Hesap vakti yaklaştı, farkında mısınız? Ancak çevremize şöyle bir baktığımızda hiç de hesap-kitap-mizan-terazi varmış gibi yaşanmadığını üzülerek müşahede ediyoruz. Kur’an’ın ifadesiyle insanların hesaba çekileceği o gün iyice yaklaştı ama insan hala gaflet içinde, haktan hakikatten yüz çeviriyor.(Enbiya 21/1) Sanki ahiret yokmuş gibi davranılıyor. Sanki ölümle her şey bitecekmiş gibi davranılıyor. Halbuki ölüm her şeyi bitirmeyecek.(Hakka69/ 27) Ölüm bir son değil bir başlangıçtır.
Yüce Yaratıcımız hayatı ve ölümü hangimizin daha iyi kulluk yapacağını denemek için yarattı.(Mülk67/ 2) Bu sebeple hayat aslında baştan sona bir sınavdır. Ve hayat baştan sona kayıt altındadır. İlahi bir kayıt sistemi kurulmuştur. Hiçbir bir şey, hiçbir eylem ya da söylem kayıt dışı değildir. (İnfitar 82/10-12, Kaf50/ 17-18) İşte bu kayıtlar büyük mahkemede önümüze konulmak üzere arşivlenmektedir.(İsra 17/13-14, Kehf18/49) Bu manada hesap verebilen bir varlığız, sorumluyuz, başı boş değiliz. “İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyame 75/36)
Rabbimiz uyarmasına rağmen insanlar dünyaya aldanıyorlar. (Fatır 35/5) Halbuki bırakıp gideceğiz bu dünyayı. Kırık iğne götüremeyecek kimse. Tüm yatırımı buraya yapmak, ahirete dair her hangi bir yatırım yapmamak ne kötü bir durum. Hâllbuki dünya geçici ahiret kalıcı. (A’la87/ 16-17)Kalıcı olana yatırım yapmak en akıllıca iş değil mi? “Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve ölüm sonrası için çalışan kimsedir “ (Hadis, Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 25)
Hasap vakti yakın ama insanoğlu hiç oralı değil sanki? Günahlar konusunda pek cesur insan. Günahları önemsemez oldu toplum. Din sadece dilde slogan, zihinlerde hayal oldu. Yaşanan bir din değil hayal edilen bir dine iman ediliyor sanki.
Halbuki islam hayat dinidir, hayatın dinidir, hayal dini değildir. Bu manada insanın her işine karışır islam. Yemesine içmesine de ticaretine de, evlenme-boşanmasına da, miras taksimatına da, örtünmesine de karışır. Kur’an’da bu meselelere dair hükümler var. Var olmayı var da Kur’an’a hayat kitabı değil ölü kitabı muamelesi yapılınca bütün bu hükümler yaşayanları hiç ilgilendirmiyor gibi davranılıyor.
Ne zaman uyanacağız acaba? Bu gaflet uykumuzdan ne zaman uyanacağız? Mezarda uyanacaksak eğer bu bize bir fayda sağlamayacaktır. Zira ölümle dünya sınavı bitmiştir. Düdük çalmıştır. Artık dünyaya dair her hangi bir tasarrufta bulunma şansımız yoktur. Artık hesap sıramızı bekleyeceğiz bu saatten sonra. İsrafil (as)’ın ikinci defa çalacağı kalk borusuyla kabirlerimizden kalıp hesap meydanına doğru koşacağız.(Yasin 36/51, Zümer39/68)
Burada dünyada ektiklerimizi biçeceğiz. Kimseye zulmedilmeyecek.(Yasin 36/54, Enbiya 21/47) Şimdi yol yakınken, akıl baştayken, vakit varken tevbe edip yolu düzeltmek en akıllıca davranıştır. Yoksa hesap gerçekten zor olacaktır. Orada kimseye ayrıcalık yok. Herkes hak ettiğinin karşılığını görecek. Sonra ya ödül yeri cennete ya da ceza yeri cehenneme sevk var. Ne mutlu cennete sevk edileceklere.