Ahmed ÇITLAKOĞLU
Ahmed ÇITLAKOĞLU
ahmedcitlakoglu@giresungundem.com
İTAAT
  • 0
  • 199
  • 27 Kasım 2020 Cuma
  • +
  • -

“Allah size istediğiniz zaferi gösterdikten sonra gevşediniz,

Emre itaat hususunda birbirinizle tartıştınız ve emre aykırı hareket ettiniz;

İçinizden kimi dünyayı istiyordu, kiminiz de âhireti istiyordunuz;

Derken Allah denemek için onların karşısında sizi bozguna uğrattı.

Sonunda yine de sizi bağışladı. Allah müminlere karşı lutufkârdır.” (Âli-İmrân, 152)

 

************

İbrâhim Edhem, Şakîk’e soruyor:

– “Siz şükrü nasıl anlarsınız?”

Şakîk de:

– “Allah verince şükrederiz, vermeyince sabrederiz: diyor.

İbrâhim Edhem:

– “Bu senin dediğini Horasan’ın köpekleri de yapıyor…

Onlar da verilince şükrediyor, verilmeyince sabrediyorlar” diyor.

“Peki o zaman size göre şükür nasıldır?” diye sorulunca şu karşılığı veriyor:

– “Biz verilince infâk ederiz, verilmeyince şükrederiz.”

 

 

*******

Bektâşî’ye kirlenen gömleğini yıkaması gerektiğini söylemişler:

– “Nasıl olsa gene kirlenir” demiş. “

Tekrar yıkarsın” denilince:

– Yine istifini bozmadan “yine kirlenir” demiş.

Tekrar: “Yine yıkarsın” denilince:

– “Biz bu dünyaya gömlek yıkamaya gelmedik.” diye karşılık vermiş!..

***

Evet, bizler bu dünyaya “gömlek yıkamaya” gelmediğimiz gibi “ekmek yemeye” de gelmedik!..

“Ben cinler ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zâriyat Sûresi, 56)

 

 

****

“Ey îman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şâhitlik eden kimseler olun…

Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin…

Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Mâide, 8)

***

“Burada İslâm’ın sosyal, hukukî ve ahlâkî amaçlarının önemli bir kısmı özetlenmektedir. “Ferdî ve sosyal yapıda dirlik ve düzenliği, hakkaniyet ve eşitlik esaslarına uygun şekilde davranmayı sağlayan ahlâkî erdem” anlamına gelen adalet, sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır. Bu sebeple Allah Teâlâ müminlere adaletle şahitlik etmelerini, herhangi bir topluma karşı besledikleri öfke yüzünden onlar hakkında adaletten ayrılmamalarını emretmiştir.

Âyet-i kerîme, insanların Allah katında en üstün değer olan takvâ (Hucurât 49/13) faziletine erebilmeleri için adaletli olmaları ve düşmanları hakkında kalplerinde besledikleri öfkenin onlara karşı haksızlık yapmalarına sebep olmaması gerektiğini bildirmektedir. Müminler, haksızlığı ortadan kaldırarak yerine hakkı ve adaleti getirmek, bu husustaki faaliyetlere katkıda bulunmakla mükelleftirler.

Âyet-i kerîmenin, müminlere düşman topluluklara dahi adaletle muamele etmeyi emretmesi, ayrıca bu davranışın takvâ erdemiyle bağlantılı olduğunu vurgulaması son derece dikkat çekicidir.

(DİB, Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 229)

*************

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM