk, masumiyet merdivenleri bitince…

Yani; ikinci evrenin yürüme evresine geçilince;

Bu ‘kardeşlik’ duyguları yavaş yavaş sonlanıyor…

Bitiyor…

Tükeniyor…

Ve birilerinin çıkarı için birbirlerini ‘boğazlama’ eylemleri başlıyor!

Halbuki ne diyordu Hacı Bektaşi Veli;

“Yetmiş iki millete bir gözle bak,

Cümle yaratılmışı bir gözle bak,

Hak’kı gerçek sevenlere cümle alem ‘kardeş’ gibidir.”

Eh, bu güzel sözlerden sonra da sözü yine Nazım Hikmet’in dizelerine bırakarak bu ‘kardeşlik haftası’ sohbetimizi bitirelim.

“Bitirelim” diyorsam;

“Arkadaşlığımız ve kardeşliğimiz” devam etsin, onu bitirmeyelim;

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,

Ve bir orman gibi kardeşçesine..

Bu hasret bizim…”

———————–

Kardeşlik duyguları tüm dünya insanları arasında hızlı bir şekilde yaygınlaşsın ve ‘kirli savaşlar’ ötelensin dileklerimle..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM