GİRESUN’DA TİCARET ERBABI OLMAK |
Giresun kapalı çarşıda ticaret yapmak için dükkan tutan ,ticaretten anlayan, ticareti çok iyi yapan, ticaret erbabı bir girişimci komşularına “Burada kin nedir ,ne değildir .?”diye sorar
– Esnaflar “Şu karşıdaki dükkanda oturan Ahmet ağa’dan uzak dur ,yeter .”derler
– Girişimci gider bakar ,dükkan boş..
Tek başına sandalyede oturan Ahmet Ağa’ya “Siz burada ne alır ne satarsınız ? “diye sorar..
– Her şey alınır satılır. İstersen bir alış veriş yapalım. Ağzındaki dişlere 10 altın veririm. Ölene dek kullanabilirsin . Öldüğünde alırım .
– Girişimci ”Bu alışveriş güzel der “anlaşırlar, 10 altını alır . Bu safların olduğu pazarda çok para kazanacağım düşüncesiyle sevinir.
– İki gün sonra Ahmet Ağa 2 kişi ile gelir ,komşu arkadaşlara dişini satacağım gösterir mişin .
-Hani ölünce alacaktın. Arkadaşlar da öldüğünde alacaklar. Peki der .
Dişe bakanlar 20 altın verir.Ahmet Ağa kabul etmez.
Her gün Ahmet Ağa dişlerini göstermeye getirdiği müşteriler, eşşeğin dişine bakar gibi girişimcinin dişini bakarlar pazarlık yaparlar , Girişimci köpürür .
– “Yeter artık yük hayvanı gibi dişimi baktırıyorsun herkese, al 10 altınını. “der.
– Ahmet Ağa” Bu dişler 30 altını gördü ,40 altından düşük fiyata satmam” der.
– Girişimci bakar ki diş bakmaya gelenden kurtuluş yok ,verir 40 altını Ahmet Ağa’ya ve dükkanını kapatır
-Komşular “Hayırdır komşu.? “diye sorar
Cevap olarak “Bu handa,Ticaret olmaz ,olanda ya dişten,ya da sermayeden eder “der.. Tutar İstanbul’ un yolunu.olur sanayi yatırımcı.
Giresun’dan İstanbul’a gidip iş sahibi olanlar, Giresun’da Ahmet Ağa’yla karşılaşan genç girişimciler ,ilk aldıkları dersin hızıyla başarıya ulaşmışlardır. Ticaret önce zeka ,sonra sermaye istemekte olduğu için her insan başarıyı doğduğu yerde yakalamayabilir. O zaman doyduğu yerde rızkını arar. Arar da İstanbul’a cambazlar geldi . Bakın da Giresunlu Ahmet Ağa’yı aratmasın.